YAKIN TARİHİMİZDE ROL OYNAMIŞ, İZLER BIRAKMIŞ ÜNLÜ ASKERİ VE SİVİL GEMİLERİMİZ

Dumlupınar Denizaltısına ulaşmak için son çare olarak dalgıçlar kullanılmıştır. 5 Nisan 05.16’da ilk dalgıç suya indirilmiş; ancak 5 mil ters akıntıdan dolayı dalgıçlar yaprak gibi savrulmuştur.

Dumlupınar Denizaltısı’nda kurtarılmayı bekleyen, ancak tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayan 81 denizciye 7 Nisan 15.00’da Başaran Fabrika gemisindeki hazin tören ile denize çelenkler bırakılarak 81 denizcisiyle Dumlupınar Denizaltısı’na Milli Savunma Bakanlığı’nın yayımladığı 7. tebliğ ile veda edilir.

Şunu özenle vurgulamak isterim ki Dumlupınar denizaltımız geçirdiği kaza neticesinde 81 denizcimizle Çanakkale boğazının karanlık sularına gömülürken Türkiye Cumhuriyeti olarak Türk milleti olarak onları kurtarmak için o gün ki teknik imkânlarımızın çaresizliği ile bağrımız yanmış ve sadece bu kahramanlarımıza saygı ve minnetlerimizi sunmaktan başka bir şey yapamamışızdır. Öyle ki denizaltımız için kurtarıcı olacak olan Alemdar kurtarma gemisi daha olay yerine varmadan bu denizaltımızın ve mürettebatının sonu çoktan belli olmuştur. Gerçi alemdar kurtarma gemisi gelse de bir şey yapma imkânı o günün şartlarıyla yoktur. Dumlupınar gemimiz bugün hala Çanakkale boğazının koynunda kahraman denizcileri ile yatmayı sürdürmekte Türkiye Cumhuriyeti ve Türk milleti olarak bu kötü olayın yıldönümü günlerinde bu denizcilerimizi anmakta onlara hitaben boğazın çalkantılı sularına çelenkler ve çiçekler atarak bu denizcilerimizi anmayı sürdürmekteyiz ve sonsuza kadar onları yad etmeyi sürdüreceğimiz muhakkaktır. Bu denizaltımızın adını yaşatmak için daha sonraki dönemlerde aynı adı koyduğumuz iki denizaltımız daha olmuştur ama ne yazık ki onlarda fazla yaşayamamış batarak aynı akıbete uğramışlardır. Bu nedenledir ki deniz kuvvetlerimiz Dumlupınar isminin Türk deniz kuvvetlerine yaramadığına hükmetmiş ve bir daha bu ismi denizaltılarımıza koymamıştır. Türkiye cumhuriyetinin ilk yıllarında Türk donanmasına katılan denizaltılarımıza Türk harp tarihinin önemli zaferlerinin veya Türk askerlerinin isimlerini vermişlerdir. Ne var ki Türk deniz savaşlarından cumhuriyet devrinde denizaltılarımıza hiçbir iş düşmemesi ve denizaltılarımız hiçbir önemli görev ifa edememişlerdir. Bu yüzdendir ki Türk milletinin tamamının ismini duyduğu tanınmış denizaltılarımız söz konusu olamamıştır. Gerçi Kıbrıs barış harekâtları sırasında Yunanistan’dan gelecek harp gemilerine karşı tedbir amacıyla ak denize ve ege denizine denizaltılarımız gönderilmişse de Yunanistan’dan bu konuda hiçbir teşebbüs söz konusu olmadığından denizaltılarımıza hiçbir görev düşmemiştir. Yine Kıbrıs barış harekâtı sırasında ak denize gelen 6. Filoya karşı tedbir amaçlı denizaltılarımızın görevlendirildiği hatta 6. Filonun altına giren denizaltılarımızın bulunduğu yolunda rivayetler olsa da bence bunlarda safsatadan ibaret olmalıdır çünkü 6. Filoya bağlı denizaltılarının da o civarda olması söz konusu olacağından denizaltılarımızın 6. Filoya karşı etkin bir görevde bulunmaları zaten söz konusu olamayacaktır. Üstelik Kıbrıs barış harekatı sırasında olası Yunan gemilerine karşı da yapılacak müdahaleyi hava kuvvetleri üstlendiğine göre ve bu görevde hata yaparak Kocatepe Adatepe Mareşal Fevzi çakmak Tınaztepe muhriplerinin hava kuvvetleri uçaklarınca hedef alınıp bombalanması hatta Kocatepe muhribimizin batırılması olayı gerçekleştiği düşünülürse barış harekâtları sırasında denizaltılarımıza görev verilmemiş onlardan beklenmesi gereken görev yerine Türk hava kuvvetleri görevlendirilmiş demektir bu yüzdendir ki Osmanlıdan bu yana Türk denizaltıcılığımız geri planda kalmış bu nedenledir ki Türk halkının ismini tanıdığı tanınmış denizaltı gemilerimiz söz konusu olmamıştır.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİNDE ÜNLÜ SAVAŞ GEMİLERİMİZ

