Yakınlarını Zehirleten Osmanlı Halifeleri

Bu nedenledir ki Fatih Sultan Mehmet’in zehirletilmesinde Memlük sultanlarının onun himayesinde bulunan Abbasi halifesinin de payı olma ihtimali olduğunu düşünmek de mümkündür. Ama Fatih’in esas zehirlenmesini sağlayanların onun bütün dinleri kendi emrinde İstanbul başkent olmak üzere birleştirerek kurmak istediği bir Türk dünya hükümdarlığı fikrine karşı olup onun yerine İslam akaitlerine dayalı Emevi dini teorilerine ve anlayışına uygun bir devlet oluşturmak isteyenlerin onu öldürüp veya öldürtüp amaçlarına göre kullanabilmeye uygun olan 2. Beyazıt’ı tahta geçirmek isteyenlerin faaliyetleri olduğunu kesine yakın olarak düşünmek ve söylemek mümkündür kanaatindeyim. Bu kanaatimi kuvvetlendiren icraatların başında aynı çevrelerin fatihin ikinci oğlu cem sultana da aynı yolla zehirleterek ortadan kaldırmaları gelmektedir.

Osmanlı Tarihçilerinin sofu Beyazıt dedikleri dindar bir kişi olarak hatta evliya olarak tanıtmaya çalıştıkları Osmanlı padişahı 2. Beyazıt’ın İtalya’da Papanın yanına sığınmış bulunan kardeşi Cem’i zehirletmek üzere devşirmelerden kendi adamlarından daha sonra koca Mustafa Paşa adını alacak olan zatı Roma’ya göndermesi bu zatın zehirli bir ustura ile şehzade Cem’i tıraş ederek zehirlenmesine sebep olup ölümünü sağladığı rivayeti mevcuttur.

Daha sonra bu zatın sadrazam olup mertebe yükseltmesi hiçbir meziyeti olmadığı halde yüksek mertebeye ve mansıba şehzade cemin ölümünden sonra sahip olması onun Cem’i zehirli bir usturayla tıraş edip ölümüne sebep olması yolundaki bilgileri teyit eder delil sayılmıştır.

Nitekim yukarıda sözünü ettiğim Vecdi Bürünün eserinde bu konu aşağı yukarı aynı ifadeyle dile getirilmekte sofu Beyazıt denilen evliya Beyazıt denilen 2. Beyazıt’ın Cemin zehirlenme emrini vererek ölümünü sağladığını söylememizi destekleyen bu eserden başka başka kaynaklarda da Cem’i Papa’ya zehirlettiği yolunda beyanlarda vardır.

Bütün bunlardan sonra şunu söylememiz bence mümkündür. Evliya denilen Sofu denilen 2. Beyazıt dünya tahtı için Osmanlı tahtı için kardeşini zehirleterek sinsice öldürmekten çekinmemiştir.

Bir adım daha ileri giderek kardeşine bunu reva gören 2. Beyazıt’ın belki de babası Fatih’in zehirlenmesinden sorumlu olma ihtimali de düşünülebilir. Başta kaynatası olan zat olmak üzere onun tahta geçmesine taraftar olanlar bu işi yaptıysa hiç değilse onların faaliyetlerinden haberdar olması dolayısıyla onlarla iş birliği içinde olması da düşünülebilir bu açıdan sorumlu görülmesi de mümkün olabilir.

Bütün bunlardan sonra Osmanlı tarihçilerinin Osmanlıcıların, hatta bugünkü yeni Osmanlıcıların Safu Beyazıt dediği bize dindar bir kimse olarak tanıtmaya çalıştıkları 2. Beyazıt’ın yukarda sözüne ettiğim davranışları gerçekleştirmiş olması onu sofu, dindar hatta evliya göstermek isteyenlerin kasıtlı olarak yanlış beyanlarda bulunduklarının bence açık göstergesidir. Kaldı ki Hristiyan dünyasına karşı savaşları seferleri durduran bir kimse olması onun dindarlığıyla bağdaşmayan aksine korkaklığıyla pasifliğiyle izah edilebilen bir davranış olarak değerlendirilebilecek bir durum arz etmektedir. Fatihin cihan şümul hedeflerini daraltıp sadece bir İslam devleti özelliğine indiren bu padişah bu özellikleri nedeniyle oğlu Yavuz Sultan Selim’le de mücadelesinde yenik düşmüştür.

Ne var ki kendisi de aynı akıbete uğramaktan kurtulamayacaktır.

Çünkü oğlu evliya denilen ve ilk Osmanlı halifesi sayılan Yavuz Sultan Selim de kendisini zehirleterek ortadan kaldıracaktır. Yavuz Sultan Selim babasının sağlığında kardeşleri ile giriştiği taht kavgasında başarılı olunca karşısına çıkan babasına da isyan etmiş onu da tahtan çekilmeye mecbur bırakmıştır. Tahtını Yavuz Sultan Selim’e bırakmak zorunda kalan 2. Beyazıt Yavuz’dan aldığı izinle Dimitoka Sarayına çekilmek istemiştir. Babasını şehir dışına kadar yolcu eden Yavuz Sultan Selim’in gizlice verdiği emirle babasını zehirlettiğini dile getiren beyanlar vardır. Devam edecek…