Zafer Bayramı haftasında, kurtuluşumuzun 100. yılını kutluyoruz.
Tam bir asır önce, Cumhuriyetimizin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları, Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi’ni kazanarak düşmanı 9 Eylül’de İzmir’e döktü.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve O’na inanan Türk Ordusu ve halkı, yokluklar içinde, binlerce şehit, on binlerce gazi vererek, inanılmaz zaferlere imza atıp yaşadığımız toprakları bizlere vatan olarak bıraktı.
Bugün aradan geçen bir asır sonra bile bütün dünya ülkeleri Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün adını heykeller, anıtlar ve meydanlarda yaşatıyor.
Atatürk’ün bizlere muasır medeniyetlere ulaşmak için çizdiği yoldan ayrıldığımız anda ülke olarak sıkıntı yaşıyoruz.
100 yıl öncesinden bugünleri gören ve çizdiği yol haritasıyla halkına gelecek günlerde yapmalarını öğütleyen Büyük Atatürk’ü ve kahraman silah arkadaşlarını bir kez daha saygıyla anıyorum.
Bizlere düşen O’nun hedeflerine bir kez daha sıkı sıkı sarılmak ve çizdiği yoldan ayrılmamaktır.
Eğer dünya ile yarışacak ve gelişmiş ülkeler seviyesine yükselmek istiyorsak bunu yapmak zorundayız.
Yedi düvele karşı, milletiyle bütünleşen ve tüm imkansızlıklara rağmen, cephelerde kazandığı büyük zaferi ülkenin kuruluşu ile taçlandıran Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü bir kez daha minnetle anarken, vatan savunmasında destan yazan Balıkesirli Kuva-yı Milliye kahramanlarını, tüm şehit ve gazilerimizi de minnetle yad ediyorum.