Ahûzârın eşiğinde uyudum dün gece gönlümün figânın da dolandım durdum. iklimim de esen yel vardı. Rahmet pınarları yeryüzünün İkramıydı. Gül damlaları karşıladı beni, kıyıya vurdu gözlerindeki ışık. Oysa ben senin okyanusundan nefes alıyordum. Deli Rüzgâr karşılıyordu beni. Gözlerin kızıl denizi gönlümün alevinde yanar aşk ateşi... Bir ağaç dalına konan bülbülün sesi gibi yüreğimden yüreğine akar sevda ırmağı....Yasemen kokulu sokakta nefeslendim seninle, seher yeli esen havanın muhabbetiyle demlendim.
Gönlüme süzülen hüzün bulutlarını sen dağıttın. Bir damla dâhi olsa sevda pınarında seninle nefes aldım ben... Bulunduğum dergâh kalbinin dergâhı bilesin. Seninle biz denizde uçuşan beyaz martılar gibiyiz. Kanatlarımızı açmış özgürlüğün tadına doyamıyor, gönlümüzün teline dokundukça dokunuyor, ruhumuza aşkı, sevdayı yegâne işleyerek uçuyoruz. Kalbime ektiğin tohum buğday başağı gibi olgunlaştı.
Gel ruhuma kuşattığın güllerin kalbinde yanalım. Fırtınayı kucaklayalım, ay yıldızı gibi dalgalansın aşkımız gönlümüzün her köşesinde...Gecenin efsunlu bakışlarından gönül denizinde yüzerek, umut dolu yarınlara uyanalım. varlığı ebedî olsun bizim sevgimizin kanat çırptığımız her güne güneş açalım. Sedef kokan baharların eşiğine yüz sürelim. Aşk iki kalbe konan bir kuş gibidir. Sevgi ise mutluluğun mührünü basan yârdır. işte biz de seninle aşkı, mutluluğu, sevgiyi tadan iki yâr olmalıyız. Tenimizde değil! ruhumuzda açmalı sevdamız. Ve biz iliklerimize kadar tüm hücrelerimizde hissetmeliyiz. Ey sevdiğim, kalbimde filizlenen asra bedel sevdâ senin eserin.
Mektuplar yazardım sana, âh şu kalemimin kelâmı dile gelse de sana anlatsa. Yüreğime dokunan notalar misâli, işlerdim tüm benliğiyle. Mısralar yazardım sana, yazdığım her mısra âşk kokardı.
Benim duygu serâyânımı sende hissedebiliyor musun?