güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

Ulusal Devlet Olup Din Esaslı Devletten Uzak Kalmalıyız

Yazının Giriş Tarihi: 25.06.2024 08:19
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.06.2024 08:27

Yani devlet iş başındaki şahsın ve onun ailesinin devleti olup devletin topraklarında yaşayan insanlar baştaki yöneticinin şahsiyetine bağlılıkla hanedanına bağlılıkla devlete bağlı olmaktadırlar. Bu yüzden devlet halkını birbirine bağlayan milli birlik değil hanedana bağlılık şeklindeki birleşmedir. Şunu da vurgulamak isterim ki Türkiye Cumhuriyeti’ne gelene kadar görülmüş ve yaşamış Türk dünyası devletlerin büyük çoğunluğu imparatorluktur. İmparatorluklarda milli şuur olması imkansız olduğundan tarih sahnesinde görülmüş ve bugün bizlerin farazi olarak Türk devleti saymaya uğraştığımız pek çok devlet Türk devleti bile değildir.

Nitekim bugün birilerinin hala yaşatmak istediği ruhla Türk devleti dedikleri Osmanlı devleti bile tam manasıyla Türk devleti sayılamaz. Çünkü baştaki padişahları dahil yöneticileri orduları devlet teşkilatındaki görevlileri tam manasıyla Türk değildir. Kullandığı hukuk, kullandığı dil, kullandığı alfabe hatta sanat sahasındaki anlayış ve görüşleri bile tam manasıyla Türk olmayıp ya yabancı kültürlerden alma ya da iktibas yoluyla uygulamadır. Şunu vurgulamak isterim ki şu an içinde yaşayıp tebaası olmakla kıvanç duyduğumuz Türkiye Cumhuriyeti devleti ülkemize hakim kılınan laik sistem anlayışı nedeniyle din devleti olma özelliğinden tam manasıyla arındırılmış bir devlettir. Bazı kişiler bazı zihniyet sahipleri bu sistemi bozup devletimizi dini devlet haline getirmek isteseler de milletimizin buna müsaade etmeyeceğini düşünmekteyim. Zaten Anadolu’nun tarihi boyunca Türklerin eline geçişinden itibaren üzerinde din kaidelerine dayalı dini teşkilatla yönetilen hiçbir devleti söz konusu olmamıştır. Ancak bunun istisnası diyebileceğimiz belki de tam devlet bile diyemeyeceğimiz Ahi cumhuriyeti denilen bir devletçik söz konusudur.

Hemen şunu da belirtmek isterim ki Türkiye Cumhuriyeti tarih sahnesinde Türk milletinin kendi çabalarıyla kendi adıyla kurup kendi eliyle yönettiği bu yüzden de ulusal devlet olma özelliğini taşıyan Türk dünyasının ilk devleti de Türkiye Cumhuriyetidir. Ne yazık ki bugün devletimizin bu özelliğini de bozup milli devlet olmaktan çıkarıp ümmet devleti haline sokmak isteyen bireyler ve zihniyetler de ülkemiz topraklarında yaşamaktadırlar. Milletimizden beklentimiz devletimizin ulusal özelliğini bozdurmayıp devletimizi ümmetçi zihniyetlere teslim etmemeleridir.

Ümmetçi zihniyetin hakim olduğu ülkelerde ulusal devletten ve laik devletten söz edilmesi mümkün değildir. Bu yüzden vatandaş olarak yapmamız gereken laik olmayan ümmetçi zihniyete sahip siyasi partilerden federasyon tipi veya konfederasyon tipi yahut başkanlık yarı başkanlık sistemi hilafet sistemi saltanat sistemi gibi yönetim sistemlerini benimseyen partilerden uzak durmamız eski denenmiş rejimleri din devleti arzulayan partileri desteklemememiz gerekir. Milli ve ulusal laik devlet sistemimizi devletimizin bekasını korumamızın tek yolu da düşünceme göre budur.

Şunu da önemle belirtmek isterim ki yukarıda da belirttiğim gibi Osmanlı Devleti tam manasıyla bir Türk devleti diyemeyeceğimiz özelliklere sahiptir. Hanedanı, hanedan üyeleri ırk olarak çok uluslu yıkılış devrine kadar hatta yıkılış devrinde bile ordusu çok uluslu resmi dili Türkçe olmayan Osmanlı devleti ne oranda Türk devleti sayılabilir. Üstelik Osmanlı devleti kuruluşundan başlayarak önce Anadolu Türk beyliklerini daha sonra İran sahasındaki Akkoyunlu, saferi devleti gibi Türk devletlerini yıkmış veya zayıflatmış, mısırdaki Türk Memlük Devletini yıkmış bir devlettir. Osmanlının Avrupa’daki fetih ettiği sahalar da bir zamanlar hunların, Avarların, Kumanların, Peçeneklerin ve Guzların sahip olduğu topraklardır. Avrupa sahasındaki Macarlar ve Bulgarlar gibi Hristiyan olmuş Türklerin vatanlarıdır.

Kısaca söylemek gerekir ki Osmanlı devleti Osmanlıcıların, yeni Osmanlıcıların ve hatta Türk milliyetçisiyiz deyip ümmetçilerin peşine takılan milliyetçilerin iddia ettiği gibi tam manasıyla bir Türk devleti olamamıştır. Yine yukarıda belirttiğim gibi Osmanlı devleti tam manasıyla ulusal bir Türk devleti de değildir. Zaten imparatorluk olduğu için ulusal devlette değildir. Ama hayret edilecek bir nokta bugün tarikatçı, cemaatçi, ümmetçi gruplar Türk milliyetçilerini kandırmak amacıyla Osmanlıyı ulusal bir devlet ve ulusal bir İslam Türk devleti olarak taktim etmekte Türk insanını kandırmak yoluna gitmektedirler.

Ne yazık ki kendisini Türk milliyetçisi ilan ve taktim eden bazı siyasal partiler de kendi çıkarları ve iktidardan pay kapma hevesiyle onlara eklenmekte vatandaşımızı Osmanlıya özendirip yeryüzündeki ilk ulusal ve laik, demokratik Türk devletini yıkmak için propagandalarla çalışmakta halkımızı bu tür çalışmalara katmak ve alet etmek yoluna gitmektedirler düşüncesindeyim. Bu yüzden önemle vurgulamak isterim ki İslamcıların, ümmetçilerin, Arapçıların, Emevicilerin, şeriatçıların, tarikat ve cemaatçilerin ve onlara katılan sahte milliyetçilerin propagandalarına aldanmadan laik, demokratik cumhuriyetimize sahip çıkmalı Mustafa Kemal’in “Ne Mutlu Türküm Diyene” sloganını esas kabul ederek devletimizi yaşatmalı ve korumalıyız düşüncesindeyim.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.