Ülkede yaşanan enflasyon ‘Dar gelirli’ kesimi ezdikçe eziyor, akaryakıt fiyatları ile birlikte iğneden ipliğe ard arda gelen zamlar, geliri sabit ve kısıtlı olan kesimleri bunaltıyor.
Bir bardak çayın 3.5 lira, ekmeğin 4 liraya çıktığı günümüzde asgari ücretli, emekli, düşük ücretle çalışan kesimlerin, bırakın insanca yaşamayı, günlük hayatlarını sürdürmesi imkansız hale geliyor.
Ekonomide yaşanan olumsuz tablo ile birlikte sadece ‘Ekonomi’ anlamında negatif sonuçlar yaşanmıyor.
Ahlak, namus, haya, utanma, haram-helal gibi kavram ve duygularımız da hızla erozyona uğruyor.
Bana göre, saydığım bu kavramların yitirilmesi, altın, dolar, kripto para, hisse senedi, tahvil, emlak, akaryakıttan çok ama çok daha önemli.
İşsiz, güçsüz, parasız, insanların yanlış işlere yönelmesi, suça bulaşması, suç ile birlikte hayatı boyunca kazanamayacağı paraları gayri meşru yollardan elde etmesi, tüm bu yanlışları da normalmiş gibi algılamasına ve en kötüsü buna inanmasına yol açıyor.
Gayrimeşru yola sapanların bu işleri sadece ekonomik kriz nedeniyle yaptıklarını söylemek tabi ki imkansız.
Ama araştırın, temelinde ki en büyük nedenlerin başında ekonomik faktörler ve işsizlik gelir.
Onun içindir ki, karnını doyuramayan insanların sayısının her geçen gün arttığı güzel ülkemde, toplumun neredeyse yüzde 85’lerini oluşturan kesimlerine ‘Acil Can Suyu’ gerek.
Çay var mı çay?
3.5 liralıktan olsun.
Vesselam.