güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

UNUTULAN BAYRAMIMIZ HIDRELLEZ VE HIDRELLEZ KÜLTÜRÜMÜZ

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:47
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:47

Değerli okurlarım,

5 ve 6 Mayıs tarihlerine, özellikle 6 Mayıs tarihine tekabül eden köklerini Orta Asya’daki ana yurdumuzdan alan daha doğrusu aldığını düşündüğüm bir milli halk bahar bayramımız vardır. Bu bahar bayramının adı Hıdrellez bayramıdır. Gerçi buna toplumumuzun her kesimi bayram demez Hıdrellez günü diye geçiştiren kitle daha büyük çoğunluk arz eder. Aslında Hıdrellez günü dediğimiz kutlama gününün meşhur milli Türk bahar bayramı Nevruzla arasında yaklaşık bir ay kabaca 1 ay 10 güne yakın bir zaman dilimi mevcuttur. Bu yüzdendir ki bu iki kutlanan günün Türk kültüründe aslında aynı bayramın farklı bölgelerde farklı tarihlerde kutlanması şeklinde görülen uygulamaları olup olmadığı da tartışılabilecek bir görüntü arz etmektedir.

Ancak Orta Asya Türk kültürünü inceleyen bilimsel çevrelere göre Nevruz ve Hıdrellez günü kutlamaların kutlama sistemleri ve kutlamalar esnasında yapılan eylemlere bakılarak irdelenip, incelenmesi her iki günün farklı nitelikte bayram olduğunu ortaya koymaktadır. Nevruz bayramı tabiatın yeşermesini esas alıp, canlanmasını esas alıp kutlayan bayram olmasına karşılık Hıdrellez günü kutlamalarının daha ziyade hayvansal ürünlerin ağırlıklı olarak esas teşkil ettiği, ziyafetlerin çekildiği bir saya bayramı, sürü bayramı niteliği arz ettiği söylenmektedir. Nevruz bayramında Türklük tabiatın yeşermesini mevsimin yeşermesini kutlarken Hıdrellez gününde sürülerin sayalardan çıkıp kuzuların yetişkin hale geldiği zamana ermenin sürülerden ürün almanın sevincinin kutlandığı bir günün söz konusu olduğu söylenebilmektedir. Şurası da bir gerçektir ki Hıdrellez gününün kutlamasına kutlanmasına da tabiatın yeşillenmesi, yeşillenmenin kemale ermesi karıştırılmış gözükmektedir. Belki de Hıdrellez günü kutlamaları eski Türkler ilkbahardan yaza geçişe başlamanın başlangıç noktası olarak kutlamış olmaları da söz konusudur. Bazı Türk mitoloji kaynaklarını araştıran kaynaklar Hıdrellez gününü Türk inanç sistemindeki insanlara ve yolculara yardım ettiği inanılan yol tanrısı ile sulara, akarsulara hükmettiği inanılan bir tanrının yılda bir defa buluştuğu görüşüp ayrıldığı günün kutlaması olarak göstermektedirler.

Öyle veya böyle Hıdrellez kutlamaları kökenini Orta Asya Türk uygarlıklarından alan bir kutlama günü oluşturmaktadır. Ancak kökeni Orta Asya’daki İslamiyet öncesi Kürt kültürüne dayansa da bu yönde Nevruzla benzerlik gösterse de Hıdrellezin Nevruz’dan ayrıldığı bir nokta vardır. O da Hıdrellezin Türklerin İslamiyet’i kabulünden sonra İslam dini akaitlerine uygun hale gelip İslami öğe ve unsurlarla kutlanmaya başlayan bir uygulama göstermeye yönelmesidir. Nitekim İslamiyet’i kabul eden Türklerde Hıdrellez 6 Mayıs ile kutlanmayı sürdürmekle birlikte kutlayış sebebi olarak kendisine Kuran’da ismi geçen peygamber olup olmadığı tartışmalı durum gösteren Hızır ile İlyas peygamberin bir su kenarında buluştuğu gün olarak kutlanmaya başlamıştır. Enteresan bir durum söz konusudur. Kuran’da ismi geçmesine rağmen peygamberliği kesin söylenemeyen Hızır hakkında Kuran dışı kaynaklarda bu şahsın ölümsüzlüğe sahip bir kişi olduğu darda kalanlara yardımcı olma işlemini yerine getirdiği şeklinde bilgiler vardır.

Yine Hıdrellezde bu kişiyle buluştuğu söylenen İlyas peygamber hakkında da bir bilinmezlik vardır. Kuran dışı kaynaklarda onun hakkında verilen bilgilerde de İlyas peygamberin hırkasını müridi durumunda yanında yaşayan kendisinden sonra peygamber olacak olan İlyase hırkasını bıraktıktan sonra ortadan kaybolduğunu göğe uçtuğu bildirilmektedir. Ne tuhaftır ki İlyas peygamber hakkında hadislere göre verilen bilgiler esas alınırsa onun İdris peygamberle aynı kişi olduğu da söylenir. İslamiyet’in kabulünden sonra bir kısım İslam birey sözde bu peygamberlerin buluşma gününü yaptıkları dualarla kısmen bu peygamberlerden, kısmen bu peygamberlerin yüzü suyu hürmetine su kenarlarında gölgeliklerde toplanıp yemekler yiyip dua ederken eğlencelerde yapmaya yönelmişlerdir. Bir kısım İslam bireyler ise Hıdrellez gününü Hz. Muhammed’in doğum günü kabul edip onun doğum gününü kutlamak maksadıyla Hıdrellez gününde topluca yemekler pişirip mevlitler okumaya, dualar edip eğlenceler düzenlemeye yönelmiştir. Hatta peygamberimizin çok sevdiği gülfidanı üzerine istek ve dileklerini yazan yahut gülfidanı diplerine sahip olmak istedikleri taşınır, taşınmaz mal ve evrakın benzer maketlerini yaparak, resimlerini yapıp asarak Allah’tan onlara sahip kılınmalarını istemeye yönelmişlerdir. Bu şekil Hıdrellez kutlamaları İslamiyet tesiriyle ve motifleriyle bezenip Hıdrellezi İslimiyelileştirme uygulamaları gösterirken bazı gruplarda da isim değiştiren Hıdrellez şenlikleri Hristiyanlık veya Putperestlik motifleriyle bezenip Kakava Şenlikleri denilen şenliklere de dönüştüğü de görülebilmiştir. Ülkemizde kendilerine çingene veya roman diyen bu iki isimden birini kabul edip kullanan veya bu iki isimden birini kullanan vatandaş kitlemiz özellikle Edirne bölgemizde Hıdrellez gününe yakın tarihlerde Hıdrellez benzeri bir seremoniyle Kakava Şenlikleri kutlamaktadırlar. Son yıllarda daha ziyade turistlik amaçlı festival şekline yönelmiş bu şenliklerde aslında Hıdrellez denilen kutlamalarla benzerlik göstermektedir. Devamı yarın…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.