AMERİKAN TRAŞI

Bir zamanlar Afganistan bombardımana tepki olarak İzmit’te bazı berberler, yani kuaförler Amerikan traşı yapmama kararı almışlardı.

Bombalanan Müslüman bir ülkenin insanı olduğu halde, zamanın İslamcı radyoları ve basını (Ben Amerikan traşı oluyorum. Yine ben, bu traşı seviyorum. Kulak arkalarını ve enseyi tamamen kısalttığı için gusül abdestini kolaylaştırır.) diye yayın yapıyorlardı…

Afganistan’dan Irak’a geçildi. Yetmedi Mısır, Libya, Suriye’de bombalar patladı. Ülkelerin ve ülkenin ne bombaları bitti ne de Amerikan traşı…

Amerikan traşı devam ediyor. Hem öyle böyle devam ediyor ki, bombalarından sonra modern çağın tanrısı sayılan (DOLAR) sürekli yükselen trend …

Bu modern çağın hiç sıkıntıya gelmiyor. Beyaz saraydakinin öksürüğünü duysa, benim ülkemde kıyametler kopuyor. Bir taraftan, Amerikan traşı olurken, diğer taraftan itaate devam ediyor İslam alemi. Artık dolardan başka inanç, dolardan ve ABD’den gayri sevgi, diğer uçtan bir uca yalancı özgürlük adına savruluyor Amerikan traş sevdası…

Ayaklarımızla doğunun topraklarına basarken, yüzümüzü bir türlü batıya çeviremiyoruz. Dolu dizgin Suriye felaketinin içerisindeyken, halen Amerikan traşı olma sevdasından kendimizi kurtaramıyoruz. Shakespeare der ki:

“Şeytan bir günah işleteceği zaman, işe bu günahı kutsallık zırhına sarmakla başlar.”

Özgürlük maskesi altında günah işlemeye devam eden Amerikan traşı şeytanın, ne yapmak istediğini bildiğimiz halde, halen neyin derdinde olmanın saflığını yaşıyor biz ve İslam alemi…

Eğer dış politikada, Amerikan traşı sevdasına İzmitli berberler gibi “Go Home” diyemezsek, Amerikan traşlı şeytan hepimizi yok etmeye devam edecek…

Hepinize esenlikler dileğiyle.