ANKARA'YA GİDEN TREN

Ne yazık ki, Atatürk'ün 1923 yılında kurduğu Cumhuriyet, O'nun ölümünden sonra adım adım geri götürüldü.  Onun kurduğu Cumhuriyet ilkeleri birer birer yok edilirken, ülkenin insanı bizden-sizden ayrımcılığının girdabı içerisine girdi. Günümüzde, Atatürk ilkelerinin okul kitaplarından parça parça sökülmesi yetmiyormuş gibi, Anayasa'dan da çıkarılması gündemde.

Şunun şurasında " Tek adamlık Anayasa " referandumuna sayılı günler kaldı. Şair Eşref'in dediği gibi "Karhane-i alemde herkesin bir kavgası var, Kırkağaçlı Ahmed'in de bir kenef davası var." Bizde de davalar bitmez. Yalnız, bizim davamız; Cumhuriyettir. Bizim davamız, Atamızın kurduğu Cumhuriyet ilkelerine sahip çıkmaktır.

Gün doğmadan meşime-i şebden neler doğar... her gece karanlıksa, her karanlıktan sonra aydınlık sabah geldiğiniz bilerek ve dileyerek, Mehmet Beşeri'nin "Ankara'ya giden Tren" isimli şiirinden kısa bir alıntıyla yazımıza nokta koyalım.

"... Sanayi, ticarek sizlere ömür,

Yabancı sermaye hepsine dünür,

Bu gidişle vatan çabuk bölünür,

Alttan alta kazan kaynatılıyor.

---

Umut, mamut oldu tükendi nesli,

Meydanı boş buldu mürteci, fesli,

"Laik"lerse çoktan batı kafesli,

Boş yere kafalar patlatılıyor.

--

İlkelerin hepsi ayak altında,

Sopa gösterilir şayak altında,

Yolunda gidenler kapı altında,

İnan inim inim inletiliyor.

---

İşte Aziz Atam hal böyle böyle,

Kaldır da başını iki laf söyle,

Ne kadar da doğruymuş yazdığın söylev,

Hepsi birer birer kanıtlanıyor.