CAN BOĞAZDAN ÇIKAR

İnsanların sağlığına şuursuzca dikkat etmemeleri sonucunda meydana gelen,  sıhhatsizlikler aynı zamanda bir kaosa neden olmaktadır.  Ne yazık ki,  kötü durumda olan kişiler yani,  durumu en üst seviyede bulunan insanların çok var olmaya başlamış olduğunun farkına varmalı ve bunun çözümüne erişmeye çalışarak hareket etmeliyiz. Özellikle sağlıklarına dikkat etmeden yaşam süren insanlar,  aynı zamanda da dünyayı kendilerine dar etmektedir.  Sevdikleri insanların hallerine üzülmelerine sebep olan bir dünya oluşturmaları hiç iç açıcı olmamakla beraber,  en önemli şeyin sağlık fonksiyonlarının iyi çalışmayarak hareket etmeleri sonucunda, kendilerinde kalıtsal bir hastalıkla karşılaşmalarına yol açar.  Kalıtsal hastalıktan kastım, obezite hastalığı evet obez olmak. Genel olarak yaşamlarını fazla yemek yemek zor hareket ederek ihtiyaçlarını giderememelerine neden olmakta ve bu vaziyette olmaların farkında olmamaları bir hayli üzücü…

Canlarını hiçe sayarak sağlıklarına dikkate almadan yaşayan insanların ileride yaşam mücadelesi vereceği de aşikâr. Birçok hasta sağlığını ihmal ederek çok büyük bir hataya düşmektedir. Goethe’ninde dediği gibi; Boşuna şifa arama hastalığımızın zor sırrı acelecilikle ihmalcilik arasında sallanıp duruyor.  En zor ve önemli olan,  hasta olan insanları ikna etmeye çalışmak ki, eğer hastalığa psikolojik açıdan da bakarak ele alırsak zor ve çetin bir sınavda bulunmakta olduğumuzu unutmayalım. Günümüzde sağlıklı yaşayabilmek için stresten uzak bir yaşam tarzında hayata devam edebiliriz. Genç yaşlı ayırmadan bu rahatsızlığı her açıdan yenilene bilinecek olduğundan hiçbir şüphem yoktur, fakat cesaretlerini toparlayıp tedavi görmek istemeleri gereklidir ki, nasıl bir yolda ilerlenileneceği belirlensin.

Psikolojik olarak obez olan bazı hastalar maalesef tedaviyi reddeder.  Gece yarısı muhakkak canları bir şeyler yemek ister bunun nedeni stres bilinçaltı düşünceler ile meşgul olmaları ve aynı zamanda böyle mutlu olduklarını zannetmeleridir. Kaçırdıkları bir şey var ki,  bu düşünceler sağlıklarını bozmaya sebep olur, dışarıda olan çevrenin dikkatini çeker ve sağlıkla ilgili uyarılınca uyaran kişiler tepki ile karşılaşır. Çözüme gelince bu gibi hastaların kendileriyle yüzleşmeleri daha doğru olacaktır. Kendisiyle yüzleşmeyi göze alamayanlar,  kendilerine nasıl bir zemin hazırladıklarının farkında değiller ve bunu ancak kayıp düştüklerinde ve tutunacak hiçbir dalları kalmadığını anladıklarında son pişmanlığın fayda etmediğini gördüklerinde ne kadar eyvah,  eyvah etseler de feryadı figanı onların eski sağlığına kavuşturmayacağı gibi, hayatın acı ama gerçek yönüyle yüzleşmeleri olacaktır. Öyleyse Allah’ın resulüne kulak verelim.

  Peygamber efendimiz;  Midenizi üçe ayırın birisini suya, birisini gıdaya, birisini nefese buyurmaktadır… 

İrade sahibi isen ve kullanabiliyorsan zor olan bir şey yoktur. Yaşadığımız hayatta sağlıktan daha önemli ne olabilir?  Hiç düşündük mü?