güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

YAVUZ DEVRİNE KADAR OSMANLI DEVLETİ

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:46
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:46

Anadolu’yu bırakıp Avrupa’ya geçen I. Bayezid, Bulgaristan’a ilerleyen Skismond’la Tırnava’da karşılaşmış, Bulgaristan dışına atarak Bulgaristan’ı ilhak etmiştir. Bulgaristan bağımsızlığını kaybederken Bulgar Ortodoks kilisesi Rum Ortodoks piskoposu emrine bağlamıştır.

I. Bayezid tarihte sık sık beliren bir arzuyu duymaya başlamıştır. O da İstanbul fatihi olmak, Bizans’ı ortadan kaldırmaktır.

Bunun için boğazın Anadolu yakasında bir hisar (Anadolu Hisarı) inşa edip, İstanbul’u sıkıştırabilmek için Galata’ya da hâkim olmuşlardır. Avrupa’dan ve tebaa Hıristiyanlardan bir tepki gelmeyince Yıldırım Bayezid umutlanmıştır.  İstanbul’daki Bizans karşı koymuştur. Muhasara sürmüştür. Ama deniz kuvvetlerinden yoksunluğu bu muhasarayı ve müstakbel fethi zorlaştırmaktadır. Nitekim Bizans deniz yoluyla Ceneviz ve Venedik’ten aldığı takviye ve yardımlarla karşı koyabilmiştir. Tabi bu ille fetih denemesini engelleyen haçlı ordularının birleşerek Niğbolu’ya gelmesi ve I. Bayezid’in bunlarla savaşmak için Avrupa yakasına geçip Niğbolu’da bunları yenmek için muhasarayı terk etmesini de vurgulamak şarttır.

Avrupalı tarihçiler bu İstanbul muhasarasındaki başarısızlığın I. Bayezid ’ta bozulma başlattığını iddia ederler. Bu iddialarına göre I. Bayezid kendini zevk ve eğlenceye terk etmiş, ordunun kumandasını komutanlarına bırakmıştır.

I. Bayezid’in Avrupa sahasında kumandanlığı bırakması doğrudur. Ama buna eğlence için yaptığı yanlıştır. Bu belirtilen zamanda I. Bayezid Anadolu beylikleri ile mücadelede ve Anadolu Türk birliğini oluşturma çalışmaları içindedir. Nitekim bu faaliyetlerin neticesinde pek çok Anadolu beyliği Osmanlılara ilhak edilmişlerdir. I. Bayezid bu faaliyetlerinin neticesinde tekrar İstanbul için umutlanmıştır. Çünkü Anadolu beyliklerinin tümüne yakını kendine bağlamış, Avrupa sahasında geniş topraklar ve Hıristiyan nüfus Osmanlı imparatorluğuna katılmıştır. Dolayısıyla kuvvet en doruk noktasındadır. Tehlike yoktur. O halde zaman tamdır. İstanbul tekrar kuşatılmıştır. Bizans gene müdafaaya çekilmiş muhasara başlamıştır. Fakat talih yine I. Bayezid’e yar olmamıştır. Bu kez doğuda bir tehlike söz konusudur. Türkistan imparatorluğu Timur’da türkü batıya fetheden hisler içine düşmüştür. Bu tesadüf gibidir. Türklerde cihanşümul bir devlet anlayışı her zaman hakimdir. Buna göre her Türk devleti kurulduktan sonra elinden geldiği kadar geniş topraklara sahip olmak peşine düşmüştür. Mümkünse enötedeki tüm dünyanın aynı devlet altında aynı yönetimde Türk hakanının emrinde olmalıydı.

Bu Oğuzhan’dan (Metehan’dan) itibaren tüm Türk hakanlarının içinde aynı olmuştur. Şimdi aynı ideal iki Türk hakanını karşı karşıya getirmek üzeredir. I. Bayezid batı hakanı olarak Avrupa’da ve Anadolu’da genişlemekte iken, Timur doğu Türk hakanı olarak Asya kıtasında ve batıdaki Anadolu’da genişleme arzusundadır. Bu onları karşı karşıya getirecektir. Bu da birazda bu iki fatihin önünden kaçan yıktığı devletlerin idarecileri etken olmuştur. I. Bayezid ’tan kaçan Anadolu Türkmen beyleri Timur’un yanına gidip yıldırıma karşı kışkırtmaktadırlar. Buna mukabil Timur’un önünden kaçan Karayusuf ve Celayir’li Sultan Ahmet Bayezid’in yanına gelerek onun Timur’a karşı kışkırtmaktadırlar.

Timur birden Anadolu’ya yüklenmeyince yıldırım umutlanmıştır. Hâlbuki Timur birden Anadolu’ya saldıramayışı, Osmanlılardan korkmasından değil. Eline daha çok ganimet geçirecek olan Suriye ve Mısır arazilerinin peşinde olmasındandır. I. Bayezid kurnaz davranıp Timur’u oyalayabilseydi. Osmanlı yıkılmaz yani Fetret devrimini yapamazdı. Belki İstanbul daha erken alınır çağ değişimi ve Avrupa’nın fethi bölgesi genişleyebilirdi. Halbuki Yıldırım bunun aksi bir davranış göstererek yazdığı onur kırıcı mektuplarla Timur’u üzerine saldırmaya kışkırtmıştır. Bu işte kendisine sığınan Karayusuf ve Celayir’li Ahmet’in payları büyük ihtimaldir. 1402 tarihinde Ankara Ovasında cereyan edecek savaşta da Yıldırım’ın yapacağı hataları göreceğiz. Şöyle ki Ankara Ovasına gelene kadar bir iki kez uygunsuz vaziyetlerde yakaladığı Timur’a saldırmadı. Ankara Kalesini kuşatırken yakaladığı Timur’a hemen saldırmayıp onun kendi karşısında toparlanmasına imkan sağladı. Ağır ordusu olan fillerle teçhizatlı ordusu olan Timur karşısında yüksek araziye yerleşerek onun hücumuna güçleştirecek yerde ovada düz arazide yerleşmişlerdir. Aksini yüksek yerde yerleşen Timur kuvvetlerine saldırmıştır. Ordusunu düzenlenmesinde de hatalı davranmıştır. Yıldırım Anadolu eyaleti askerleri arasında(Tımarlı Sıpahi arasında) Timur’a sığınmış Anadolu Türk Beylerinin sahalarındaki asker ordusunda yer vermiştir. Bu henüz Osmanlı kimliğini kazanmamış askerler kendi Beylerini görünce Timur safına geçeceklerdir. Yine Moğol istilası döneminde Anadolu’da kalmış ve Osmanlı askeri içinde yer alan Karatatarlar’a ordusunda yer vermesi de hatalı olmuştur. Timur’dan aynı ırktan olduğu nedeniyle Timur tarafına geçeceklerdir. Bu iki gruba kanatlarında yer verilen Osmanlı Ordusu bu iki grubun ihanetiyle kanatları bozulacak olan Osmanlı Ordusu Timur karşısında yenilecektir. Bu kadar hatayı peş peşe yapan Yıldırım Timur karşısında gerçi çekilmek fikrini kendine yediremeyip inat ve hırsla dövüşmeyi deneyince yenilgi kesin olacaktır. Devamı yarın…

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.