güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

YAKIN TARİHİMİZDE ROL OYNAMIŞ, İZLER BIRAKMIŞ ÜNLÜ ASKERİ VE SİVİL GEMİLERİMİZ

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:47
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:47

“Herhangi bir önlem alınmadan 4 gün yük boşalttı. Denizaltı riski gözükmüyordu. Ancak 4 Temmuz 1915'de öğlen saat 1:00 civarı Otto Hersing komutasındaki U-21 denizaltısı, cephanesinin çoğunu boşaltmış olan Fransız Carthage cephane gemisini torpilleyerek batırdı. Daha sonra tekrar İstanbul'a döndü ve Karadeniz filosunda görevine başladı.

U21 denizaltısının bu iki büyük zırhlıyı batırması, müttefik donanmasını çeşitli önlemler almaya sevk etmişti. Çıkarmanın yapıldığı günden itibaren yarımada yakınlarında bulunan birçok zırhlı, İmroz (Gökçeada) önlerine alınmış ve yarımadadan uzaklaştırılmıştı. Denizaltılar için güvenlik tedbirleri daha da arttırılmış, birçok noktaya mayın döşenmişti.

Peki, savaş bittiğinde durum nasıldı? Müttefikimiz olan Almanya I. Dünya Savaşı’ndan yenik çıkmıştı. Bunun sonucunda Alman donanması İngiltere’ye teslim olmak zorunda kalmıştır. İngiltere, Alman denizaltılarına da el koymuş. Geride harekât yeteneği olmayan denizaltılar kalmıştı. U21 de bunlardan bir tanesidir.

U21 denizaltısı, 21–22 Şubat 1919 tarihlerinde, bir römorkör eşliğinde çekilerek acı yolculuğuna çıkar. Bu yolculuk, şüphesiz U21’in son seferi olacaktır. U21 bu yolculuğa sonunda dayanamaz. Onu taşıyan römorkör halatları koparır ve denizaltı sulara gömülür.

U21’ e çok bağlı olan Hersing, bu acı tablodan çok etkilenir ve hatıralarını, bakın şu ifadelerle bitirir:

“… Dingince, acılarından, bu dünyadan kurtulmuş olarak bir düş içinde U21 bir daha dönüşü olmayan sessizliğin içinde kaydı.

Denizin derinliği sağaltıcı, iyileştirici elleriyle sadık yoldaşını karşıladı.

54 derece enlem, 19 dakika kuzey!

3 derece boylam, 42 dakika batı!

Başarılı denizaltı U21, işte orada denizin dibinde yatıyor. Denizin sonsuzluğu ve güzel dinginliği içinde…”

Bütün bunlardan sonra aslında bir alman denizaltısı olmasına rağmen yaptığı görevle Çanakkale savaşları boyunca Türk sularını bekleyen İtilaf devletleri denizaltılarının ve gemilerinin Çanakkale boğazı önünde ve Marmara içinde girişecekleri faaliyetleri gerçekleştirdikleri faaliyetleri engelleyen bu denizaltı Osmanlı Devletinin ve Türk askerinin menfaatine çalıştığından bir Türk denizaltısı olarak değerlendirilebilecek özellikte bir gemidir. Şahsi kanaatim olarak diyebilirim ki U-21 denizaltısı ve komutanı Hersing batırdığı Triumph, Majestik zırhlıları ve Cathage cephane gemisi nedeniyle Çanakkale kara savaşlarının seyrini değiştiren bir denizaltı olmuştur. Çünkü Triumph ve Majestik’in top atışlarının yarattığı desteği kaybeden İtilaf güçleri, kara askerleri ilerleme imkanını kaybederken, Osmanlı Kuvvetleri bu iki geminin top ateşinin yarattığı üzerlerindeki baskıdan kurtulmanın serbestliğiyle daha rahatlayarak müdafaalarını daha rahat gerçekleştirebilmişlerdir. Dolayısıyla düşman donanması Çanakkale Boğazının 18 Mart Zaferinden sonra tekrardan zorlama denemesine girişmemişse ve başlayan Çanakkale Karar Harekâtında İtilaf güçleri kara orduları ilerleyip Çanakkale Bölgesini ele geçirmek için daha ileri safta cepheler ele geçirememişlerse bunda U-21 denizaltısının ve komutanı Hersing’in faaliyetlerinin ve başarılarının payı büyüktür. Bu tartışılmaz ve kesindir. Bu nedenle sonu batarak denizin dibinde bitse de U-21 denizaltısının ve komutanı Hersing’in Türk denizaltıcılık tarihi ve Türk denizcilik tarihi açısından önem taşıdıkları şüphesizdir. Onların başarılarından ve Çanakkale zaferinde Çanakkale Müdafaasındaki katkılarında paylarından doğru dürüst haberi olmayan Türk Milletinin onları yeteri kadar anmayıp hatırlamadığı muhakkaktır. Ama tarihimizi samimiyetle irdeleyen yeni nesil Türk insanının onlar hakkında gerekli incelemeleri ve bilgilenmeleri yaparak onlarında ne kadar kendilerine hizmet ettiğini öğrenip onlara ve hatıralarına sahip çıkıp gelecekte daha çok benimseyeceğini düşünmekteyim. U-21 denizaltısı da yapımı itibariyle personeli itibariyle Alman olsa da hizmetlerinin yapımı göz önünde bulundurularak yaptığı hizmetlerin amacı göz önünde bulundurularak Türk gemisi ve Türk denizcisi olarak kabul edilmesinin yerinde olacağını düşünmekteyim. Umarım Türk insanı ve toplumu da aynı his ve düşüncelerle hareket eder bunun sonucunda U-21’de unutulmaz gemilerimiz arasında zikredilen bir gemi olarak değerlendirilir.

Bu bilgilerden sonra şunu önemle vurgulamak isterim ki tarihle ilgili bilgiler veren kitaplarımızın bazılarında Osmanlı devletinin denizaltılara donanmasında yer veren ilk devletlerden biri olduğu yolunda bilgiler bulunsa da Osmanlı devletinin satın alıp isim koyarak donanmasına kattığı herhangi bir denizaltı gemisine böyle bir geminin varlığına kaynaklarda rastlayamamışızdır ancak daha önceki bilgilerimizde dile getirdiğimiz gibi Çanakkale’yi geçmek isterken müdafaa ağlarına takılıp su yüzüne çıkmak zorunda kalıp Osmanlı askerlerince ele geçirilen bir Fransız denizaltısının ele geçirildikten sonra verilen bir isimle Türk denizcilerince kullanıldığı yolunda bilgiler olduğundan da bazı kaynaklarda söz edildiğini görmekteyiz ne var ki bu deniz altından yetişmiş denizaltıcılar olmadığından istifade edilememiş bu denizaltı ya batırılmış yahut ta batmıştır bunun dışında Türkiye Cumhuriyeti döneminde de ilk anlarda denizaltıcılığımız hatta denizciliğimiz yeterli seviyede olmadığından denizaltılarımızdan fazla söz edildiğini görememekteyiz gerek cumhuriyet devrinde gerek ondan önceki dönemde denizaltılarımıza görev düşen deniz savaşları deniz çatışmaları yaşamadığımızdan halkımızın milletimizin ismini çokça duyduğu ünlü denizaltı gemilerimiz olmamıştır. Bu yüzden denizaltıcılık tarihimizde en ünlü denizaltımız elim bir kazayla nara burnu önlerinde batan ve bugün denizaltında yatan Dumlupınar denizaltımızdan başka ünlü denizaltımız olmamıştır dersek kanaatimce hatalı konuşmuş olmayız. Devamı yarın…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.