güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

YAKIN TARİHİMİZDE ROL OYNAMIŞ, İZLER BIRAKMIŞ ÜNLÜ ASKERİ VE SİVİL GEMİLERİMİZ

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:47
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:47

Olayın, birde Ankara’dan görünen yüzü var. Bu sırada: Barış Harekatı sırasında, Yunan gemilerinin, Nato tatbikatlarından öğrendikleri bilgiler ışığında, kendi gemilerine Türk bayrağı çekecekleri ve telsiz operatörlerinin, Türkçe bilen Rum personelden seçileceği ve böylece Türk pilotlarının kandırılacağı bilgileri gelir.

Bu arada Yunanistan, barış istemekte ve Türklerin, Kıbrıs adasında ilerlemelerini önlemeye çalışmaktadır. Amerika ise, barış yapılması ve Türk-Yunan savaşının çıkmasının engellenmesi için uğraşmaktadır. Bu dönemde, Amerika Dışişleri Bakanı Henry Kissinger: yazmış olduğu anılarında, şunları anlatır.

“Bir gece, saat: 03.00 gibi, Türk Başbakanı Bülent Ecevit, telefonla arayarak: “Yunanlıların barış istediklerini söylemelerine rağmen, Kıbrıs’a asker ve silah sevk ettiklerini ve bu durumda, barışın nasıl yapılacağını” sorar. Bunun üzerine: Kissenger: Amerikan Haber alma Örgütü Cia ile olayı araştırır ve Başbakan Bülent Ecevit tarafından, Yunanistan’dan Kıbrıs’a asker ve silah gönderildiği bildirilen gemilerin, Yunan değil, Türk gemileri olduğunu öğrenir ve bu durumu, telefonla, Başbakan Bülent Ecevit’e iletir.

Başbakan Bülent Ecevit: Kissenger’in bu sözlerine inanmaz, gerek Kıbrıs adasındaki Türk birliklerinin, bulundukları mevzileri sağlamlaştırmaları için zaman kazanmaları ve gerekse, Yunanlılara güvenmemesi nedeniyle, “Hayır, onlar Türk gemisi değil, Yunan gemileridir” der.

Bunun üzerine, Henry Kissenger “ Sayın Başbakan, Türk bayrağı taşıyan ve Türkçe konuşan gemileri batırdığı için, Türkiye’yi kimse suçlayamaz” der ve maalesef bu sözleri, ertesi günü gerçek olur.

Ankara’da, Genelkurmay Harekat Merkezinde: radarlardan alınan, ancak çıplak gözle görülmeyen, bu konvoyun varlığına kesin olarak inanılmaktadır. Hâlbuki: bölgeye doğru ilerleyen iki ticaret gemisi ( biri Yugoslav ve diğeri İtalyan), bölgeye yaklaştıklarında, bizim üç muhrip ile bir araya gelirler. Dolayısı ile: radarlarda, beş gemilik bir konvoy görüntüsü benzeri ortaya çıkar. Ankara, bu beş gemilik (iki ticaret gemisi ve bizim üç muhrip) konvoyun varlığına, kendini iyice inandırmıştır. Konvoyun: Kıbrıs adasına, 2 Yunan komando Taburu ve askeri malzeme taşıdığı dedikoduları da yayılır.

Bu arada üç muhrib (Kocatepe, Adatepe, Çakmak) ise; Baf yakınlarında; bölgeye geleceği söylenen konvoyu beklemektedirler. Ancak: konvoyun önünü kesebilmek ve Baf şehrine yaklaşmadan, konvoyu imha edebilmek için, Ankara’nın girmeyin dediği, harekat bölgesine girmişlerdir. Ama: elbette, konvoyun önünü kesebilmek için harekat bölgesine girmelerinin zorunluluğu ortada. Ayrıca: gerek Ankara ve gerekse üç muhrip tarafından, harekat bölgesinin neresi olduğu ve koordinatları konusunda da, belirsizlik var.

