güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

TRABZON HAVALİSİNDE YAŞAYANLAR ÖZ VE ÖZ TÜRKTÜR – 6

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:48
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:48

Büyük olasılıkla coğrafi açıdan “Türkleşme” her yerde aynı yoğunlukta değildi. Özellikle sınırlardaki olayları anlatan vakayinamelerden de anlaşıla-cağı gibi, siyasal açıdan Türk olan bölgelerin kuzey ve batıda Rumlarla, güneyde Ermenilerle sınır bölgelerde “Türkleşme” çok yoğun yaşanmıştı. Anadolu’nun iç bölgelerinde de bir Türk nüfusu olduğu kesindir. Eğer bundan şüphe duyuluyorsa, kanıtlayacak pek çok delil vardır. Ancak, gerçek Türkmen unsurunun, gerek kendi istekleri, gerekse olayların zorlamasıyla sınır bölgelerinde yoğunlaştıkları bilinmektedir. Sanki bu yerlerin yerli dildeki adlarını hatırlayan hiç kimse kalmamış gibi, Bizanslı yazarlar da bunların yaşadıkları bazı yörelerin isimlerini Türkçe olarak verirler. Diğer yandan kırsal alanların Türkleşmesi esas olarak Türkmenlerin eseridir.

Selçuklu dönemi Türkiye’sinde, oranlar yer yer değişebilmekle birlikte hemen her yerde nüfusun çoğunu oluşturanlar yine Türk olmayan nüfustu. Bu nüfusun tamamı öldürülmüş veya göç ettirilmiş değildi. Bunlar özellikle Kapadokya ve Ermenistan’da yaşamaya devam ettiler. Anadolu’nun batı ucundaysa Bizanslılar, savaşlarda Türkleri mağlup etseler bile yöre halkını yanlarında alıp götürdüler. Bu uygulama, anılan yörelerde “insansız bölgeler” oluşturdu ki, bu durum Türkmenlerin yerleşmesi için büyük bir kolaylık sağladı. Daha ayrıntılı bir şekilde ifade etmek gerekirse, kırsalda Hıristiyanlar çoğunluktadır. Fakat vakfiyelerin de göstermiş olduğu üzere, hem kırsal ve hem de şehirlerde Türkler ve eski Anadolu nüfusu bir arada yaşamaktadır. Birlikte yaşam birçok ortaklık üretmiştir. Bunların en kayda değer olanı etnik gruplar arası evliliklerdir. Chan’e göre bu evlilikler kesinlikle Türklerin Türk-lüklerini yitirmelerine sebep olmamıştır. Ona göre, etnik gruplar arasında karışma kesinlikle vardır, fakat bu karışma daha ziyade Türkleşmeden yana bir sonuç vermiştir. Eriyen taraf Türk tarafı değil diğer gruplar olmuşlardır. Çağdaş Türkiye’deki etno-demografik durum ve Anadolu’daki köy isimlerinin önemli bir bölümünün 24 Oğuz boyuna işaret etmesi, zaten bu bilginin en somut delili durumundadır.

Köy isimlerinin demografik yapı ile ilgili bilgi veren önemli bilgi kaynaklarından olduğuna şüphe yoktur. Faruk Sümer’e göre, 16.yy.da Türkiye’de köylerin 899 tanesi 24 Oğuz boyundan birisinin adını taşımaktaydı. Bu sayı günümüzde azalarak 439’a düşmüştür. Her ne kadar elde veri bulunmasa da, 16.yy.dan önce bu sayının daha yüksek olması muhtemeldir. Günümüz Türkiye’sinde 35 bin köy bulunduğu dikkate alınırsa % 3’ü kadarının isimlerinin 24 Oğuz boylarından birisinin adını taşıdığı görülecektir. Bu oran Çankırı gibi bazı illerde % 10’u; Ankara, Aydın, Bursa, Kastamonu ve Kütahya gibi bazı illerde ise % 20’yi geçebilmektedir.

Elbette bu verilerin, Türkiye’deki Türkçe yer adlarının sadece cüzi bir kısmının Oğuz boy adlarına istinaden oluşturulduğu dikkate alınarak değerlendirilmesi gerekecektir. Türkiye’de birçok köy ve beldede Türkler, Türkmenler ve Yörükler homojen halde yaşamasına rağmen yer isimlerinin Oğuz boylarına dayanmadığı, hatta bazen Türkçe bile olmadığı bilinen bir gerçektir. Nitekim Trabzon’un Şalpazarı ilçe merkezi ve 30 köyünde yaşayanların tamamı Çepni Türkü olmalarına rağmen, köylerin hiçbirisinin ismi doğrudan “Türk”, “Oğuz” ve “Çepni” gibi boy adlarından birisi olmadığı veya bu kelimeleri içeren bir isim olmadığı için bu tür çalışmalarda ne Şalpazarı ilçe merkezi ve ne de köyleri konu edilir. Oysa burada yaşayan nüfusun tamamının Çepni Türkü olduğu bilinen bir gerçektir. Türkiye’deki il, ilçe ve köylerin önemli bir kısmı bu durumdadır. Hatta bazı durumlarda yerleşim isimleri Türkçe bile olmayabilmektedir. Mesela Anadolu’da birçok yerde “Pulur” isimli yerleşim vardır. Bu isim Ermenice “tepe” anlamına gelen Ermenice bir kelimedir. Oysa bugün bu isme sahip yerlerden hiç birinde Ermeniler meskûn değildir. Mesela Bayburt’a bağlı Pulur beldesinde Ermeni bulunmadığı, yaşayanların tamamı Türk asıllı olduğu gibi, burada meskûn nüfusun önemli bir bölümü de Oğuzların Bayındır boyuna mensup Akkoyunlulardır. Benzer bir şekilde “Isparta” ismi Türkçe değil, muhtemelen Yunancadır. Fakat bu ilimizde yaşayan insanların ekseriyeti Yörük Türküdür. Bu örnekler çok daha fazla artırılabilir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.