Ansızın gelir Azrail bir anda yanı başımızda olur. Ne olduğunu anlamadan sevdiğimiz insanları ahirete rabbimin yanına uğurlarız. Yüzümüzde şaşkınlık ibaresi olur önce, sonra tüm ruhumuz hüzün ve gözyaşına bürünür. Sevdiğimiz insanlar yanımızda iken değerini bilemez ve anlayamayız. Taki onlar aramızdan ayrılıncaya denk… Sonra bir duygu seline boyanırız, kafamızda binlerce soru olur.’’ Keşke yanına gelseydim, keşke kırmasaydım, keşke onu arasaydım’’ Bu düşünceler ile dolup taşar yüreğimiz. Bir teselli arar kalbimiz bulutlar gözyaşı ile seslenir bizlere…
Dünya hayatından ebedi âleme göç edince anlarız sevdiğimiz kıymet verdiğimiz insanların değerini… Lakin yanı başımız da iken, daha iyi anlamamız gerekmez mi? Nefisin oyunlarına gelerek kanarız ya en üzücü olan budur. Gönül ister ki, iyi günde kötü günde her an sevdiğimiz insanlar, yüreğimizin içinde yer alsın. Öldükten sonra yanımızda olanın pek ehemmiyeti kalmıyor. Çünkü dünya hayatından bir tas su içersin. Kana kana doyası içmen için, fani dünyada yaptıkların ile mükellefsin. İstediğin kadar iman ve ibadet et eğer kibire boyandıysan, nefsine hâkim olamadıysan, incittiysen, ne anlamı kaldı onca ibadetin…
Ebedi hayata yolculuk yaparken dünyevi hayattaki yolculuğumuzda olan yaşantımızda, tüm yaptığımız her şey bizlere işlenecektir. Bu hayat yolculuğunda maneviyatı doruklarına kadar yaşamayı mı yoksa amel defterini önemsemeden ‘’Günahsa benim günahım sevapsa benim sevabım bu seni ne ilgilendirir’’ diyerek yaşam sürmeyi mi tercih ederdiniz? HZ. Mevlana ne güzel izah etmiş‘’ Ölüm bir perdedir ki, onun arkasında cennetin huzuru vardır! Batmayı gördün değil mi? Doğmayı da seyret! Güneşle aya ufukta kaybolmaktan dolayı hiçbir ziyan gelir mi? Bu hal batmak kaybolmak gibi görünse de, aslında doğmaktır, yeniden hayata kavuşmaktır’’
Bu dünya da kadir kıymet bilmeyen, gönül yıkan insanlardan olmayın. Zira ebediyet yolculuğunuzda yanınızda götüreceğiniz tek şey kefendir. Fani dünyada yaptığınız her davranış eksisi ve artısı ile hesaba çekilecektir. Üstat Necip Fazıl Kısakürek’in dediği gibi, ‘’Ölüm herkesin başına gelir, ama geç ama erken… Ya kazanırken ya da kazandığını yerken’’ Siz kazandığını yiyenlerden olun. Çünkü HZ. Mevlana’nın da dile getirdiği gibi; ‘’Allah ile olduktan sonra ölümde ömürde ne hoştur gönül dünyasında Allah’ı bulduysan, ölüm de güzel, ömür de…’’
Bu dünya geçicidir, heybenizde hazırladığınız leziz ikramlarda olabilir. Sonu gelmeyen tükenmeyen acılarla dolu anlarda… Heybenizde barındırdığınız şeyler için yaptığınız seçime siz karar vereceksiniz. Toprağa attığınız her tohum ya filizlenerek can bulacak veyahut kuruyarak ölecektir. Her şey sizin elinizde.
Esenlikle kalın…