SON DAKİKA
Hava Durumu

Türkiye Cumhuriyeti’nden Önceki Öncü Türk Cumhuriyetlerini Tanıyalım

Yazının Giriş Tarihi: 20.06.2025 08:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 20.06.2025 08:30

Bugünkü devletimizin ilk ve devamlılık gösteren tek Türk Cumhuriyeti olduğu muhakkaktır. Çünkü ülkemizdeki Anadolu Türklerinin kurduğu Cumhuriyetimiz öncesinde Balkanlarda, Kırım Yarımadasında, Kafkasya ve Azerbaycan sahasında Doğu Türkistan sahasında Cumhuriyetimizden önce Cumhuriyetler kurulmuştur. Ancak bu kurulan Cumhuriyetler kurulduğu sahadaki işgalcilerle, o sahaların yerli halkları yani yerli Türk kitleleri arasında cereyan eden mücadeleler sırasında kurulmuşlar, kuruluşlarına müteakip ömürleri kısa olmuş, ya işgalcilerin işgali altına düşerek mevcudiyetleri son bulmuş veyahut da kendilerine destek veren Osmanlı Devleti gibi destekçilerinin oraları egemenlik altına almasıyla son bulmuşlardır.

Gerçi bu sözüne ettiğimiz cumhuriyetlerden öncede ismi cumhuriyet olan yarı bağımlı beylik halinde Anadolu Selçuklu sonrası Türkmen beylikleri döneminde Ankara dolaylarında kurulmuş bir ahi cumhuriyeti de Anadolu’muzda görülebilmiştir. Ama bu cumhuriyet Ahi cemaati içerisinde onların tarikat anlayışına uygun olarak ahi tarikatının dini liderinin etrafında oluşmuş, kısmen seçim uygulamalarıyla gerçekleşmiş bir devletçiktir. Ömrü de uzun olmamış, Osmanlı beyliği genişleyince ona katılmış ortadan kalkmıştır.

Cumhuriyet idaresinin yukarıda söz ettiğimiz sahalarda oluşmasının hangi şartlarda oluştuğunu, bu sahaların tarih akışı içerisinde ne gibi aşamalar geçirdiğini dünü yanında bugününü de tanımak için genel kaynaklara baktığımızda sırasıyla şu bilgilere rastlarız:

Genel kaynakları irdelediğimizde bu sahalardan ilk olarak Batı Trakya sahasına, buranın tarihine ve burada kurulan Batı Trakya Cumhuriyetine bakmamız gerekir düşüncesindeyim. Genel kaynaklar bize bu konuda şu bilgileri vermektedir:

“Batı Trakya Bölgesi hiç şüphesiz ki Türk tarihi açısından özel bir konum teşkil etmektedir. Osmanlı Devleti’nin Dağılma Dönemi’nde büyük ve orta ölçekli devletlerin bölge üzerindeki farklı stratejileri ve buna karşılık Türk Devleti’nin ve halkının bu oyunları bozmaktaki azmi Batı Trakya’nın tarihsel ve efsanevi boyutu hakkında bize bazı fikirler verebilir.

Ne var ki günümüzde halen popülaritesini koruyan ve Türk-Yunan ilişkilerinde türlü dalgalanmalara neden olan Batı Trakya’nın tarihsel süreç içerisinde incelendiğinde göze çarpan en önemli özelliği, Osmanlı askerlerinin ve bölge halkının kurdukları Batı Trakya Türk Cumhuriyeti’dir. Bağımsızlığını yeni kazanan Balkan devletlerinin birleşerek Osmanlı Devleti’ne sırayla Karadağ, Bulgaristan, Sırbistan ve Yunanistan’ın harp ilanları I. Balkan Savaşı’nın başlangıcını oluşturur.

Yıllarca süren harplerin yorgunluğunu üzerinde hisseden Osmanlı Devleti bu savaşa hazırlıksız yakalanmıştı. İkmal ve Levazım Teşkilatı’nın bozuk olması, muharebe gücü yüksek, deneyimli 120 tabur askerin terhis edilip Anadolu’ya gönderilmesi, askerin beslenme sıkıntısı, aynı zamanda ordunun siyasete karışması sonucu komutanlar arasında oluşan anlaşmazlık ve Balkan devletlerinin birleşmesine ihtimal vermeyen Osmanlı Devleti’nin sorumsuzluğu bu savaşın aleyhimizde sonuçlanmasında belirleyici olmuşlardır.

Osmanlı ordusunun kısa sürede dağılması, Ekim sonlarında Bulgaristan’ın Çatalca önlerine gelmesine ve Osmanlı Devleti’nin Makedonya’yla irtibatının kopmasına neden olmuştur. Sırpların Üsküp’e girmesi ve Arnavutluk’un işgal edilmesi artık Balkanlarda söz sahibi olmadığımızın göstergesidir. I. Balkan Savaşı sonucunda 30 Mayıs 1913’te Londra Antlaşması imzalanmıştır. Bu antlaşmaya göre Midye-Enez hattının batısında kalan bütün topraklar Balkan Devletlerine bırakılmış, Bulgaristan Dedeağaç ve Kavala arasındaki toprakların sahibi olarak Ege Denizi’ne çıkmış ve Osmanlı Devleti’nin batıdaki tek sınır komşusu olmuştur.

Osmanlı’dan aldıkları toprakların paylaşılması konusunda birbirleriyle tutarsızlığa düşen Balkan Devletlerinin farklı menfaat algılamaları II. Balkan Savaşı’nın temelini oluşturur. Romanya’nın da çatışmalara intikali savaşa geniş bir boyut kazandırmıştır. Sofya merkezli çıkan bu savaş Bulgaristan’ın fazlaca hırpalanmasına neden olacaktır. Bulgaristan’ın içinde bulunduğu açmazdan faydalanmayı bilen Osmanlı Devleti Türkler için namus demek olan Edirne’yi geri almıştır.

Bu savaş sonunda Osmanlı Devleti’yle Bulgaristan arasında İstanbul Antlaşması imzalanmıştır. Antlaşmaya göre Edirne ve Kırklareli Osmanlı Devleti’ne geri verilirken; Yunanistan ile Osmanlı Devleti arasında da Atina Antlaşması imzalanmıştır.
Batı Trakya, 1912’de Balkan Savaşlarının hemen başında Bulgarlar tarafından; II. Balkan Savaşı esnasında da Yunanlılar tarafından işgal edilmiştir. Devam edecek…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    logo
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.