SON DAKİKA

Peki Gerçek Kusur Kimde?

Yazının Giriş Tarihi: 30.11.2023 06:10
Yazının Güncellenme Tarihi: 29.11.2023 20:42

Kendimizi geliştirirken atladığımız en önemli noktalardan birisi de kusuru hep karşımızdakinde aramak... Yani hep kurban rolünde olmak, hep başkalarını eleştirmek, hep mağdurun biz olması hususu. Ama işin özüne baktığında karşımızdaki insanda her neye kızıyorsak, neye sinirleniyorsak, neye üzülüyorsak, bunu başkalarına, başka formlarda mutlaka ve mutlaka yapmış olduğumuz ya da yapmakta olduğumuz gerçeğini atlıyoruz.

Net söylüyorum ve tekrar söylüyorum, kimin her ne eleştirdiğimiz noktası varsa o bizde başkalarına yaşattığımız başka formlarda mevcut. Ama bunu genelde kabul etmek istemeyiz. Hatta bu gerçekçi bile gelmez. Şuna çok eminim, bu yazıyı okuyan bu güzel okurlarımızın yüzde sekseni belki doksanı "yok canım ne alakası var" diyecek. Yani "bana filanca şöyle şöyle şeyler yapmıştı, ben hayatımda kimseye böyle davranmadım" diyecek. Ama yanılacak çünkü mutlaka yapmış olacaksınız, siz ve ben, hepimiz...

Burada başka forma dikkatinizi çekmek istiyorum. Yani birisi diyelim ki sizi yok saydı, düşünün, emin olun siz de başkasını yok saydınız. Bir yerlerde, bir zamanlar, belki hala yok sayıyorsunuz ama bunun farkında değilsiniz. Çünkü olayların, duyguların, mevzuların aynı olmasını bekliyorsunuz ama bu öyle değil, davranışlar farklı ama karşı tarafa yaşattığımız duygu aynı oluyor ve biz bunu genelde kendimize konduramıyoruz. Yani kurban rolüne girmek, her zaman bize çok daha kolay, çok daha pratik, çok daha savunmacı geliyor ama işin gerçeği de şu; biz hiçbir zaman kurban olmadık, olmayacağız da... Yaptığımız, yaşadığımız, başımıza gelen her şey aslında sadece tekamülümüzün bir parçası, seçimlerimizin, eylemlerimizin bir sonucu olarak karşımıza çıkar.

İşte tam da üzerimize alınmadığımız nokta bu. Başımıza gelen şeylerin bizim seçimimizden olduğunu düşünmeyiz ve burada kurban rolünü daha kolay, daha pratik buluruz. Uzmanlar 4.000'den fazla karakter çeşidi olduğunu söylüyor. Bu yapılan araştırmalar, yine bize gösteriyor ki bir insan bütün karakter çeşitlerini mutlaka kendinde barındırır ama bunu farklı zamanlarda, farklı şekillerde ortaya çıkarır. Yani hepsini aynı anda aktive etmiyoruz ama bazı olaylarda, bazı durumlarda bu karakter çeşitlerinden duruma uygun olanını hayata geçiriyoruz.

Mesela bir insandan ayrıldığınızda, küstüğünüzde, işinizden ayrıldığınızda da olabilir mutlaka bunun özel bir ilişki olmasına gerek yok, işinizden ayrıldığınızda, patronunuzun bir daha asla sizin gibi bir personel bulamayacağını düşünüyorsanız ya da iş arkadaşlarınızın bir daha asla sizin gibi bir iş arkadaşı bulamayacağını düşünüyorsanız hayatınızdan çıkardığınız kişinin bir daha asla sizin gibi birisiyle karşılaşamayacağını, hayatına alamayacağını ve bir daha asla sizin onu çıkardığınız seviyeye onun çıkamayacağını düşünüyorsanız, kibirlisinizdir.

Tam aksini düşünüyorsanız yani bir daha asla öyle bir patronla öyle bir iş yerinde çalışma şansınızın olmayacağını, ya da hayatınızdan çıkan kişi gibi birisini bir daha asla bulamayacağınızı düşünüyorsanız da kendinize değer vermiyorsunuz, değersizlik duygusu, değersizlik hissi yaşıyorsunuzdur. Aslında gördünüz mü olaylara karşı verdiğimiz tepki, söylediğimiz söylemler, yaptığımız davranışlar, kendimize verdiğimiz notla alakalı. Buradan yazının başındaki ilk paragrafa bağlayabiliriz konuyu. Biz karşıda ne görüyorsak aslında kaynağı içimizde. Biz karşıdan ne bekliyorsak aslında onun da kaynağı bizde...

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
    logo
    Bandirma Yasam En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.