güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

TRABZON HAVALİSİNDE YAŞAYANLAR ÖZ VE ÖZ TÜRKTÜR – 6

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:47
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:47

İngiliz basını Birinci Dünya Savaşı’nda Trabzon gibi stratejik bir noktanın Rusların eline geçişini, ilk günlerde önemli ve kritik bir gelişme olarak ele almıştır. Fakat ilerleyen günlerde bazı basın organlarında bu kadar geniş çaplı bir Rus yayılmasının sakıncalarından söz edildiği görülmektedir. Hiç kuşku yok ki bu değerlendirmeler, Rusların Anadolu’daki ilerleyişinin İngiliz menfaatleriyle ne kadar örtüştüğü konusunda yaşanan şüphe ve endişelerden ileri geliyordu. Zira 27 Mart tarihli bir habere göre, Rusların Trabzon ve Erzurum’u ele geçirmesi, onlara İstanbul’un kapısını açmıştı. Savaştan sonra oluşacak konjonktürde Rusların büyük kazanımlar elde edeceği veya Osmanlı’nın mirasına tek başına konacağı endişesinin sezildiği haberlerden bir diğerinde ise Trabzon’un işgaliyle birlikte artık Mezopotamya’nın büyük bir bölümünün Rusya’nın denetimine girdiği belirtiliyordu. Bu değerlendirmede Rusların Trabzon’u işgaliyle birlikte doğudaki dağlık bölgelerden Mezopotamya Ovası’na kadar olan sahanın kontrolünü ele geçirdiği ifade ediliyordu. Zira Trabzon Limanı’nın, bu bölgedeki Türklere asker ve malzeme sağlayan ana kaynak olduğu ve buranın elde edilmesiyle birlikte Ruslara, Trabzon, Erzincan, Diyarbakır bölgeleri başta olmak üzere kuzey-güney hattına hâkim olma imkânı vermişti. İngilizlere göre Ruslar, bir sonraki hedef olarak güneydeki demiryolu bağlantılarına yönelecekti.

Trabzon’un Rusların eline geçişiyle ilgili olarak İngiliz basınında yapılan bazı değerlendirmelerde ise kentin ticari konumu ön plana çıkarılmıştır. Bu haberlerden birinde Trabzon’un cami, han ve pazarlarla dolu olan canlı bir şehir olduğu, şehrin orta çağlardan kalma surlarla çevrili bulunduğu, geçmişte daha iyi olmakla birlikte ticari bakımdan gelişmiş bir kent olduğu, asırlar boyunca coğrafi konumu nedeniyle Avrupa ile İran arasındaki ticaretin merkezi haline geldiği ifade edilmiştir. Söz konusu haberde ayrıca, Trabzon’un tam bir tarım cenneti olduğu, burada her türlü meyve ve sebzenin yetiştiği ve zengin maden yataklarının bulunduğundan söz edilmiştir.

Türkler Aleyhinde Propaganda

Birinci Dünya Savaşı’nın en önemli muharebe araçlarından biri de hiç kuşkusuz propaganda olmuştur. Özellikle İngiltere’nin Savaş Bakanlığı tarafından yürütülen propaganda faaliyetleri, savaşın önemli bir parçası olarak ele alınmış ve uygulanmıştır. İngiltere açısından bakıldığında propagandanın iki önemli ayağı olduğu söylenebilir. Ülke içine yönelik propagandadan, hem uzun süren savaş koşullarının halk üzerinde yarattığı olumsuz etkinin azaltılması, hem de cephede savaşan askere yönelik pozitif motivasyon sağlanması hedeflenmiştir. Uluslararası kamuoyuna yönelik beklenti ise Osmanlı Devleti’ni hedef alan Şark Meselesi’nin kendi istekleri doğrultusunda halledilebilmesi için destek sağlamayı amaçlıyordu. Nitekim İngiltere tarafından, başta ABD olmak üzere dünya kamuoyuna Mavi Kitap’la

Ermenilerin, Kara Kitapla Rumların, Osmanlı Devleti tarafından katledildikleri propagandası yapılmış; Sevr Antlaşması sürecinde bu propaganda zemininden yararlanılmıştır.

Bu bağlamda Trabzon’un Rus işgaline uğramasıyla birlikte uluslararası ajanslarda Türklere yönelik büyük bir propaganda faaliyetinin başladığı görülmektedir. Belirli ajanslar tarafından gazetelere servis edilen bu haberler, Türkleri zor durumda bırakmayı amaçlıyordu. Rusların nasıl bir şehir teslim aldığını ve burada yaşayan Rum ve Ermenilerin durumlarını konu edinen haberlerden birinde, Türklerin şehir dışına çıkmasıyla birlikte buraya gelen Rusların şehirde 15.000 dolayında Rumla karşılaştığı, Ermenilerin ise Türkler tarafından katledildiği ifade ediliyordu. Söz konusu haberde Trabzon’dan Ermenilerin kovulma sürecinin Temmuz 1915’te başladığı ve yüzlerce genç ve sözü geçen Ermeni’nin ihanet ve Ruslara yardım suçlaması ile tutuklandığı, bunların gemilere toplanarak denizde boğdurulduğu, diğer tutuklananların ise kadın ve erkek olarak ayrılarak Maçka’ya gönderildiği ve burada kadınların tecavüze maruz bırakılarak süngüden geçirildiği iddia ediliyordu. İşgalden önceki süreçte Ermenilerin katliama maruz kaldığı öne sürülen haberlerde, ayrıca Türklerin yangınlar çıkardığı, küçük çocukların hedef olarak kullanıldığı eğlenceler düzenlediği, sağ kalan Ermenilerin Erzurum’a gönderildiği ve yolların insan ve çocuk cesetleriyle dolu olduğundan söz ediliyordu. Türklerin işgalden önce Ermeni çocuklarını başka yerlere gönderdiği bazılarını ise İslam’a geçmeleri için Türklere emanet ettiği ifade edilen haberlerde, bazılarının ise sepetlere doldurularak denize atıldığı belirtilmiştir. İşgalden sonra ise Türk ailelerine verilen Ermeni çocuklarının Rumlara teslim edildiği, bu çocukların Batum Toplum Gönüllüleri Hayırsever Delegeleri tarafından toplandığı, şu ana kadar 50 çocuk toplanmakla birlikte bu sayının 1000’i bulduğu ifade ediliyordu. Söz konusu haberde bazı Ermeni çocuklarının Rumlar tarafından kurtarılırken, bazılarının yakın noktalara kaçtığı veya hendeklere saklanarak ağaç kökleri, meyve veya onlara verilen herhangi bir şeyle beslendiği, Trabzon’da bulunabilen çocukların durumlarının çok kötü olduğu, eski püskü giysiler içinde, hasta, sıska ve sürekli katledilip edilmeyecekleri korkusuyla yaşadıkları ifade ediliyordu.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.