SON DAKİKA
Hava Durumu

Sürekli Basın Kartım Üzerine

Yazının Giriş Tarihi: 19.10.2022 00:10
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.10.2022 17:02

Meslekte yaklaşık 30 yıl bitti. Sarı Basın Kartı'nın en son mertebesi olan sürekli basın Kart’ının da sahibi olduk. Sürekli Basın Kartımı aldım.

Basın Kartı'nın en son mertebesine ulaşmak beni sevindirdiği kadar duygulandırdı.

Neden sevindim biliyor musunuz? Sahtekâr ve düzenbazların, en önemlisi de kendini memleket sevdalısı olarak lanse eden ancak tam tersi olan kendi çıkarlarını düşünenleri yazdığımız ve ortaya çıkardığımız bir kaç sözde gazetecinin oyununu bozduk da ondan, Bizi seven Dostlarımıza hayırlı olsun, mesleğimize dil uzatanların da gözüne girsin.

Meslekte Yaşadığım Anı İle Başlayayım Söze

1993 yılında başlayıp uzun yıllar TV ve Radyoda program yaptım,  Canlı yayını bilmez iken stüdyoya girdim. İyisiyle kötüsü ile yaptığıma inanıyorum demek ki içimizde varmış, Konuya hâkimsem konuşurum bilmezsem susar araştırırım bizi bilen bilir, Herkes tarafından tanınmak TV ve radyo da yaptığınız haberlere insanların size inanması güvenmesi beni çok daha mutlu etti. Zaten severek ve doğru yolda olduğunuzu bilirseniz görsel sesli medya öyle bir büyük ki 2000 yıllarda işimize yazılı basın eklendi. Programı açarken ve kapatırken hala ilk günkü heyecanla bitiriyorum. Programlarımızda siyasiler, patronlar ve üst düzey konuklarımız olurdu. Aynı zamanda ekip ile birlikte, Yaşam Gazetesinin sayfaları hazırlardık. 'Yaşamak için mi çalışıyorsunuz, çalışmak için mi yaşıyorsunuz ya da para için mi yapıyorsunuz bu mesleği ?' Gel zaman git zaman bu sözün neresinde olduğumu düşünmeye başladım. Gerçekten; 'Yaşamak için mi çalışıyorsunuz, çalışmak için mi yaşıyorsunuz ya da para için mi yapıyorsunuz bu mesleği sorusunun cevabına, Şöyle arkama bakıyorum. Kendimi bildim bileli gece gündüz çalıştım. Örneğin en genç basın çalışına idim bir zamanlar. Büyük yaygın TEV ve Gazetelerde haberlerimde yayınlanırdı. Kameraman, Yönetmen ve Muhabirlikten köşe yazarlığına kadar çalıştım. Ünlüler, siyasiler, önemli iş insanları gibi her çok çeşitli özellikleri olan insanı Marka yaptık. Doğru yanlış tartışılır. Şimdiki aklım olsa yaşamak için çalışırdım, çalışmak için yaşamazdım diye düşünmeden de edemiyorum. Çünkü bu meslekte insanları severek hizmet ediyorsanız ve mesleğinizin kutsallığını taşıyorsan hayatınızda ailenizi, çocuklarınızı farkında olmadan, çok şeyi ıskalamış oluyorsunuz. Bizim için konu iş ve meslek olunca gece yarılarına kadar çalışırız insanlar için İyi ve doğruyu yapmak adına. Öyle alışmışız Sorumluluk ağır basar bizde.

Biz Bir Haber Yaparız, Doğru Haber Olduğunu Herkes Bilir

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Çanakkale Bölge Müdürlüğünden telefon geldi. Sürekli Basın kartınız onaylandı dendi. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Bölge Müdürü Ali Güzel tarafından şahsıma teslim edildi. Biliyorsunuz; bu işlerle Cumhurbaşkanlığı direk ilgileniyor artık. Sürekli basın kartı son aşamadır. Ötesi yok. Resmi belgedir. “Bu gazeteci der” yani, akreditasyonlar için başka belge aranmaz ve geçerli tek kriter olarak kabul ediliyor. Bana sorarsanız ortalıkta gezen, Sahtekârlardan bizi ayıran belge 'Sürekli basın kartı' 30 yıllık çalışmalarımız, Kabul görmüş, onay çıkmış, hakkımızı vermişler. Sevindim mutlu oldum,. Niye mutlu ve sevindim derseniz. Bunu anlatmak gerekirse, biz bir haber yaparız, doğru haber olduğunu herkes bilir. Bir haber yaparız ses getirir. Yaptığımız haberin Haklılığından dolayı sözde ayakçı gazeteciler hüsrana uğrarlar. Sözde gazeteciler, sonra size iftira atarlar, ama tutmuyor bu işler artık.

“Ne Bedeller Yaşadık”

Bazen Haberin içeriğini beğenmemişler olabiliyor, hele ne olduklarını ve sahtekârlıklarını yazmışsak, Kendini gazeteci diye lanse eden kişi, Ne laflar ne cahilce kelimeler, Eğitimlisi eğitimsizi ’de aynı, Damarına bastın mı foyasını çıkardın mı haberini yaptın mı veya bir yorumda bulundun mu afişe olunca tamam. Ne basın özgürlüğü ne fikir hürriyeti. Ne bedeller yaşadık, çok kez yazdık yazdıklarımızı bilmeyen duymayan kalmadı. Adam içine çıkamaz çoğu, Ama bunlarda laf çok, Ne laflar ne laflar, Gazeteciliğin G'sini bilmezler, 1993 yılından bu yana bu meslekte çalışmış ve onlarca haber yaparak gündem yaratmış ve problemleri çözmüş memlekette yapılacak işlere çakılan çivilerinde yer almış bizlere akıl öğretmeye kalkarlar, Utanmadan; bir de, bu gazeteci değil, basın mensubu değil demeye getirirler yarım akıllarıyla, Tabii hiç birine cevap vermiyorum, onları ve yazdıklarını direk çöpe atıyor ya da iftiralarını mahkemeye taşıyorum tazminat kazanıyorum. Ama insanın içini de bir burukluk kaplamıyor da değil, Ömrünü paranı hayatını bu mesleğe ada, karşınızda hırsız, uğursuz, sahtekâr, küfürbaz olanların var olması, bu terbiyesizlik ve mesleğime yapılan bir saldırı gibi geliyor ve bunlara çanak tutanlar da var. Yazık. Ne yalan söyleyeyim. Unutmuyorum, unutturmuyorum. Bu mesleği yaptığım boyunca da takipte olacağım tüm yanlışların ve şerefsizlerin.

Bu beni sevindirdiği kadar duygulandıran kart meselesinin kısacası anlatmaya çalıştım.

Bizi seven bize inanan ve sayan dostlarımıza hayırlı olsun

Mesleğimize dil uzatanların da gözüne girsin

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.