güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

Trabzon Havalisinde Yaşayanlar Öz ve Öz Türktür – 6

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:47
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:47

Berlin Konferansı sürecinden itibaren İngiliz kapitalizmi, Ermeni halkı üzerindeki sömürgeci etkilerini pekiştirmiştir. Sasun ayaklanmasında sadece İngilizler değil, Amerikan misyonerleri de sahnededir. Sovyet tarihçisi Şpilkova, Amerikan devletinin o dönemde misyonerlik faaliyetlerine büyük para ayırdığını ve Ermenilerin yaşadığı bölgelerin Amerikan misyonerleriyle dolup taştığını belirtmektedir. Misyonerler, Amerikan devletinin ajan ağını örmüşlerdir .

Ermeniler hükümete karşı ayaklanmıştır. Osmanlı Devleti'ni temsil eden vergi toplayıcılarına, hükümet görevlilerine ve resmi dairelere yönelmişlerdir. Aynı zamanda, bu topluluklar Kürt aşiretleriyle de savaşmışlardır. Osmanlı ordusu isyancıların üzerine gitmiş ve isyancılar geri çekilirken yolları üstündeki köy sakinlerini katletmişlerdir. Ancak buna karşılık olarak, Osmanlı ordusu ve sivil Müslüman halk, komiteci Ermenileri öldürmüştür. Önce Müslümanlar Ermenileri değil, önce Ermeniler Müslümanları öldürmeye başlamıştır. Sonuç iki taraf içinde bir felaket olmuştur .

Trabzon Konsolosu Alfred Biliotti, 5 Mart 1881 tarihli raporunda, Erzurum'daki Rus Başkonsolosu ile bir konuşmasını naklediyordu. Rus Başkonsolosu kendisine "Van'daki Ermeni asıllı Rus konsolosunun Ermenistan'da olay çıkarmaya çalıştığını, durumu hükümete rapor ettiğini, ama onun yerine kendisinin görevden alındığını" söylediğini yazıyor, General Ignatieffin yetiştirmesi olan eski İstanbul Sefareti Baş Tercümanı Belotsercovetz'in Trabzon Konsolosluğuna tayin edildiğini, Bulgar isyanında bu kişinin çok aktif rol oynamış olduğunu bildiriyordu . Görüldüğü gibi Ruslar, Bulgar ayaklanmasında olduğu gibi Ermenileri deneyimli devlet adamları aracılığıyla örgütlemekteydiler.

Konsoloslar ile işbirliği halinde olan misyonerlik faaliyetleri, Ermeni milliyetçiliğini körükleyen bir güç olarak Ermeni Meselesinin ortaya çıkmasında oldukça etkili oldu. Bu faaliyetler Trabzon örneğinde olduğu gibi Anadolu'nun birçok bölgesine yayıldı. Trabzon'daki Ermenilerin 1895 yılında çıkan hadiselerden sonra şimdiye kadar kendi aralarında ve bazen de Müslümanlar ile vuku bulan çatışmalar artık doğrudan doğruya devleti hedef almaya başlamış ve Ermeniler şehirde bazı kitlesel eylemlere girişmişlerdir .

Berlin Barışı ile başlayan ve 1890'lı yıllara gelindiğinde en azından fikir ve propaganda mahiyetinde büyük boyutlara ulaşmış olan Batı desteğindeki Ermeni meselesinde, meydana getirilen onlarca yapay sorundan birisi de 1895 yılının son çeyreğinde gerçekleşen Trabzon'daki Ermeni olaylarıdır. Tıpkı diğerleri gibi bu olay da, Avrupa'nın desteğini alabilmek için bu devletlerle Rusya arasındaki çıkar çatışmalarından da yararlanarak, kendi emellerini gerçekleştirebilmek amacına yönelikti282.

Ermeniler arasında zamanla birtakım örgütlenmeler başlamıştır. Bu örgütlenmeler sonucunda Ermeniler, Anadolu'nun birçok yerinde olduğu gibi Trabzon'da da huzursuzluklar yaratmışlardır. Ancak bu duruma rağmen Longworth, Kadri Bey'in Ermenilere karşı izlediği hassas politikayı övgüye layık bulmaktadır. Valinin olaya ırki açıdan yaklaşmadığı ve aceleci bir tavır sergilemediğini bildirmektedir. Longworth, valinin bu rahatsız edilmemiş insanların ne kadar barışçıl, zeki ve de çalışkan olduğunu bildiğini, bunların kötü yönetilmediği takdirde onların arasında sadece çılgınların Osmanlı yönetimini zaafa uğratma teşebbüsünde bulunacağını anladığını belirtmektedir. Ayrıca valinin Ermeniler aleyhine yazılmış birçok mektubu çöpe attığını ve böylece Trabzon kaynaklı hiçbir siyasi suçlamanın söz konusu olmadığını da yazmaktadır .

Ermeni İhtilal Komiteleri mensupları ise, Şakir Paşa başkanlığındaki bir heyetin, Anadolu'ya geçmesinden büyük rahatsızlık duymuşlar ve durumu protesto etmek amacıyla harekete geçmişlerdir. Ermeniler, özellikle Şakir Paşa'nın yol güzergâhındaki yerlerde olaylar çıkartmışlardır. Şakir Paşa'nın Anadolu'ya geçtikten sonra karşılaştığı ilk hadise de Trabzon'da meydana gelmişti. Dolayısıyla 1895 Ermeni olayları çok hassas bir dönemde ortaya çıkmıştır .

Hüseyin Kazım Kadri, anılarında babası Kadri Bey hakkında önemli bilgiler vermektedir. Valiliğinin ilk yıllarında Kadri Bey, Trabzon'da asayişin olmadığını görmüş ve bu durumu çözmek için Adliye memurunu görevinden almıştır. Kadri Bey'in yönetiminde zamanla Trabzon'da asayiş sağlanmış ve kaçakçılık olayları önemli ölçüde önlenmeye çalışılmıştır .

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.