güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

YAKIN TARİHİMİZDE ROL OYNAMIŞ İZLER BIRAKMIŞ ÜNLÜ ASKERİ VE SİVİL GEMİLERİMİZ

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:47
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:47

Nitekim Yunanistan bizden önce davrandığı için bizim gemilerimize oranla daha üstün ateş gücü olan Averof zırhlısına sahip olmuş, bu gemiye talipliğimizde geç kaldığımızdan Yunanistan deniz gücü bakımından bizden daha üstün duruma geçmiştir. Bu nedenle Balkan Savaşları sırasında Türk donanması Yunan donanması karşısında bir varlık gösterememiş ancak Türk donanmasının ve denizcilerinin namusunu kurtarmak, Hamidiye Kruvazörümüze kalmıştır. Gerçi o üzerine düşeni layıkıyla yapmış tek başına Averof da dâhil Yunan donamasını uğraştırmış, onlara zor anlar yaşatıp kan kusturmuştur.

 

 Ama Türk donanmasının yaşadığı gemi noksanlığı Balkan Savaşları sırasında kesin olarak ortaya çıkmıştır. Bu nedenledir ki Osmanlı da yönetimi ele geçiren İttihat ve Terakki yönetimi Averof’dan daha üstün zırhlılar almayı ve Osmanlı donanmasına mal etmeyi kafasına koymuştur. Bu tarz da gemiler alınabilecek önemli iki devlet vardır. Birisi İngiltere bir diğeri Almanya’dır.  Osmanlı Devleti alacağı gemileri çok çabuk elde etmek istemekteydi.

 

Nitekim bu nedenle elinde daha çabuk alınabilecek gemiler bulunan İngiltere’ye yönelinmesi bu nedenle olacaktır. Çünkü Osmanlı’nın istediği vasıfta bir gemi İngiliz gemi tezgâhlarından çıkmış durumdadır.

 

Çünkü Arjantin’le savaş halinde bulunan Brezilya büyük bir zırhlı ısmarlamış ve ilk taksidini ödediği Rio Dö Jenerio adlı bir gemi hazırlanmışken Arjantin’le barış yapan Brezilya bu geminin alımından vazgeçmiş ve bu geminin satılmasını istemektedir.

 

İşte tam bu sırada Osmanlı Devleti devreye girmiş ve İngiltere’den savaş gemisi talebinde bulunmuştu. Brezilya için şart olan gemiyi elden çıkarma Osmanlı için gemi elde etmekte bir fırsat olarak kullanılabilecek bir durum haline gelmişti. 

2. Meşrutiyetin ilanından sonra donanmamızın güçlenmesi, milli bir dava haline gelmişti. Bu nedenle kurulan donanma cemiyeti büyük bir özveri ile çalışıyordu. Halktan bağışlar toplandı. Devrin padişahı Sultan Reşat da her fırsatta donanmanın kuvvetli olmasına dikkat ediyor donanmaya ne denli büyük önem verdiğini açıklayan beyanlarda bulunuyordu.

 

 Bizim de Averog gibi bir direkt nota sahip olmamız gerekliydi. Hükümet Elswick’teki Vickers, Ltd. Şti’ne ilk direkt not siparişini verdi. Yapılacak geminin adı Padişah Sultan Reşat’ın adıydı. Ve haliyle kısaca Reşadiye olacaktı. İnşaatı kontrol için bir komisyon seçildi. Komisyon Başkanlığına Binbaşı Vasıf Ahmet atandı.

 

 Komisyon 1912 de İngiltere’ye giderek geminin inşaatını gözlemeye başladı. Ismarlanan Reşadiye 23 bin ton ağırlığında olacak. 21 mil hız yapacaktı. Üzerinde silah olarak 10 adet 32’lik, 16 adet 15’lik topu ve 3 adet torpidosu olacaktı.

 

Hükümet bu gemi için 2 milyon 304 bin 702 Osmanlı Lirası ödeyecekti. Bu bedel taksitler halinde ödenmeye başlandı. Ancak gemi inşaatı hızlı ilerlemiyordu. Patlayan Trablus ve Balkan Harpleri cereyan ederken Vasıf Bey 1912 yılında ülkeye döndü.

 

Reşadiye Komutanlığına tayin edilerek 23 Nisan 1913 de tekrar İngiltere’ye gönderildi. Reşadiye’nin yapımı oldukça ilerlemişti. Bu sırada aynı tersanede yukarıda sözünü ettiğimiz Brezilya için yapılan zırhlıda inşa edilmekteydi. Bu geminin yukarıda sözünü etiğimiz şekilde satışa arz edilmesi üzerine Osmanlı Hükümeti ona da talip olmuştu.

 

 Bu geminin alımı için Osmanlı’ya lazım olan parayı yani 2,5 milyon Osmanlı Lirasını Fransız Perrier Bankası ikraza muvafakat etmişti. Fakat bankanın ileri sürdüğü şartlar oldukça ağırdı.

 

Maliye nazırı Menemenli zade banka ile olan mukaveleyi imzada tereddüt gösteriyordu. Devrin sadrazamı Talat Paşa mukaveleleri hazırlamış, zamanın Bakanlar Kurulu Odasının yanındaki odaya bankanın replezantını da getirmişti. Bakanlar Kurulu görüşme halindeydi. Maliye Bakanına hitaben “ Beyim adam geldi” diyen Talat Paşa’ya Rıfat Bey’in verdiği cevap çok dikkat çekicidir.

 

Ve şöyledir: “ Canım Talat Bey nasıl imza edeyim bu mukaveleyi.” Ayağa kalkan Talat Bey Maliye Bakanını kolları arasında kuvvetle sıkarak büyük bir heyecanla “ Beyim adaları alacağız. Santim düşünecek zamanda değiliz.” Sonra Rıfat Bey’i mukaveleyi imzaya götürerek mukaveleyi imzalatmıştır. Ertesi gün paralar Londra Elçimize gönderildi. Brezilyadan alınan bu gemi daha doğrusu Brezilyaya yapılırken onun vazgeçmesiyle İngiltere’den alınan bu gemiye Sultan Osman ismi verilmiştir.  Devamı yarın…

 

 

    

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.