ATATÜRK HEYKELLERİNE SALDIRI

   Demokrat parti döneminde, Necip Fazıl’ın “Büyük doğu” gazetesi ve buna bağlı dergiler sürekli olarak, Atatürk ve Atatürk inkılapları aleyhinde yazılar yazıyor, Demokrat Parti iktidarının Atatürk ile hesaplaşma senaryoları düzenliyorlardı.

                Demokrat Partinin bazı kongrelerinde “kadın haklarının sınırlandırılması, kılık kıyafetin İslamlaştırılması, fes ve sarık giyilmesi, tekke ve zaviyelerin açılması, okullarda Kur’an dili okutulması, birden fazla evlenmeye müsaade edilmesi…” gibi öneriler zamanın hatipleri tarafından dile getiriliyordu.

                Demokrat Parti dönemini Atatürk ile hesaplaşma dönemi olarak görüyorlardı. Buna paralel olarak, Atatürk heykellerine gece vakti baltalarla, çekiçlerle saldırıp heykelleri parçalıyorlardı.

                1951 yılında bu heykel saldırılarından biri Kırşehir’de yaşanmıştı. Bu saldırılara karşı öğrenci kuruluşları tepki göstermişti. Muhalefetin sesi olan “Ulus” gazetesi engelleniyor, yandaş medya, Konyalı Kubilay İmer’in, “Bu memleket 30 senelik Cumhuriyet döneminde bir tek vatansever ve dindar başvekil görmüştür. O da Adnan Menderes’tir” sözlerini manşet yapıyordu.

                “Atatürk aleyhinde işlenen suçlar” hakkındaki kanun tasarısının komisyondan meclise gelmesi bile olay olurken diğer taraftan Atatürk heykellerine karşı saldırılar devam ediyordu. Aynı süreçte , gazetelerin manşetinde, “Atatürk heykellerine saldırı. Bunlardan biri Eryamanlar köyünde, diğeri Aydın’ın Dalaman bucağında, üçüncüsü Burhaniye’dedir…” diye yazıyordu.

                8 Mayıs 1951 tarihli “Hürriyet” gazetesi, “Atatürk tasarısı komisyona iade edildi” diye manşet atıyor. Arkasından “tasarı birçok hatibin lehte konuşmasına rağmen, mecliste tasarı aleyhinde belirmiş olan hava dün de değişmedi…”

                Halkta ve talebe örgütlerinde başlayan lehte hareketlilik, meclisin havasını değiştirdi.  1951 yılının 26 Temmuz’da Atatürk tasarısı kabul edildi.

                Tarihsel süreçten sizler dilimin döndüğünce, Atatürk heykellerine karşı yapıla çirkin saldırılardan birkaç anekdot aktardım.

                Nedenine gelince, hepinizin bildiği gibi günümüzde de buna benzer olayları yaşamamızdır. Sakarya’da Atatürk heykeline baltayla saldırı yapıldı. Adam o kadar Atatürk düşmanı ki bir de tiner dökerek heykeli yakmaya kalkıyor.

                İşin ilginci, aynı kişi 2010 yılında da, “Yeter, Kudüs, Çanakkale” yazısını Atatürk büstüne yazıyor.

                Diyeceğim o ki 1950’li yıllar ile şimdiki zamanımızı karşılaştırın. Atatürk aleyhtarlığı konusunda, benzerliklerim olduğuna esefle şahit olacaksınız.

                İşte bu nedenle, Atatürkçülerin ayrışma değil, birleşme zamanı olduğunu çok iyi anlamaları gerekir.

                Esen kalın.

                                                                                                             Kaynakça: “ÖFKELİ YILLAR” kitabı