güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

YAKIN TARİHİMİZDE ROL OYNAMIŞ İZLER BIRAKMIŞ ÜNLÜ ASKERİ VE SİVİL GEMİLERİMİZ

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:47
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:47

Bu sefer rota daha uzaklar, Adriyatik sahilleriydi. Fakat yolda patlayan kuvvetli bir yıldız fırtınası buna imkân vermedi, Malta’nın La Valetta limanına sığınan “Hamidiye” burada üç gün kaldı. Hamidiye’nin Malta’da olduğunu öğrenen Yunan donanması hemen 4 muhribini Hamidiye’yi denizin dibine yollama emriyle bu sulara göndermişti, ama Hamidiye bu dört geminin arasından sıyrılmayı da başardı. 23 Şubat’a kadar Beyrut, İskenderun, Anamur, Antalya sahillerinde dolaştı durdu Hamidiye hatta Marmaris’e kadar çıktığı oldu. Zaman zaman Ege sahillerindeki küçük koylara büyük bir cesaret ve maharetle giriyor, bazen geceyi orada geçiriyordu.

Antalya’nın Demre ilçesine bağlı Kekova (Üçağız) köyünün yer aldığı koy da bu gizlenme yerlerinden biriydi. Üç girişi olan bu koyun sadece bir boğazının bir bölümü “Hamidiye’nin içeri girmesine olanak tanıyordu. Fakat suları iyi tanıyan gemi personeli kolayca bu boğazdan geçerek gözden kayboluyordu. Bugün Kekova’ya denizden yaklaşırken kayalara resmedilmiş bir Türk bayrağı ile karşılaşırsınız. Yöre halkı buraya “Rauf Beyin yeri” bu bayrağa da “Rauf Bey’in bayrağı” der.

Her yıl yaz başlangıcında da gençler bu bayrağı yeniden yağlı boya ile boyayarak, bu basit fakat anlamlı abideyi yaşatmaya çalışırlar. Gerçi Rauf Bey’in adı Deniz Nakliyat Şirketi’nce büyük bir tankere verilmiştir. Ama bu gemi için, personeli için, komutanı için yapılanlar daha da ileriye gidememiştir ne yazık ki... Son kazan temizliğini Silifke civarındaki Papadola limanında yapan Hamidiye daha önce bir yıldız fırtınası nedeniyle gerçekleştiremediği harekâtını tamamlamak üzere Adriyatik yönünde seyre başladı. 26 Şubat gecesi tüm fenerlerini söndürmüş, lumboz kapaklarını sıkı sıkıya kapamış gemi Otranto Boğazı’ndan süzülerek geçmekteydi.

Gün ışıyınca şans uzun zamandır ava susamış kruvazörün karşısına Yunan gemisi “Leros”u çıkar­mıştı. Ses yaparak /arlığını ortaya koymak istemeyen gemiye silahlarını kullanmadan doğrudan doğruya tam yol ileri ko­mutunu veren Rauf Bey, bir kaç dakika sonra “Leros”u sancak bordasından mahmuzlayarak batırdı ve mürettebatını deniz­den toplayarak esir aldı, fakat “Hamidiye” Yunan donanması­na bağlı Lonki muhribi tarafından görülmüştü.

 Durum hemen Yunan makamlarına iletildi ve tüm donanma alarma geçirildi. Bu arada “Hamidiye” olay yerinden hemen uzaklaşmış, 10.30 sularında Draç limanına girmiş, şehrin varoşlarında ça­dırlı ordugâhta bulunan Sırp askerlerini ve yığınaklarını top ateşine tutarak hallaç pamuğu gibi atmıştı. Burada yığınaklanan kuvvetlerin dağıldığını gören ve kısa bir müddet sonra Yunan gemilerinin liman ağzında kendisini sıkıştırabileceklerini düşünen Rauf Bey hemen bir manevra ile limanı terk etmiş, ikinci hedefi olan Şingin limanına dümen kırmıştı.

Şingin’de “Hamidiye”nin avı çok hareketli oldu. Liman içinde tam teçhizat bir Sırp tümenini karaya çıkarmak için hazırlık yapan 9 şilep isabetli salvolarla çok kısa zamanda limanın derinliklerine gönderildi. Böylelikle batırılan 9 şileple birlikte İşkodra kuşatmasına gönderilen önemli bir Sırp kuv­veti de saf dışı edilmiş oluyor, kuşatmaya direnen birkaç şeh­rimize büyük bir moral ve destek sağlanıyordu. Bu baskından da ustaca sıyrılan “Hamidiye”, kuzeye doğ­ru seyrine devam etti. Bu ara muhabere menzili içine giren Viyana sefareti telsiziyle irtibat kurma çabaları boşa gitti. “Hamidiye” genç komutanının insiyatifi altında yeni görevlere yeni maceralara atılmak zorundaydı. İrtibat sağlanamaması üzerine geriye dönülerek çıkış yolu olan Otranto Boğazı’na doğru dümen kırıldı. Bu arada Rauf Bey kendisini Adriyatik’te yakalamak için dört dönen çeşitli tonajlarda ve tipte Yunan gemilerine yakalanmadan geçebilmek için gayret sarf ediyor çeşitli rotalar uygulayarak bir pusuya düşmemeye çalışıyor­du.

 İtalya kıyılarına adeta sürtünürcesine yakın bir seyirle 28 Şubat gece yarısından sonra Otranto Boğazı aşıldı ve Yunan Denizi’ne girildi. Hamidiye’yi bir türlü ele geçiremeyen Yunan donanması üçe ayrılmıştı. Aslında bu durum Rauf Bey’in işine daha çok yarıyordu. Kaşımızdakilerin Akdeniz’deki nakliyatı tam anlamıyla felce uğramış, asker ve malzeme taşıyan gemiler Hamidiye’nin korkusundan limanları terk edemez olmuşlardı. Devamı yarın…

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.