Hayatın ince eleğinden geçerek nice deneyimlerle yol aldık. Kimi zaman yeren birçok insana rastladık lâkin, acılarımızla harmanlandık ve deneyim kazandık. Hamdık piştik, ham bir meyve iken olgunlaştık. Kimi zaman karamsar bir ruha sahip olduk, hüzün denizine yelken açtık. Fakat asla pes etmedik. Devamlı bir arayış içinde yaşam sürdük. Pekâlâ, hayatınızı nasıl inşa ettiniz? Başka insanların düşüncelerine göre mi yoksa, aldığınız yolda yaşadığınız deneyimlerinizle mi hareket ettiniz?
Herkes yürüdüğü yolda başka insanların düşüncelerine göre, hareket etmeden ve hayatlarını bu şekilde biçimlendirmeden inşa etmemelidir. Çünkü bir insanın düşüncesine göre hayatınızı şekillendirirseniz, yaşantınız bu insanların düşüncesi ile yol alır ve ona göre hareket ettirir. Halbuki, “Kendin olmak” bu değildir. Bu düşünce ve davranışlarla hareket eden insanların, sizi ele geçirmesine izin vermeyin. Sağlam temeller üzerine inşa edilen bir bina, bir anda yıkılmaz öyle değil mi?
Ondan dolayı hayatınızı sağlam temeller üzerine kurun. Çünkü yıkık dökük bir binada kimse yaşayamaz. Hayatın her anı güllük gülistanlık değildir. Ama yaşanan her şey bizim seçimimizdir. Neyi seçersek onu yaşarız. Başkasının düşüncelerini kulak ardı etmeden yaşam sürerek ve dahi önem verip hayatımız da bulundurursak, büyük bir yanılgıya düşeriz. Hayat öyle bir nehirdir ki, biz nereye doğru yol alırsak oraya akar. Safında yer aldığınız insanlar çok önemlidir. Zira hayatınız ona göre yol alır. Yazar Victor Hugo’nun dediği gibi: “Herkes insanlığı değiştirmeyi düşünür ama kimse önce kendisini değiştirmeyi düşünmez.” önceliğimiz kendimiz olmalıdır.
İnsanların kendimize dair her düşüncesini, yaşantımızda bulundurursak ne elde ederiz. Hiç düşündünüz mü? Her insan doğru zannettiği yolda ilerler. Fakat gerçeğini fark edince iş işten geçer. “Elâlem ne der” düşünceleri ile yola çıkan insanlar, buna göre davranış sağlar. Hayatta herkes ektiği tohumun meyvesini yer. Peki siz bu yaşantının neresindesiniz? Verimli toprağı olan bir tarlada yetişen, ağaç dalında mı? Veya kökleri kurumuş, dalları kırık bir ağaç dalında mı? Şunu asla unutmayalım kendi yaşantımızın iç mimarı bizleriz. Asıl önemli olan biz ne istiyoruz ve neyi seçiyoruz.
Esenlikle kalın...