Evet başlık ilginç değil mi? Hayat yaşadıklarımız yaşayamadıklarımız irademiz dışında başımıza gelenler kısıtlı imkanlar ya da çok rahat imkanlar ama ilgi sevgi azlığı ama okutulmadan evlendirilme, küçük yaşta beklenen büyük fedakarlıklar, kaçırılan fırsatlar. Bunlar şu an aklıma gelenler. Sizler kendi geçmişinizden ya da güncel olarak her ne şikayetiniz varsa siz listenize onları da ekleyin. İşte bu ve benzeri sebepler bizi bir eğer ailemizi suçluyorsak bizi öfkede, atılım yapmaktan uzak, çabadan uzak öfkeli ve en önemlisi kurban rolünde tutar. İşte bu çok önemli bir nokta.
Yani bu ciddi ciddi bizim yaşamımızı olumsuz yönde etkileyen hatta bakarsanız size benim hayatımı mahvetti dedirten algı ve karar bu.
Bizler doğumdan sonra tabi ki belli bir yaşa kadar annemize babamıza yani bize bakan insanlara bize emek veren bizi büyüten insanlara bağımlıyız. Buraya kadar bir sorun yok. Ama biz büyümeye başladıkça gücümüzü kazandıkça, bilincimiz farkındalığımız arttıkça artık kendimiz için bir şeyler yapabilme gücümüz oluşmaya başladıkça yani artık kendi kayığımızı çekmeye başladıkça ailemizi kaderimizi, geçmişi suçlamayı bırakacağız. Bırakmalıyız. Farkındaysanız burada akademik eğitim, para desteği gibi şeylerden bahsetmiyorum. Diyelim ki ekonomik durumunuz nedeniyle okutamadılar sizi, ama artık yetişkin oldunuz okuyabilirsiniz, çalışabilirsiniz kendinizi geliştirebilir ve hayatınızı yeniden yapılandırabilirsiniz değil mi? Tabii burada yaş önemli. Burada bahsettiğim son kullanma tarihi artık yetişkin olmuş elinde istediğini yapma gücü olanlar. İstediği eğitimi alma, kendini yenileme gelişme ve kaderini yeniden planlama gücü olup da adım atmayanlar, tembellik yapanlar, cesaretsiz davranan ve kurban rolünden çıkmak istemeyenler. İnatla ve ısrarla geçmişi ve ailesini suçlamayı, kader kurbanı olmayı ısrarla bırakmayanların artık bunu bırakması ve bu şikayetlerin ve suçlamaların bir son kullanma tarihi olduğunu unutmamaları gerektiği.
Yani bir kayıkta olduğunuzu düşünün artık yalnızsınız ve iki kürek ve sağlıklı kollarınız var. Artık kayığın yapım aşamasını ve kayığa binme aşamasını düşünür hayıflanıp söylenip kayıkta öylece oturup rüzgarın sizi sürüklemesini mi beklerdiniz? yoksa var gücünüzle kürek çekip istediğiniz limana ulaşmaya mı çalışırdınız?
İşte bütün mesele bu..
Sevgiler