güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

YAVUZ DEVRİNE KADAR OSMANLI DEVLETİ

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:46
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:46

Devlet Küçük Asya ve Güneydoğu Avrupa’da iyice yerleşmiş bir durumda olmasına karşılık tam ortada İstanbul’da yaşayan bir Bizans bulunmaktaydı. Bu nedenle II. Mehmet iyi bir başlangıç yapabilmek için Bizans’ı ortadan kaldırıp devletin bütünlüğünü sağlamalıydı. Alınması düşünülen Bizans her türlü sosyolojik ve psikolojik kötülüğü bünyesinde barındıran, Avrupa namına Asya topraklarında bir karakol, bir gözcü kulesi durumundaydı. Bu nedenle Osmanlı Padişahları İstanbul fethine ciddi ciddi teşebbüste bulunmamışlardır. Ancak bunun istisnası Yıldırım Bayezid olmuştur. Fatih devrindeki olanak ve imkanlara benzeyen bir ortam bulduğu için Bizans’ı ortadan kaldırmayı Yıldırım’da ciddi ciddi denemiştir. Nitekim Fatih’in yaptığı Rumeli Hisarı karşısındaki yaptırdığı güzelce hisar (Anadolu Hisarı) bunun taştan bir göstergesi bir ifadesidir. Zaten Fatih onun icraatlarından faydalanarak onun hissettiği eksiklikleri gidererek onun başarısızlığını inceleyerek İstanbul fethine hazırlanacak ve başarılı olacaktır. Bizans 15 yüzyıllık dünya kültür ve sanat, hukuk gibi mefhumlarının temeli, Roma Kayserlerinin merkezi, 15 yüzyıllık bir idarenin mirasçısıydı. Bizans’ta nüfus eskisine oranla azalmış sanat unsurları ve eserleri batıya satılmış Bizans köyüne bir hal almıştı. Eskiden Avrupa Hıristiyanlığının, yönlendirici ve önceden sayılan Doğu’da en uç Hıristiyan karakolu sayılan Bizans artık gerçekte Türk hakimiyetindedir. II. Mehmet, II. Murat’ın hazırladığı ortama dayanarak Bizans’a son vermek fikrine kesin olarak sahip olmuştur. Fatih’i bu savaşa iten manevi etmen Hz. Muhammed’in İstanbul fethi ve askerleri için iyi ve övücü sözler söylemesi olmuş olmalıdır. Yine Fatih’in İstanbul fethine zorlayan, onun Roma İmparatorluğu topraklarının da namını alıp, onun toprakları üzerinde 3 kitap sahibi dini kendi idaresinde birleştirip, din kalenli harplere son vermektir. Yani kısaca bir cihan sulhu sağlamaktır. Bu fikrin ilk basamağı Ortodoks Dünyasının din liderliği olan İstanbul’u alması gerekiyordu. Nitekim Anadolu ve Balkanlardaki düzeni sağlayıp hemen İstanbul muharasına başladı. Fatih için zorluk şehrin hem karadan hem denizden kuşatılması sorunuydu.  Bunun için ordu ve 300 parçalık bir donanma hazırladı. İkinci zorluk olan surlar için taş gülleler atan toplar döküldü. Bu tarihe kadar top muharebe ve muhasarada ciddi olarak kullanılmamıştı. Hatta düz menzilli topların yanında bir yenilik aşırtma gülle atan toplar (Obüsleri illebemelleri) ve havanlar hazırlandı.

Bütün hazırlıklar bittiğinde İstanbul önüne gelen Fatih, şehrin teslimini istedi. Kabul edilmeyince savaş ve kuşatma başlamış oldu. Fatih Karadeniz’den Bizans’a yardım gelmemesi için Rumeli Hisarını kaptırmayın,  Çanakkale boğazındaki kaleler yaptırılarak ve ya onarılarak burayı da denetime alınmış ve Akdeniz yoluyla gelecek yardımlar önlenmeye çalışılmıştır. Bizans Avrupalılardan aldığı takviyelerle ve kilastle savunma teşkilatıyla muhasaraya dayanmaktadır.

Bir süre mücadele devam ederken Haliç’in ağzındaki ağır demir zincir nedeniyle donanmasını Haliç’e sokup kısmen zayıf deniz surlarını bombardıman edemeyen Fatih bu konuda çareler aramaktadır. Bu çare öyle bir çare olmalıydı ki hem devletinin ve kendinin gücünü herkese ispat etsin. Hem de düşmanlarını böyle bir manevi çöküntü yaşatsın.

Zincirin sandal üzerinde barut fıçıları patlatılarak kopartılması tehlike ve başarısızlıkla sonuçlanabilirdi. Gemilerin zinciri kopartması Bizans donanmasının müdahalesi nedeniyle imkânsızdı. Karadan top atışlarıyla zincirin kopartılması oldukça zor hatta imkânsıza yakındı. Bunun için tek bir çare zincirin bağlı olduğu uç noktaların ele geçirilmesiydi. Ucun biri Bizans’ta diğeri Galata’daydı. Galata Cenevizlilerle barış yapılmış ve onlar tarafsız hale getirilmişti. Bir saldırı barıştan dönmek demekti. Bu Fatih’in mertliğine uygun değildi. Bizans zaten düşmandı. Bu yüzden bu uçların ele geçirilmesi planı olamazdı. O yüzden geriye kalan donanmanın karadan dolaştırılarak Haliç’e indirilmesiydi. Bu hem kendi gücünü gösterecek hem de düşmanın moralini bozacaktı. Fatih bunu yapmış ve gemilerini denizdeymiş gibi hareketlerini taklit ettirerek Kasımpaşa’ya sırtlarından Haliç’e indirmiştir. Bu hakikaten beklediklerini vermiştir. 29 Mayıs 1453’te yapılan son saldırı ile Ulu batlı Hasan’ın surlara bayrağı dikmesi üzerine şehir düşmüştür. Son Bizans imparatorluğu şehir ele geçirilmiştir. Şehre giren II. Mehmet İstanbul’a ve Bizans halkına fazla zarar vermemeye özen göstermiştir. Fazla bir değişiklik yapılmayacağını Bizanslılara ve Hıristiyanlara ispatlamak için şehirle ilgili eski yer adları aynen bırakılmış Bizans idare mekanizmasına ait konumlar şu veya bu şekilde tadil edilerek devam ettirilmiştir. Bu arada şunu söylemek doğru olacaktır. Fatih’ten sonra Türk askerinin şehri talanı hakkındaki hikâyeler abartılıdır. Unutulmamalıdır ki (NOS teşkilatı) haçlı işgalindeki talan şehre çok daha büyük darbe indirmiştir. Fatih devrinde zaten fazla talan edilecek bir şey kalmamıştır. Bizans’ın hazinesi ise hiçbir zaman ege geçirilememiştir. Bu konuda birçok rivayetler varsa da en akla yakını son imparator tarafından Haliç’e gömüldüğü şeklindeki rivayetlerdir. Devamı yarın…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.