güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

Türk Kökenli Etnik Guruplardan Pomaklar

Yazının Giriş Tarihi: 02.04.2021 00:03
Yazının Güncellenme Tarihi: 02.04.2021 00:03

Dania Krallığı

Dardania Krallığı, m.ö. IV yüzyılda tarih sahnesine çıkmış olup M.Ö. III-I yüzyılları arasında Güneydoğu Avrupa'nın en önemli siyasi ve askeri etkenlerinden biri haline geldi. Dardania Krallığı, Romalılara karşı uzun bir süre mücadele ettikten sonra M.Ö. 44 yılında Roma İmparatorluğunun hakimiyetine girerek, Roma İmparatorluğunun Yukarı Mezie (Moesia Superior) Eyaleti'ne bağlanmıştır. Dardan kimliğinin oluşmasını sağlayan daha önceki bağımsızlık ve sürekli direnme M.S. 279 yılında Dardania Eyaleti adında ayrı bir idari-siyasi eyaletin kurulmasını sağlamıştır.

Bölge ve Halk

Dardania, bugünkü Kosova, Kuzeybatı Makedonya, Güney Sırbistan ve Sancak Bölgesi'nin bir kısmının toprakları üzerinde yayılmaktaydı. M.Ö. III yüzyılın ikinci yarısında, Peonia ve önemli jeo-stratejik şehri Bylazora (bugünkü Velesh), krallığın egemenliğine girmişlerdir Kosova Üsküp bölgesini de kapsayarak bu krallığın merkezini oluşturmaktaydı.

Dardania'nın, komşu ve uzak yerlerle İlişkilerini mümkün kılan coğrafi ve jeo-stratejik açıdan uygun bir pozisyonu vardı.

Vardar, Drin, Morava, İber ve Sitnitsa nehirlerinin vadilerini içine alan arazisiyle Ege, Adriyatik ve Karadeniz'e bağlayan önemli yolların birleştiği Balkan bölgesini oluşturmaktaydı. Doğal zenginliklerin(altın, gümüş, demir, verimli toprak, orman, hayvanların otlayacağı yerler vb.) yanı sıra kara iklim ve Akdeniz iklimi sayesinde Dardania Krallığı M.Ö. IV-II yüzyılları arasında en büyük gelişmeyi sağlamıştır. Dardania topraklarında birçok kabile yaşamaktaydı, fakat yazılı kaynaklardan sadece dardan, galabr, daun ve thunat kabileleri bilinmektedir. Dardan kabilesi, M.Ö. VI-IV yüzyılları arasında kendi kabile aristokrasisinin birleşerek güçlenmesinden sonra diğer kabilelere üstünlük kurarak liderliği almış ve krallığa kendi ismini vermiştir. M.Ö. V yüzyılda bu kabileler Axios (Vardar), Drilon (Drin), Margus (Morava) ve Timakus (Timok) nehirleri arasındaki bölgede yaşamaktaydılar. Dardan aynı şekilde Dardania isminin kökeni Hint - Avrupa diliyle olan ilişkisiyle açıklanabilir, dardh-a, Arnavutça: armut, anlamı armutların yeri demektir. Antik dardan şehir isimleri de Arnavutça'nın fonetik gelişmesini takip etmektedir, örneğin; Naissus-Nish (Niş), Scupi-Shkup (Üsküp) veya Dardania'daki orman ve ırmak isimleri örneğin; Scardus Mons-Mali Sharr (Şar Dağı), Drinus-Drini (Drin Nehri) v.b. Dardanlar, İllirya'lıların en büyük kabilelerindendir. Dardanlar, Demir Devrinde İlirya kültürüyle ortak özellikleri koruyarak kendi bölgelerine özgü yerel bir kültür oluşturmuşlardır. Bu devirde yerleşim yerleri, jeo-stratejik öneme sahip dağların tepelerinde ve ekonomik olarak dirençlilik arz eden kaynakların bulunduğu yerlerdi. Yerleşim yerleri topraktan hendekler yapılıp, çitlerle çevrilip güçlendiriliyor ya da hendekler taşlardan yapılıyordu. Bu yerleşim yerleri günümüzde gradina, gadisha, ve gradisha olarak bilinmektedir, onların bazıları antik çağın son zamanlarında ve ortaçağda bulundukları yerlere göre şehir ve kale olarak adlandırılmaktadır. M:Ö: IV. yüzyıla kadar ölülerin gömülmesi, İlliryalı'ların tüm bölgelerinde olduğu gibi çoğunlukla mezarların üzerlerinin toprak yığınıyla örtünmesi şeklindeki mezarlıklarda (necropolis tumulus) olmuştur. Demir devrinin ilk zamanlarında Bernica'da (m.ö. XI-IX yüzyıllarında) urna-cultura (kapxeset külü koyacağı) şekillerine de rastlamaktayız.

Şehirleşme Öncesi Dardania

Dardan devletinin doğuş temelleri M.Ö. VI-IV yüzyıllarında, Dardani'anın ilk tarihlerinde göze çarpmaktadır. Bu ilk şehirleşme döneminde kabile aristokrasisi köleci toplum için geleceğin sınıfını yaratarak güçlenmiş olup devleti toparlamaya çalışmıştır. M.Ö. VI-IV yüzyıllarında gelişmiş güney komşularıyla ilişkiler toplumun farklılaşma sürecini hızlandırdı. Tüccarlar, yerli aristokrasinin sürekli artış gösteren lükse dayalı ihtiyaçlarını karşılamak için Dardania'ya ithal mallar getirmişlerdir. Dardan ustalarının üretimleri M.Ö. V. yüzyılın ortalarında artarak. Çömlekçi ustaları yerli geleneklere uygun çömleklerin yanı sıra helen modeli çömlekler de üretmişlerdir. İlk dönemlerdeki yerleşim yerleri hala dağlarda bulunmaktadır, fakat, temellerin taştan ve kuru olması gibi mimari yönden daha gelişmiş durumdadır. Yerleşim yerleri dağların bayırlarına doğru gelişmekte ve düzlüğe inme eğilimi göstermektedirler. Bu gelişim, merkezi yerleşime geçişin tipik özelliğidir. M.Ö. VI-IV yüzyıllarındaki mezarlıklar İlirya'lıların eski geleneklerinin bir parçası olan mezarların üzerlerinin toprak yığınıyla örtünmesi (necrópolis tumulus) şeklindeydi. Devamı yarın…

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.