güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

YAVUZ DEVRİNE KADAR OSMANLI DEVLETİ

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:46
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:46

İslamiyet’i arzulamayan Hıristiyanlar ikinci sınıf vatandaş olmuşlardır.

Türk ordularına karşı koyan Müslümanlığı kabul etmeyen erkekleri köle, kadınları cariye olarak kullanmak yetkisi Osmanlı askerlerinde vardır. Osmanlı askerine karşı koymayanların Müslüman olmayan Hıristiyanlar cizye ve haraç gibi özel vergiler ödemeleri şartıyla, aile hayatlarına düzenlemek için gerekli dini ve hukuki özgürlüğe sahip kılınmışlardır.

Bu yeni sistem balkanlarda toplu din değiştirmelere buna bağlı olarak büyük bir ırklar karışımına sebep olmuştur.

Bosna’da, Hersik’te, Arnavutluk’ta, Makedonya’da bugün bulunan Müslüman azınlıkları bu uygulamanın neticesidir.

Bu sistemde esas olan insan unsuru, yani asker olacak şahıs ailelerinden toplanan Hıristiyan gençleridir. Geç yaşta ailelerinden alınan bu gençlere İslamiyet öğretilerek Türk adetleri öğretilerek yetiştirilmekte, askerlik çağına hazırlanmaktadır.

Askerlik çağı geldiğinde acemi oğlanlar ocağında eğitilirler ve orduya katılırlar. Verildikleri ocaklarda güreş yaparlardı. Ulüfe denilen ücret alırlardı. Evlenmeyen sürekli kışlalarda yaşarlardı. Bilhassa yeniçeri denilen piyade askerler Kapıkulu ocaklarının en önemlisidir. Sultanı koruyan, ona sadakat gösteren insanlardır. Yüzyıllarca bu askerler kudret timsali olmuşlar. Sultanın ve devletin sadık muhafızları olarak görev yapmışlardır.

14. Yüzyılda başlayan Osmanlı Avrupa akınları sırasında bu sistem ve askerler Avrupa karşısında Osmanlılara üstünlük sağlamıştır. I.Murat Hıristiyanlarla Müslümanların Osmanlı Devleti dâhilinde birleştirilebildiğinde, devletin çok kuvvetli olacağını görmüştür.

Balkan Hıristiyan halklarının yardımı sağlanabilirse, Anadolu’ya dönülerek buradaki Türk beyliklerinin imparatorluğa daha rahat katılabileceğini görmüş, bunu sağlamak için Hıristiyan tebaadan bazılarına yüksek mevkiler verilmesinden kaçınmamıştır. Anadolu Beyliklerinden Hamit ve Teke emirliklerini para ve anlaşmalarla elde eden I. Murat Karamanlılarla dev mücadeleye atılmıştır. Bu savaşlarda Hıristiyanlardan oluşan (Slav ve Rumlardan) ordularını da gösteren I. Murat bu birliklerinin sadakatle çok iyi dövüştüğünü görmüştür. Başarı söz konusu olmasına rağmen durumu tehlikeli ve uygun görülmeyen I. Murat geri çekilmiştir.

Anadolu beyliklerine, Balkan devletçilerinden çetin bulan Osmanlılar, bu nedenle bir müddet daha, güneydoğu Avrupa’ya dayalı bir imparatorluk olarak kalmışlardır.

I. Murat’ın yerini alan I. Bayezid, savaşçı Hıristiyan grupları kullanmayı uygun bulmuştur. Buna en uygun olan Sırpları kazanmayı amaçlayan I. Bayezid bazı tavizler vermiştir. Sırp prensesi Despina ile evlenen I. Bayezid Sırplara özerklik vermiştir. Bunun sonucunda Sırp kuvvetleri Müslümanlarla aynı haklara sahip olarak omsalı ordusuna katılmışlardır. Bu sıralarda Sırplar daha sonra milli bir utanç sayacakları Kosova mağlubiyetine aldırmamaktadırlar. Osmanlılarla birlikteliklerinin Macar ve Bulgarlardan kendilerini koruduğunun bilincedirler.

Bu nedenle Kosova savaşı sonunda Bosna’yı işgal eden Osmanlı kuvvetlerinin yanında, omuz omuza çalışmaktan çekinmemektedirler.

Bu siyaset sayesinde Avrupa’da kendini emniyette hisseden I. Bayezid Anadolu’da fetihlere rahatlıkla girişmiştir. I. Bayezid Anadolu topraklarında güneye inmiş Ege ve Aydını almıştır(1390). I. Bayezid egeye çıkıp denize ulaştığı halde, denizcilere, mühendis ve sanatkârlara sahip olmadığından, bir donanma teşebbüsünde bulunmamıştır.

Karamanlılar üzerine 1391 de saldırıp 1391 ‘de Aksay’da onları yenip Konya’ya girmiştir. Bu Osmanlıların karamanlılara ilk ciddi galibiyetidir.

Bu bazı kaynaklarda Aksaçay muharebesi olarak da geçmektedir. I. Bayezid Karadeniz sahilindeki Samsun, Kastamonu, Sinop gibi yerleşim yerlerini işgal etmeyi başarmışsa da, bu bölge hâkimi Türk beyliklerinin hanedanlıklarına sadakatini yok edip, Osmanlı idaresi sahasına katılmalarını gerçekleştirememiştir. Belki bunda bu sahalardaki beylerin Timur yanına sığınarak varlıklarını ve etkilerini oradan sürdürmeleri etkili olmuştur. Fakat bu etkileri de kırabilecek I. Bayezid için bu konuda başarısızlığının en önemli amili, Avrupa’da bilinen yeni bloklaşmanın oluşturduğu tehlike nedeniyle bu işle ilgilenmeye zaman bulamaması olmuştur. Avrupa’da beliren ciddi tehlike Macar Kralı Skismond’un ordusu ile ilerleyip Avrupa’daki Türk topraklarını tehdide başlamasıdır. Devamı yarın…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.