güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

Trabzon Havalisinde Yaşayanlar Öz ve Öz Türktür – 6

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:47
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:47

Birçok inanç ve etnik kökenden oluşan bu şehir, idari anlamda da hassas bir yapıya sahiptir. Osmanlı Devleti, idari anlamda önemli sıkıntılar yaşamaktadır. Ancak Longworth'un 1892 yılında gönderdiği raporunda, bu yılda Trabzon'da vali olarak görev yapan Ali Bey hakkında verdiği bilgiler ilgi çekicidir. Onun valiliği sırasında Trabzon'da hükümet işleri daha süratle halledilmeye ve görevlerinde aksaklık yapan yöneticiler cezalandırılmaya başlanmıştır. Ancak Ali Bey'in bu azmi, dürüstlüğü, vatanseverliği ve halk sevgisine rağmen, ona karşı birçok entrika hazırlanmasına da sebep olmuştur. 1892 yılı Mayıs ayının başında Ali Bey'in yerine Kadri Bey vali olarak atanmış ve ona göre bu değişiklik pek tatmin edici olarak bulunmamıştır. Kadri Bey'in ise mizaç olarak çok çalışkan, güler yüzlü, cömert, kolay ulaşılabilir, neyin doğru olup olmadığına karar vermede her zaman kararsız, çoğu zaman ise yanlış karar veren bir görevli olduğuna dikkat çekilmektedir.

1894 tarihli yöneticilerin özelliklerini belirten rapora bakıldığında, Trabzon bölgesinde yöneticilerin genellikle genç ve başarılı olduğu görülmektedir. Longworth'un, raporunda, "bütün vilayetler Trabzon gibi yönetilse, Türklerin kötü yönetiminden çok az şey işitiriz" şeklinde bir ifade bulunmaktadır. Longworth, Türklerin yönetimini kötü olarak algılamasına rağmen Trabzon'un yönetimine söyleyecek bir laf bulamamaktadır. Bu durum, Trabzon'da yöneticilerin adaletli davrandıklarını göstermesi açısından önem arz etmektedir .

1864 yılında çıkarılan "Vilayet Nizâmnâmesi" ile her vilayette bir meclis kurulması öngörülmekteydi. Bu meclislerde hükümet tarafından atanan bir başkan, kâtip ve ulemadan bir üye bulunmaktadır. Ek olarak eyalet valisi, defterdar, hâkim, müftü ile halk tarafından seçilecek dört Müslüman ve Müslüman olmayan cemaatlerin birer temsilcileri de üye olacaklardı . Bu uygulamaları takiben Trabzon vilayet yönetimi, Vilayet Nizamnamesi1'nde dört olan Vilayet Meclisi üye sayısını 1874'te altıya çıkardı. Bundan sonra Meclis üçü Müslüman, bir Ermeni, bir Rum ve biri de Katolik üye olmak üzere altı üyeden oluşacaktı. Ancak Katolik olan üye Ermenilerden olduğu için Ermeniler, Rumlara karşı daha üstün konumdaydı.

Osmanlı Devleti, XVIII. yüzyılın sonlarından itibaren yeni bir vergi, askerlik ve yönetim sistemi kurmak ve XIX. yüzyılda toprak talebinde bulunan azınlıklar ve bunların destekçisi olan dış güçlere karşı kendisini savunmak amacıyla ülke sınırlarında yaşayan nüfusu tespit etmek ihtiyacını iyice hissetmeye başlamıştı. Bu amaçla 1831, 1844, 1859/60 ve 1882/84 yıllarında nüfus sayımları gerçekleştirildi.

Osmanlı Devleti'nde ilk kapsamlı nüfus sayımı 1831 yılında yapılmıştır. Özellikle vergi toplama ve istatistik çıkarma açısından devlet adamlarının işini kolaylaştıran sayım, ıslahat programlarında da yer almaktadır. Bu sayım, çok fazla ayrıntıya girmese de 19. yüzyılın başlarında Osmanlı topraklarında ne kadar Hıristiyan olduğunu göstermesi açısından önemlidir. Sayımın sonuçlarına göre Anadolu'da 2.100.000 Müslüman ve 400.000 Hıristiyan, Rumeli'de 800.000 Hıristiyan ve 500.000 Müslüman olmak üzere Osmanlı topraklarında yaklaşık 4.000.000 civarında erkek nüfus yaşamaktadır .

1843 yılında Karl Koch adlı Alman seyyah Karadeniz'e yaptığı seyahat esnasında Trabzon'a da uğramış ve bölgenin özellikleri hakkında önemli bilgiler vermiştir. Yazar'ın Trabzon'un fiziki yapısıyla ilgili verdiği önemli bilgilerin yanında nüfusu ile ilgili bilgiler de bulunmaktadır. Şehrin nüfus yapısıyla ilgili kendisinin kullandığı ifade aynen şöyledir; "Yavaş yavaş gözümüze çarpan harika bir görüntüye çok sevindik ve limana ve varoşlara giden eğik yoldan yürüdük. Bizim altımızda 6.000 evi ve 30.000 sakini bulunan ve bunlardan yalnızca 1.500'ü Ermeni 1000'i Rum ve 300'ü Italyan menşeli olan güzel ve büyük bir şehir vardı"    .

Bu sayımlardan 1844 sayımı, halk arasında yeni vergiler konulacağı söylentilerinin yayılması ve göçmen aşiretlerin direnişi ile karşılaşılınca başarısızlıkla sonuçlandı. Ancak, bazı Batılı araştırmacıların devlet yetkililerinden elde ettikleri bilgilere dayanarak verdikleri rakamlara göre, Osmanlı Devleti'nin bu sayımlar sonundaki nüfusunun 35-36 milyon kişi olduğu tahmin edilmektedir. 1859¬60 sayımları ise yalnız maliyeyi ilgilendiren tarafları ile açıklanmıştır. En başarılı olan nüfus sayımı ise 1882-84 yıllarında yapılan sayımlardı. Sayım kararı, Mithat Paşa öncülüğünde, 1871 yılında alınmıştı. Fakat 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı nedeniyle bu sayıma 1882'de başlanıp 1890'da tamamlanabildi. Sayım dikkatli ve detaylı bir şekilde gerçekleştirilmiştir. Bu sayıma göre Osmanlı Devleti'nin nüfusu 17.388.662 kişi idi. Osmanlı Devleti'ne özellikle 19. yüzyılda kaybedilen topraklardan önemli ölçüde Müslüman nüfus göç etti. 1876-1896 yılları arasında kaybedilen topraklardan, 198.554 aileden oluşan 845.861 kişi, yerini yurdunu kaybederek, başta Anadolu olmak üzere, Osmanlı topraklarına göç etmek zorunda kalmıştı.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.