Evet Ankara, daha önce de belirttiğim gibi: harekat planını hazırlamıştır. Planın adı: Şenlik

21 Temmmuz 1974 Pazar günü, saat: 11.00 civarında: Genelkurmay Harekat Merkezindeki tüm görevliler, gergin ve tedirgin bir bekleyiş içindedirler. Konvoyun varlığı konusunda, herkes kendini inandırmıştır. Deniz karakol uçakları, bölgedeki keşif uçuşlarında herhangi bir konvoy görmemiş olmalarına rağmen, özellikle Anamur Radar İstasyonunda, konvoy halindeki gemiler görünmeye devam etmektedirler. ( Biraz önce söylediğim gibi, iki ticaret gemisi ve üç muhribimiz)

Evet, bölgedeki beş gemi: Türk telsizcileri tarafından, bölgeyi terk etmeleri için uyarılırlar. İki ticaret gemisi derhal bölgeyi terk eder, ancak diğer üç gemi, yani Türk muhripleri (Kocatepe, Adatepe, Çakmak muhripleri): “ Hayır, biz Türk’üz” derler. Ancak: bu sözler, Türk askeri makamları tarafından pek inandırıcı bulunmaz. Üstelik: Deniz kuvvetleri tarafından, anılan bölgede, deniz unsurlarının bulunmadığı bildirilmiştir. Çünkü: Deniz kuvvetleri, bu üç muhribimizi, harekat bölgesine girmemeleri konusunda uyarmıştır.  Ama aynı zamanda, bölgeye gelen Yunan konvoyunun önünün kesilip, imha edilmesi emri de verilmiştir. Bölgeye girmeden, konvoyun imhasının nasıl olacağını keşke sorsalardı.

Genelkurmay Harekat Merkezi: deniz kuvvetlerinden bölgede deniz unsuru yoktur diye bilgi alıyor, ama bölgede üç savaş gemisi görülüyor ve gemilerden gelen Türkçe bilgiler, Türk bayrakları: harekatın başında alınan istihbarat gereğince (Yunanlıların Türk bayrağı çekecekleri, görevlilerinin Türkçe konuşacakları gibi) sahtekarlık olarak değerlendiriliyor ve uçaklar, konvoy gemilerini vurmak üzere, bulundukları üslerden havalanıyorlar.

Aynı gün, saat; 14.00’de: uçaklar havalanırken, bölgede, olası bir Yunan çıkartmasına karşı, ne varsa batırılması talimatı veriliyor.

Uçaklar: bölgeye, tam bizim gemilerin üzerine vardıklarında, ilk anda tereddüt ederler. Zaten: Gemilerde Türk bayrağı çekilidir. Telsiz dinlemelerinde ise: gemi personelinin kendi arasında Türkçe konuştukları dinlenir.

Bunun üzerine uçak pilotları, durumu merkeze bildirirler. Merkezde ise, Deniz Kuvvetleri Komutanı olan Kemal Kayacan: pilotlar tarafından bildirilen bölgede, Türk donanmasına ait hiçbir unsurun bulunmadığı bildirilir. Ayrıca: bizim akıllı istihbaratçılar: tüm bunların, Yunanlılar tarafından yapılmış, aldatma tavırları olduğunu düşünürler. Gemilere: çok iyi Türkçe konuşan, Rum subayların yerleştirildiği fikrine, inanmışlardır. Özellikle: pilotlardan birinin anlattıkları ilginçtir. Telsiz konuşmalarında, gemidekilerin konuşmalarını duyan pilot, merkeze şu mesajı geçer “ya öyle küfür ediyorlar ki bize, bu küfürleri bir Türk’ten başkası edemez, Rum olduklarına emin misiniz?” Evet, merkezden gelen cevap basit “Bombalamaya devam edin”.

Bunun üzerine pilotlar; gemileri bombalamaya başlarlar. Kocatepe muhribinin güvertesine: kocaman bir Türk bayrağı açılır. Gemi personeli tarafından “ Biz Türk gemisiyiz, bombalamayın” feryatlarına aldırmazlar. 21 Temmuz 1974 günü, saat: 13.30 ile 17.30 arasında: 4 saat süresince, Türk uçakları, Türk muhriplerini bombalarlar. Bu rezil harekatın ismi ise: Şenlik Başladı. Tarihimizdeki, belki de en acı kara mizah örneği. Devamı yarın…

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.