güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

YAKIN TARİHİMİZDE ROL OYNAMIŞ, İZLER BIRAKMIŞ ÜNLÜ ASKERİ VE SİVİL GEMİLERİMİZ

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:47
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:47

Karşılamada hazır bulunanlar arasında bulunan Padişah Yaverinin:

-“Zat-ı şahane adına hoş geldin” demesi üzerine,

-“Yüksek Halifelik makamına dindar duygularımı ulaştırınız” dedi ve bu kez Veliaht Yaveri’nin

– “Veliaht-ı saltanat adına hoş geldin”  demesine karşı da

-“Veliaht Abdülmecit Efendi yüce halifelik makamının veliahtıdır. Evvelden beri verdiğimiz sözlerden birisi de Hilafet makamının kurtarılmasıdır”  cevabını verdi. Bu duruş yeni dönemde Ankara’da tesis edilecek olan yönetimin prensiplerinin de bir göstergesiydi. Yine karşılama esnasında:

-“Sadrazam Tevfik Paşa adına hoş geldin” denildiği zaman,

– “Anadolu, bir İstanbul hükümeti tanımadığı gibi, İstanbul hükümetinin sadrazamını da tanımaz. Fakat şahsına hürmetim sonsuzdur. Teşekkürlerimi iletiniz”  dedi.

-Şehir ve Dahiliye nazırı adına saygılarını sunan belediye başkanına ise: “Şehir adına arz ettiğiniz hissiyata teşekkür ederim. Şahsınızda temsil olunan bu aydın düşünceli halka teşekkürlerimi arz ederim. Dahiliye Nazırı’nın gösterdiği nezakete teşekkür ederim. Hükümetimiz tamamen halk tarafından milli egemenlik ile idare olunan bir demokrat hükümettir.  Fakat ben hükümetim adına bir Dahiliye Nazırı tanımıyorum” cevabını veren Refet Paşa’nın bu konuşmaları Bursa’da Mustafa Kemal Paşa ve İsmet Paşa ile görüşmeler gerçekleştirdiğinde kararlaştırılmış ve titiz bir şekilde hazırlanmıştı.

İstanbul’da Şenlikler

Refet Paşa için Sultanahmet Meydanında üzerinde “Mustafa Kemal-İsmet-Refet” Paşaların fotoğraflarının bulunduğu bir zafer takı da hazırlanmıştı. İstanbul coşku içerisindeydi. Bu coşkunun ulaştığı boyut ile ilgili ileri bir örneği yazının sonunda aktaracağım.

Dört yıldır düşman işgali altında inleyen İstanbul Refet Paşanın gelişi ile bayram havası yaşıyordu. Özellikle gençler arasında büyük bir heyecan vardı ve hatta Tıbbiye’nin tüm öğrencileri, Refet Paşa’yı Haydarpaşa garında karşılamak ve omuzlarında fakülteye kadar taşıyarak getirmek arzusundaydı. Vakit gazetesi ise halkın coşkusunu şu şekilde satırlarına taşımıştı: “Şimdiye kadar şehrimiz hiçbir sebeple bu kadar kendi kalbinden kopup gelmiş bir vecd ve cuşiş göstermemiştir. İstanbul’un tarihinde, bu tarzda bir günün misalsiz olduğunu söylemek hiçte mübalağa olmaz.”

Sultanahmet Meydanında yer alan zafer takının altından çiçekler arasında geçen Refet Paşa sembolik anlamı oldukça güçlü olan bir harekete imza atarak Fatih Sultan Mehmed’in türbesini ziyaret etti. Paşa görevinin ilerleyen günlerinde İstanbul’da pek çok kurumu ziyaret etti. Ziyaret ettikleri kurumlar arasında Darülfünun, Galatasaray Sultanisi, Şehremaneti, Hilal-i Ahmer Cemiyeti ve Tıbbiye Mektebi de bulunmaktadır.

Halkın ne kadar ilgi gösterdiğinin ve sevindiğinin en şaşırtıcı olan göstergelerinden biri ise karşılaştığım bir arşiv belgesi oldu.  Şirket-i Hayriye tarih, boyunca İstanbul’un pek çok özel anına tanıklık etmişti. Bu özel günlerden biri de İstanbul’a Refet Paşa’nın çıktığı gün yaşanmıştı. Bu mutlu günde Gülnihal Vapurundan şehre giren Türk heyetini izlemek isteyen kalabalık tüm Kabataş İskelesini doldurmuştu. Ve bu kalabalık içerisinden bir polis memurunun ayağı kayarak denize düşer. O sırada civarda bulunan Şirket-i Hayriye İstimbotu Süvarisi Temel Kaptan ise canını hiçe sayarak denize atlar ve polis memurunu kurtarır.

Arşivde yer alan belge ise Şirket-i Hayriye İstimbotu Süvarisi Temel Kaptan’a bu kahramanlığından dolayı “Tahlisiye Madalyası” verilmesi için verilen tekliftir. 18. yüzyılın ilk yarısında Osmanlı İmparatorluğunda madalya verilmeye başlanmıştı. Sultan Abdülmecid (1839-1861) döneminde ise “tahlisiye”,”tahlis-i can” isimleriyle yeni bir madalya ortaya çıktı. Tahlis kurtarmak manasına gelirdi ve yalnız denizde değil, herhangi bir afette veya acil durumda cankurtaranlara verilirdi. İşte Temel Kaptana da bu madalyanın verilmesi teklif edilmişti.

Refet Paşa’nın İstanbul’a gelişi İstanbul’un işgalinin sonunu başlatan sürecin ilk adımı oldu ve 4 yıllık işgalin üzüntüsü içerisindeki halk bu duruma adeta bir bayram edasıyla yaklaştı. İlerleyen süreçte ise Türk Kuvvetleri adım adım ilerledi ve İstanbul resmen 6 Ekim 1923’de tekrar Türk hakimiyeti altına girdi. Devamı yarın…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.