Ülkemizin İslam’ı Şekli İslam Olup Gerçek İslam’dan Farkları

Şurasını da vurgulamak isterim ki Şehit cenazelerine fazla katılım olmasında özellikle gerçek dini duygularla katılanların fazla olmasında, ölen Şehidin, Şehitliği dolayısıyla Ahiret dünyasında katılanlara şefaat edeceği yolundaki dinsel yorumların da etkili olduğunu düşünmekteyim. Yine Şehit cenazelerine olsun, normal cenaze merasimlerinde olsun, katılanların fazlalığından önemli etkenlerden birisi de cenaze merasimlerinde kılınan cenaze namazlarının kılınması için abdest almanın zorunlu olmadığı inancının mevcut bulunmasıdır, düşüncesindeyim.

Bu yüzdendir ki diğer namazlarda aranan, abdest alma şartı olmadığı düşüncesiyle, farklı amaçlarla katılan kişiler Şehit cenazelerini kalabalıklaştırmaktadır. Hele son dönemlerde yaygınlaşan, cenaze namazına ve cenaze törenlerine kadınların da katılmaları, cenaze namazlarında erkeklerle aynı saflarda yer alması, uygulanması da Şehit cenazelerine katılımı arttıran faktörlerden olmuştur, düşüncesindeyim.

Sözün kısası Şehit cenazelerine, İslami ölçülere göre, İslâm dini kurallarını tam uygulayarak katılan bireyler kadar İslâm dinini uygulamalarını öteleyerek katılanlar da mevcuttur düşüncesini taşımaktayım. İşte gerçek İslâm ile şekli İslâm cenaze törenlerinde açıkça ortaya koyabilmektedir. Ümit ederim ki son zamanlarda artan Şehit cenaze merasimlerine katılanlar konusunda yanılmakta olalım da katılanların tamamı samimi duygularla İslâm dinin emirleri uyarınca, Şehit cenazelerine katılmakta olsunlar.

Yaptığımız gerçek İslâm ve şekli İslâm ayrımı Şehit cenazelerine katılan topluluklar için geçerli olmasın, söz konusu olmasın. Toplumumuzdaki gerçek İslâm bireyle, şekli İslâm bireyi ayırmak hakikaten zordur. Çünkü her iki kesimin üyeleri de İslam’ın gereği ibadetlerini görünüşte yapabilirler, namaz kılabilirler, oruç tutmasa da, zekât vermese de bunları yapıyor gözükerek İslâm olduğunu söyletecek görünümler ortaya koyabilir.

Zaten İslâm bireyi kelimeyi şahadet getirdiği sürece şekli İslâm kabul etmemek mümkün değildir. Ama şunu unutmamak gerekir ki camiye gitse de, Hacca gitse de, Umreye gitse de, hayır hasenat yapsa da İslam’ım diyen herkesin gerçek İslam’ı olduğunu söylemek zordur, bence doğruda değildir. Çünkü bu ibadetleri çevresindeki insanları aldatmak amacıyla yapıyorsa, kendisine emniyet telkin edip, onlardan rahatlıkla menfaat temin etmeye zemin hazırlamak amacıyla bunları yapıyorsa, ona gerçek İslâm demek hakikaten yetersizdir, düşüncesindeyim.

Ülkemizdeki diyanet teşkilatının ve dinsel aydınlanma sağlayacak materyal bolluğunun bulunmasına rağmen halen türbelerden ve benzeri yerlerden, yatırlardan, hatta kilise kapılarından medet bekleyen, dilekte bulunan sözünü ettiğim dinsel ibadetlerin şeklen tamamını yapan bireylere ve kitlelere gerçek İslâm demek mümkün müdür? Bir an için düşünelim, bir adam namaz kılmada hiç aksama göstermese de, eğer komşusunun haklarına riayet etmiyorsa onun emek ve tasarruflarına, mal varlığına, namusuna saygı göstermiyorsa, ona gerçek İslâm demek mümkün değildir.

Bu adam Hacı da olsa Hoca da olsa, komşusunun ektiği çiçekleri yoluyorsa, ektiği fidanları söküyor ve koparıp atıyorsa, etrafını kirletmeyi sürdürüyorsa gerçek İslâm olamaz. İşte gerçek İslam’la, şekli İslam’ın arasındaki fark, gerçek İslam’ın isteklerini İslâm dini istediği için yapan kişi olması, şekli İslam’ın ise bütün İslâm dini kullarına kendisini İslâm göstermek, çevreyi yanıltmak amacıyla hareket ve icraat etmesidir.