Filistin’de çocuk kadın ve hayvan demeden ki telef olan ağaçları ve bitkilerden söz etmiyorum bile aslında onlar da canlı oldukları için ve onlar da yok olmayla karşı karşıya kaldıkları için, onlardan da bahsetmeliyim, sistemli olarak soykırıma uğramaktadırlar. Soykırım yapılmakta yani toz zerresi kalmayacak şekilde yok edilmektedirler.
Peki, Filistin’de kim ya da kimler tarafından soykırım yapılmaktadır? Elbette İsrail ve Siyonistler tarafından bu kanlı vahşet planı uygulanmaktadır. Bu bilgi çok değerlidir ve bunu çocuklarımıza anaokulundan itibaren öğretmeliyiz. Aynen Siyonistlerin çocuklarına bebekliklerinden itibaren öğrettikleri gibi hatta bizler de doğum anından itibaren bunu öğretmeliyiz.
Çünkü bugün bu soykırımı Filistin’e yapanlar yarın bize de aynı şekilde davranacaklardır. Kendilerine has hazırlamış oldukları Arz-ı Mevud isimli bir haritaları ellerinde zaten mevcuttur ve Türkiye topraklarının bir kısmı da bu haritaya çoktan dâhil edilmiştir. Vadedilmiş topraklar denilen bu toprakların kendilerine ait olduğunu iddia etmektedirler.
Günlerdir bombalanan ve evlerinden edilen halka işkenceler eden bu güruha kimse dur dememektedir. Filistin’de her gün yeni doğan bebekler, günü tamamlayamadan saatler içerisinde öldürülmektedirler. Hastaneler bombalanarak yıkıldığı için tedavi olunabilecek yer kalmadı. Açlık ve savaşla mücadele eden halkın artık ne gücü ne de insanlığa karşı inancı kalmamıştır. Ekmek yok, un yok, besin yok ve en acısı ilaç yok. Hiç biri vatanlarını terk etmek istemiyorlar. Üstelik terk edecek yerleri de yok!
Bizler ve dünya bu soykırım karşısında çaresizlik ve umursamazlıkla susmaktayız yahut susturulmaktayız. Tabi sessiz kalmayan boykot yapan dünyada insanların da çok şükür varlıkları var, onlar hep var olsunlar. İsrail ve Yahudi ürünlerini almayın ve kullanmayın. Normal şartlarda da bizler kendi ürünlerimizi kullanmalıyız. Ödediğiniz her bir kuruş bir çocuğun ya da bir insanın ölümüne sebebiyet veren silahın alınmasını veya üretilmesini sağlıyor. O malum kahveyi içmezseniz ölmezsiniz ve o malum hamburgeri yemezseniz yok olmazsınız. O malum temizlik malzemesini kullanmazsanız mikrop kapmazsınız. O malum diş macununu almazsanız hastalanmazsınız. Ama yediğiniz her lokma bomba ve içtiğiniz her yudum Filistin’deki masun insanlara mermi olarak dönecektir. Bunu bile bile hala oralarda oturmaya ve tüketim yapmaya devam ediyorsanız ben vicdanınızın olup olmadığını sorgularım.
Boykot yapmak bilinçli bir davranış biçimidir. Bunun Müslüman olup olmamakla da alakası yoktur. Avrupa’da yapılan eylemler de bunu bir kanıtı sayılmaz mı? Bu bir vahşettir ve vahşete karşı dik duruştur. Bu bir haksızlığa karşı çıkıştır, zalime mazlumun yanındayız mesajı vermektir.
Sadece boykot yapmak yeterli değil aynı zamanda bu ürünleri çevrenizde kullananlarını gördüğünüzde de uyarın almasınlar ve bilinçlendirin. Çünkü bu kadar zalimce davranan bir milletin sadece Filistin’e değil tüm Dünyaya zararı olacaktır. Bugün ya da yarın bizim paralarımızı kullanarak bize bomba ve mermi atmak istemeyeceklerini bilemeyiz. Bunun tersine düşünmemize sebep olacak davranışları da mevcut değildir. Kendilerinden başka hiçbir halkı düşünmeyen eskimiş Yahudi anlayışını öyle benimsemişlerdir ki başka halklar onların ancak hizmetçisi olabilirler. Bu kadar kibir ve bencillik karşısında iyi bir niyet bekleyemeyiz. Beklememeliyiz de…
Bilmem ne markası bir alana bir bedava yaptı. Bilmem ne markası fiyatını yüzde elli düşürdü. Bunu sürekli duyacaksınız. Hatta eskiye oranla o kadar çok reklamlarını yapacaklar ki her yerde bunu duyacaksınız. Onların ürünlerinin piyasada fiyatının düşürülmesi, ürünler üstünde kampanyalar yapılması da boykot kararınızdan sizi caydırmasın. Bir tek kişi bile kalsanız boykottan vazgeçmeyin. Çünkü onların şuan yaptıkları bir katliam ve bir insanlık suçudur. İnsanlık adına tepki vermeliyiz. Sevgiyle kalın…