Hepimize çok tuhaf gelse de şöyle bir kendimizi yokladığımızda neyi fark ederiz biliyor musunuz? Bunun cevabı ise ne kadar acı da olsa en çok sevdiklerimizi en acımasız şekilde kırdığımızdır. Bu durum bazen de o kadar acımasız olur ki, onları kırarız ve arkamıza bile bakmayız.
Hepimiz bu hayatta mutlaka incinmişizdir. Bu incinme durumu derecesine göre hepimizi farklı farklı eylemlerde bulunmaya sürüklemiştir. Ama bizim o kırgınlık ile ne yaptığımız, aslında kırgınlığın kendisinden daha önemlidir. Bu incinmişliğin sonucunda hayatı aktif olarak yaşamaya geri dönmeyi tercih eder miyiz? Yoksa geçmiş ve değiştiremeyeceğimiz bir durum hakkında uzun uzun düşünmeyi mi tercih ediyoruz?
Kendi kırgınlığımız için başkalarını suçlamak çoğumuzun yaptığı ilk şeydir. Biri, bize yanlış bir davranışta bulunduğu zaman, ondan özür dilemesini isteriz. Yaptığı şeyin yanlış olduğunu kabul etmesini isteriz. Bizi kıran kişi hatasını kabul edip özür dilemezse, ona karşı kırgınlığımız hiç bitmez. Kırgınlığını içinden atamayan sürdüren insanlar sık sık acıyı zihinlerinde tekrar ve tekrar yaşarlar. Hatta bazen kişi bu acının, bu kırgınlığın, bu suçlamanın içine sıkışıp kalır.
Hayatınızda mutluluğu tadabilmenizin tek yolu, hayatta yeni pencereler açmaktır. ‘Demesi kolay’ dediğinizi duyar gibiyim. Peki kalbiniz acı ve kırgınlıkla doluysa, nasıl yeni bir şeye açık olabilirsiniz?
Kırgınlıklar kendi kendine yok olmaz.
Kırgınlıkları gidermeye karar vermenin anlamı, kırgınlıkların gitmesine izin vermenin bir alternatifi olduğunu kabul etmek demektir. Geçmişteki acıyı yeniden yaşamaktan vazgeçmek ve zihninizdeki olayın ayrıntılarını gözden geçirmeyi bırakmak gerekir.
Kırgınlığın sizde yarattığı acıyı ister direkt olarak sizi kıran kişiye, ister sadece kendi kafanızdan çıkarmanın yollarını bularak mesela, bir arkadaşa içinizi dökerek, bir şeyler yazarak, bir kişiye hiç göndermeyeceğiniz bir mektup kaleme alarak ifade edin. Kırgınlıklarınızı ve kırgınlık sonucu oluşmuş acılarınızın hepsini zihninizden bir seferde çıkarmaya çalışın. Bunu yapmak aynı zamanda kırgınlığınızın özellikle ne ile alakalı olduğunu anlamanıza yardımcı olacaktır. Buda kırgınlık ve acılarınızın sizi esir almasını engelleyecektir.
Her an, başka birinin hareketleri yüzünden kendimizi kötü hissetmeye devam etmek ya da iyi hissetmeye başlamak seçeneğine sahibiz. Kendi mutluluğumuz için sorumluluk almamız, daha güçlü olmamız ve başka birinin eline böyle bir güç vermememiz gerekir. Neden geçmişte bizi inciten kişinin, tam da burada ve şu anda böyle bir güce sahip olmasına izin veriyoruz ki?
Bu zamana kadar uzun uzun düşünmenin, hiçbir ilişki problemini çözdüğü görülmemiştir. Öyleyse neden bize haksızlık ettiğini düşündüğümüz birini neden bu kadar düşünüyoruz ve ona bu kadar enerji harcıyoruz?
Thomas Hobbes'un “Homo homini lupus (İnsan insanın kurdudur)” sözünü hiç unutmayalım, unutmayalım ki, kurtların bizi kemire kemire yok etmesine izin vermeyelim.
Gelin düşüneceksek bile problemlerimizi kafamızda büyütmek için değil, küçültmek için düşünelim ve onları o kadar küçültelim ki, zihnimizi bir daha meşgul edemeyecek şekle sokalım.
Kendimiz için güzel bir şey yapalım ve kırgınlıklarımızı bir kenara bırakalım, mutlu olmak için kalbimizde kocaman bir yer açalım.
Sevgiyle kalın.