güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

YAKIN TARİHİMİZDE ROL OYNAMIŞ, İZLER BIRAKMIŞ ÜNLÜ ASKERİ VE SİVİL GEMİLERİMİZ

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:47
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:47

Tarihte Türk Denizaltıcılığı Ve Denizaltılarımız

Kıymetli okurlarım Türk milleti denizaltı faaliyetlerine ve denizaltıcılığa önem veren hatta denizaltının ilk mucidi olan bir millettir dersem umarım yanlış bir bilgi vermiş olmam. Çünkü diğer milletler daha denizaltının ne olduğunu bilmezken ilk denizaltıyı yapan ve kullanan millet Türkler olmuştur. Osmanlı Devleti zamanında gerçekleşen bir şehzade sünnet düğünü nedeniyle yapılan eğlence sırasında ortaya konulan bir teknenin tarihte ilk denizaltı olma ihtimali büyüktür. Yanlış hatırlamıyorsam padişah III. Mehmet’in oğlu geleceğin Sultan Ahmet’i olacak olan şehzade Ahmet’in sünnet düğünü eğlenceleri sırasında İstanbul tersanesi ustabaşılarından İbrahim Ağa timsah şeklinde suya dalıp çıkabilen su yüzüne çıktığında açılan ağzından sazendelerin ve dansözlerin çıkıp üzerinde gösteri yapabildiği bir tekne inşa etmiş ve bu tekneyle gösteriler yapılmasını temin etmiştir. 1600lü yıllarda daha doğrusu 15. yy ’da timsah şeklinde de olsa kısıtlı seviyede de olsa istenildiğinde su altına dalabilen istenildiğinde su yüzüne çıkabilen bu teknenin bugünkü denizaltıların ilk örneği Proto tipi olması böyle değerlendirilmesi pekâlâ mümkündür. Böyle olmasına karşılık bu tekneyi bir denizaltı kabul ederek ilk denizaltıyı Türkler yapmıştır dememizin sakıncası olmadığını söylememizin de mümkün olabileceğini düşünmekteyim. Bu durum bir yana batılıların denizaltıyı bugünkü şekline uygun olarak ilk örnekleriyle ortaya koymasından sonrada bu sınıf gemileri donanma hizmetine alıp askeri amaçla kullanılmak üzere donanmasına ilk dâhil eden millet olarak da biz Türkleri göstermek ve kabul etmek pekâlâ mümkündür. Çünkü hakikaten Osmanlı Devleti I. Meşrutiyet dönemi dediğimiz dönemde Avrupa’dan getirttiği denizaltıyı donanmasına dâhil eden ilk devlet olmuştur.  6 Eylül 1886’da Avrupa’dan getirtilen denizaltı Taşkızak Tersanesinde montajı yapılarak Abdülhamid adıyla donanmaya katılmıştır. Ve böylece bu icraatla Osmanlı Devleti yeryüzünde denizaltı denilen gemiyi donanmasına ilk katan devlet olurken Abdülhamid isimli Denizaltı da yeryüzünün ilk askeri denizaltısı olma durumuna gelmiştir. Ancak ilk olduğumuz her konuda olduğu gibi bu konuda da girişimin arkası gelmemiş I. Dünya Savaşına girildiği sırada Osmanlı Donanmasının elinde hiçbir denizaltı gemisi mevcut durumda olamamıştır. Çanakkale Savaşları başladığında İtilaf Devletleri gemilerimize karşı denizaltı kullanmaya başladığında bu eksiklik hissedilmiş müttefiklerimiz Almanya ve Avusturya’dan Denizaltı alınması teşebbüslerine girişilmiştir. Ama bunlar gerçekleşmeden önce Türk topçu ateşiyle Çanakkale’de zarar görüp teslim olmak zorunda kalan Fransız denizaltısı hasar görmüş Turkuvaz isimli denizaltı Osmanlı Devletinin Çanakkale kullanıma soktuğu ilk denizaltı olmuştur. Tamir edilip onun ele geçirilmesinde büyük emeği olan Osmanlı Askeri Müstecip onbaşının adı verilen bu denizaltı Osmanlı donanması hizmetinde kullanıma sokulmuşsa da netice alınamamış ve bir müddet sonrada batmıştır.

Çanakkale harpleri başladığında Osmanlı devleti büyük gemi kaybına uğramış ve bunun sebebi Marmara’ya sızan ve Ege’de dolaşan İngiliz Fransız ve Avustralya denizaltıları olarak görülmüştür. Bunun üzerine Osmanlı Devleti eksiğini gidermek amacıyla müttefikleri Almanya ve Avusturya devletlerinden kendisine denizaltı temin etmeleri talebinde bulundu.  Osmanlı Devletinin bu talebi karşısında müttefiklerinin fazla bir yardımcı olma durumları yoktu. Çünkü denizaltı üstünlüğü İtilaf güçlerinin elinde bulunmaktaydı. Almanya veya Avusturya’dan gönderilebilecek denizaltıların deniz yoluyla gelebilmesi için Atlantik Okyanusunu, Cebelitarık Boğazını, Akdeniz’i ve ege sularını geçerek gelmesi gerekiyordu. Bu ise oldukça zordu. Yakıt ve yağ ikmali bu durumu zorlaştırıyordu. Bunun yanında bu sularda İngilizlerin 77 Fransızların 45 denizaltısı dolaşmaktaydı. Almanya’nın elindeyse sadece 29 denizaltı vardı. Bu nedenledir ki Almanya ve Avusturya Osmanlı yardım amacıyla veya kullanmak amacıyla ancak tren yollarını kullanarak gönderebileceği küçük denizaltıları ulaştırması mümkündü. Almanya’dan tren yoluyla Karadeniz Limanlarına ulaştırılacak oradan da Kuzey Ege’ye ulaştırılabilecek küçük denizaltılar söz konusu olabilirdi. Nitekim Osmanlı Devleti Yavuz ve Midillinin başında, Osmanlıya sığınıp daha sonra donanma komutanı yapılan Alman Amiral Souchon aracılıyla Almanya’dan 1915 yılı Mart ayında denizaltı talebinde bulundu. Almanya’dan bu şekilde yani tren yoluyla gönderilen ilk denizaltı UB8 28 metre boyunda küçük bir denizaltı olup Almanya’dan demiryoluyla Adriyatik kıyısındaki Pula Limanına gönderilmiştir. Burada monte edilerek kullanıma sokulmuştur. Bu arada uzun yolu kullanarak Osmanlıya yardıma gitmeyi deneyen denizaltılarda görülmüştür. Nitekim U21 denizaltısı komutanı Binbaşı Otto Hersing denizaltısıyla bu işin üstesinden geleceğine inananlardan birisi olmuştur. Bu fikrini üstlerin ilettiğinde Berlin’e çağrılmış ve söylediğini yapmakla görevlendirilmiştir. U21 denizaltısına yeni bir tip olarak önde ve arkada ikişer tane olmak üzere dört torpido kovanı yapılmıştır. 64,2 metre uzunluğundaki bu denizaltının güvertesindeyse 88mm’lik iki top bulunmaktadır. Alman donanması bünyesinde teşkil edilen İstanbul Filotilosu’da (Almanca U-Booteder Mittelmeer Dvisyon in Kostantinofel) U-21, UB-7, UB-8, UB-14, U-38, U-34, U-35, U-39 faaliyet göstermiştir. Devamı yarın…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.