güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

Ülkemizde İslam Etkisinde Kalan Toplum Kesiminin Kadına Bakış Açısı

Yazının Giriş Tarihi: 08.03.2021 00:10
Yazının Güncellenme Tarihi: 08.03.2021 00:10

Hepimiz biliyoruz ki 8 Mart tarihi dünya kadınlar günü olarak kutladığımız bir tarihtir. Tüm dünya toplumları 8 Mart tarihini kadınlarına ve kadına verdikleri önemi belirtmek için dünya kadınlar günü ilan etmişlerdir. Haliyle bizde toplumlar arasındaki yerimizi almak onlardan geri kalmamak durumunda olduğumuzu göstermek için bu tarihi kadınlar günü olarak kutlamaktayız. Ne var ki bugünü batı toplumlarını ayarında kutladığımızı batı toplumlarının ayarında kutlamaya hak kazandığımızı hatta pek çok doğu toplumundan bile bu konularda geri olduğumuzu söyleyebiliriz kanaatindeyim. Ancak şurasını vurgulamak isterim ki millet olarak biz geçmiş dönemde bugün batının bu sahada gösterdiği ileri düzeyin fevkinde düzeyler yaşamış kadınımıza batı toplumlarından daha ileri yaşamlar yaşatmış bir milletizdir. Batı uluslarının kadınları erkek karşısında pek çok hakka sahip değilken hele yönetim sahasında hiçbir hak sahibi değilken Türk kadını yaşadığı sahalarda erkeğiyle eşit durumda olmuş her sahada erkeğiyle eşit söz hakkına sahip olmuştur. Büyük hunların hakanı Teoman tebaasına buyruklarını yazarken sadece kendisinden bahsetmemiş eşini de katarak hakan ve hatun buyurur ki demiştir. Anadolu da Türk kökenli Eti imparatorluğunun başındaki kral Movattaliş ne kadar yönetimde hak sahibiyse tavananna denilen bugünle tabirle kraliçe olan eşi de tahtta o derece hak sahibi olmuştur. Öyle ki Muhattaliş ölse bile yerine geçen kralın hanımı kraliçe olamamış onun kraliçe olması ancak Muhattalişin eşinin ölmesiyle olabilmiştir. Türk Kaanlarının nasıl korumasını çevresinde eli silah tutan 40 yiğit yapıyorsa kraliçelerin daha doğrusu Türk Kaanlarının eşlerinin koruyuculuğunu da çevresindeki eli silah tutan 40 genç kız yapmıştır. Sadece eşlerinin yanında hak sahibi olmakla Türk kadını boy göstermemiştir. Eşlerinin ölümünden sonra yahut babalarının ölümünden sonra yönetime el koyan Türk kadınları da olmuştur. Mesela iscid yöneticilerinden kraliçelerinden olan Tomris bunun tipik örneğini oluşturmuştur. Sadece iş başına geçmesiyle değil orduların başına geçip savaşları yönetmesiyle de zafer kazanmasıyla da bu kraliçe örnek olmuştur. Pers Kralı Purus’u yenip kafasını kesen bu kraliçedir. Ne var ki erkeğiyle aynı düzeyde toplum yaşantısı boyu gösteren Türk kadını İslamiyet’in kabulünden sonra peyder pey geçen zaman içerisinde yanlış İslam anlayışı uygulamaları nedeniyle geri plana itilmiştir. Bunda İslam dininin her hangi bir hatası veya suçu yoktur. Bunda peygamber sonrası dönemde başlayan ve kadını ikinci plana iten İslam’ı uygulama ve anlayışın rolü büyüktür. Hz. Muhammed’in teblih yaptığı cemaatler içerisinde kadın erkek yan yanadır. Peygamber döneminde İslam toplumunda kadın erkek önemli olaylarda hatta ibadetlerde yan yanadır. Ancak Peygamber sonrasında kadın ikinci plana düşmüştür. Peygamberimizin hanımları topluma önderdir. Mesela Hz. Ayşe Medine’deki bütün olaylar içerisinde mevcuttur. Hatta Hz. Muhammed’in ölümünden sonra bile Hz. Ayşe ön planda olmuştur. Hz. Muhammed’in kızı Hz. Alinin eşi Hz. Fatma peygamber döneminde olsun halifeler döneminde olsun ön plandadır. Bu dönemde eşlerine kadınlara kötü davranan İslam bireyler yoktur. Öyle ki kadınlara karşı gösterilen anlayışlı davranıştan kadınlara verilen önemden ve haklardan kadın köleler bile yararlanmaktadır. Belki yanılıyorum ama bence kadınlara 2. Sınıf olma yolunda ilk davranışı gösteren kişi sahabe olarak bir oranda Hz. Ömer’i görmek mümkündür. Onu da şuna dayanarak söyleyebiliriz diye düşünüyorum. Ebubekir’in halife seçilmesini anlatan bazı kaynaklarda Hz. Alinin hakkını yediğini ileri süren Ali’nin eşi Fatma ya el kaldırıp ona vurduğu kaburga kemiklerinin kırılmasına neden olduğu yolunda rivayetler bulunan kişi olması Hz. Ömer’i böyle düşünmemizi getirebilir kanaatindeyim. Buna rağmen aynı devirlerde Hz. Ömer’in Ebubekir’in kızı olan Peygamberin eşi Ayşe’ye davranışı oldukça farklıdır. Hz. Ayşe İslam’ın ilk dönemlerindeki toplum liderliği görünümünde kadın olma vasfını koruyan bir kişiliktir. Hz. Ali’nin ölümünden sonra Emevilerin hilafeti ele geçirmesi İslam dünyası üzerinde baskılı bir dönemi başlatırken kadınlara değer verilmemesini de kadını 2. Sınıf vatandaş durumuna getirmeyi de başlatan bir durum yaratmıştır düşüncesindeyim. İşte Hz. Muhammed döneminde olmayıp daha halifeler zamanında başlayıp peyder pey Osmanlıya gelene kadar İslam kadınları üzerine çöreklenen ve onu kafes arkasına iten ikinci sınıf vatandaş yapan bu yanlış İslami uygulamalardır düşüncesindeyim. Mesela İslam dini kadına da erkeğinden boşanma hakkı verirken İslam dini erkekleri uygulamada bu hakkı kadından almışlardır. Bu hak sadece padişah kızlarına halife kızlarına kullandırılmıştır. Bu İslam kadınına yapılan haksızlıktır. Buna benzer bir takım İslami uygulamalar kadını adeta toplum dışına itmiştir. Peygamber dönemlerinde cemaatte yer alan kadın cemaat dışına itilmiş en basitinden mevtaya saygı gösterisi denilebilecek dinsel bir seremoni olan cenaze namazından bile kadın uzak tutulmuştur. Hele hele hiçbir sure ve ayette, hadiste yönetici olamayacağı hakkında hüküm olmamasına rağmen kadına yönetsel hakların verilmemesi İslam toplumlarında kadını kendi çocuğundan daha geri planda tutulan bir sınıf insan durumuna sokmuştur. Hiçbir konuda fikri sorulmaz ve alınmaz duruma getirilen İslam ve İslam Türk kadını adeta evine odasına peçesinin arkasına hapis edilmiş bir mahkum durumuna getirilmiştir. Devamı yarın...

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.