2017’nin arifesindeyiz. Hassas ve engebeli dengeler üzerine kurulmuş bir zaman dilimini bitirip, yeni bir zaman dilimine adım atıyoruz. Yalnız, ilk adımını atmaya çalışan bebek gibi nedense ürküyoruz.
Yaşadığımız acıları eğreti konmuş bir ceket gibi silkeleyip atmak ve sonrası her şeyi zamana bırakarak, yeni umutlara doğru yürüyüş yapamaz mıyız?
Yahut her yıldönümünün ertesinde giden yılların çalıp götürdüğü tatlı ve acılı anılarımıza yanma yerine, teselliyi gelen yeni yılın zaman şeridinde arayamaz mıyız?
Su gibi akıp gittiğine inandığımız zaman şeridinde, taze heyecanlarla kutlamaya çalıştığımız yeni yılda, yeni umutlarla güzellikler denizine kürek çekemez miyiz?
Umuyor ve diliyorum ki , bu 2017 dediğimiz zaman şeridi sağlık ve huzur getirsin. Bu inançla, 2017’de savaş çığlıklarının değil, barış şarkılarının söylendiği bir yıl olsun.
Yeni yılınızı kutlarken, Osman Kılıçkıran’ın dizelerinde dediği gibi “UMUT” limanına gelin hep beraber kürek çekelim.
“Sandal yalpalayıversin
Deniz üstünde
Deli rüzgarlar düşmanca
Essin sinene
Zehir etme hayatını
Kendi kendine
Dalgaların son bulduğu
Bir liman vardır.
Onulmaz denilen dertlerin
Çaresi vardır.
Çıkmadıysa can bedenden
Bir “UMUT” vardır.