Cumhuriyet dönemimizin ünlü savaş gemileri Osmanlıdan devir alınan Yavuz ve Hamidiye gibi gemilerimiz olmuştur. Zaman ilerleyip bu gemiler yaşlanıp görev dışı kalırken alınan bazı yeni gemilerimiz şüphesiz olmuştur. Alınan bu gemilerimizin Türkiye Cumhuriyeti döneminde deniz savaşları olmadığından fazla tanınmaları söz konusu olamamıştır. Kurtuluş harbi sonrasında ordumuzdan bazı birliklerin katıldığı Kore savaşlarında deniz kuvvetlerimiz katılmadığından Kıbrıs barış olaylarının gerçekleştiği altmışlı yıllardaki olaylarda da deniz kuvvetlerimizin rol almayıp hava kuvvetlerimizin icraatları söz konusu olduğundan savaşlarda tanınan ünlü savaş gemilerimize rastlanamamıştır. İlk görev aldığı savaş ve harekât 1. ve 2. Kıbrıs Barış Harekâtları olmuştur. Bu harekâtlarda da en önemli görevi gerçekleştiren dört savaş muhribimiz söz konusu olduğundan Türkiye Cumhuriyeti döneminde ünlü savaş gemilerimiz bu dört gemi olmuştur. Bunlar Kocatepe Adatepe Tınaztepe ve Mareşal Fevzi Çakmak Muhripleridir.

Kocatepe Muhribi

Bu gemimiz savaş esnasında batan ilk Türkiye Cumhuriyeti savaş gemisidir ve bu geminin bir diğer özelliği savaş durumunda düşman tarafından değil de kendi hava kuvvetlerimiz tarafından batırılmış bir gemimiz olmasıdır bu gemimizin batırılışında cumhuriyet devri Türk silahlı kuvvetlerinin kara hava ve deniz kuvvetlerinin iş birliği ile gerçekleştireceği savaş esnasında deneyimsizlik ve iş birliği konusunda yapılan beceriksizliklerin hataların sonucu kaybedilen bir savaş gemimiz söz konusudur.

Bu savaş gemimizin ilgili kaynaklar ve internet bilgilerinde dile getirilişi şu şekildedir.

Türk askeri tarihimiz: kesinlikle, çok büyük askeri başarılarla doludur. Başarısızlıklar, her ne kadar çok az olsa da, tarihimiz incelendiğinde, gerçekten saçma-sapan, başarısızlıklar yok değil. İşte, bunlardan biri. Kendi uçaklarımız tarafından batırılan, kendi savaş gemimizin hazin hikâyesi. Hem de, koca bir ülke halkından, bir yıl saklanan, gizlenen bir hikaye. Devamı yarın…