güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

TRABZON HAVALİSİNDE YAŞAYANLAR ÖZ VE ÖZ TÜRKTÜR – 6

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:48
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:48

Âyanlar ve Ağalar Osmanlı idarî yapısının bir gereği olarak taşra yönetiminde “eşraf-ı belde,vücûh-u memleket, âyan, ağavât” gibi kavramlarla ifade edilen bölgenin ilerigelen, sözü dinlenen muteber ailelerinin oynadıkları rol, XVIII. yüzyılda daha dagüçlenmiş ise de, bu kurumun varlığını öteden beri devam ettirdiğibilinmektedir. Ülke genelinde olduğu gibi Trabzon’da da âyan ve ağaların belirlibir gücü olduğu, merkezden yollanan fermanlarda isimlerinin zikredildiği, resmîbürokrasi içerisinde sayıldıkları ve hükümet işlerinin yürütülmesinde muhatapkabul edildikleri görülmektedir. 17 Eylül 1797 tarihli bir fermanda Trabzon’dayönetici konumunda olan ağaların isimleri şöylece sıralanmaktadır: KuğuzâdeEmin Bey, Kalcızâde Memiş Ağa, Şatırzâde Osman Ağa, hassa silahşörlerindenDemlizâde Osman Ağa, Pulathâne Serdarı Mehmed Ağa, Hacı SalihzâdeOsman Ağa ve Hasan Ağa, Sakazâde Mehmed Ağa, Bahadırzâde Hacı OsmanAğa, Hacı Fettahzâde Mustafa Ağa, Hacı Hasanzâde Mahmud Ağa, Uzunİbrahimzâde İbrahim Ağa, Küçük İbrahim oğlu Ahmed Ağa, Kasapoğlu İbrahim Ağa, Hasan Çelebi oğlu Ahmed Ağa, Abanoszâde Tosun Ağa, Sarı Süleymanzade Süleyman Ağa, Baytar oğlu Osman Ağa73. İncelediğimiz yıllarda Trabzon’da bu ağalar içerisinde özellikle iki köklü ailenin ön plâna çıktığını görmekteyiz: Şatırzâdeler ve Kalcızâdeler. Çoğunlukla şehir âyanlığı da bu ailelerin elindeydi. Nitekim 22 Nisan 1796 tarihinde Trabzon Âyanı Şatırzâde Osman Ağa (daha sonra paşa), Kasım 1796’da Âyan Kalcızâde Memiş Ağa, Mayıs 1796’da ise her iki şahsın birlikte Trabzon âyanlarıolarak anıldığını görmekteyiz.

6 Şubat 1800 tarihli kayıtta ise Osman Ağa’nın unvanının “Trabzon Ağası” şeklinde zikredildiği görülmektedir. Bu dönemde ferman veya buyrultular yazılırken her iki şahsın birlikte anıldığını ifade edelim. Örneğin 12 Aralık 1806 tarihli kayıtta “vücuhdan Kalcızade Memiş ve Şatırzade Osman” ifadesi yer almaktadır. Yine 22 Ekim 1807 tarihli vali tarafından üç günlük zahire hazırlanmasına ilişkin buyrultu kadıya, Kapucubaşı Kalcızâde Memiş Ağa ve silahşör Şatırzâde Osman Ağa’ya hitaben yazılmıştır.

 1251 (1835-1836) senesinde vilayet âyanları olarak Şatırzade Osman Paşa ve Kalcızade Mehmed Ağa isimleri birlikte geçmektedir. Bu unvanla kendilerine resmî yazıların yazıldığı anlaşılmaktadır75. Âyanlık görevinde bulunanlar için ianiye adıyla belirli miktarda gelir tahsis edildiğini, ödenecek meblağın halktan toplanabilmesi için tevzi defterlerine masraf olarak kaydedildiğini görmekteyiz.

Meselâ 1235 yılında Şatırzâde Osman Paşa için ianiye olarak 2.500 kuruş, Kalcızade Mehmed Ağa için de 1.500 kuruş tahsis edilmiştir76.

Bu iki şahsın ölümünden sonra yine aynı ailelerden olarak Kalcızâde Osman Bey ile Şatırzâde Abdülhalim Bey’in adı ön plâna çıkmıştır. Nitekim 15 Nisan 1842 tarihli bir kayıtta “Trabzon âyanları Istabl-ı amire müdürlüğü payesine sahip dergâh-ı âli kapucubaşılarından Kalcızâde Osman Bey ve Şatırzâde Abdülhalim Bey”den söz edilmektedir77. Bu ifadeler Tanzimat’ın ilanından sonra Trabzon’da âyanlık kurumunun devam ettiğini göstermektedir.

Öte yandan ağalık kurumunun Trabzon’da farklı özellikler taşıdığı görülmektedir. Burada Tanzimat’ın uygulanmaya başlandığı 1847 yılına varıncaya kadar, her kazanın başında yerel hanedanlar arasından tayin edilen bir ağa bulunduğu gibi köyler de üçer-beşer gruplara bölünerek bir ağanın idaresine tevdi edilmişti.

Ağalar, kendilerine bağlı köylerin sorumluları olarak idarî ve malî işlerle ilgilenmekte, yaptıkları işlere karşılık vergilerden muaf tutulmakta78 ve ahaliden ağalık hakkı olarak veya çeşitli adlar altında bir takım ilave menfaatler sağladıkları gibi kendi işlerini de angarya suretiyle onlara gördürmekteydiler.

Köyleri ilgilendiren vergi, askerlik ve benzeri konulardaki emirler ve fermanlar onlara hitaben yazılmakta, vergi tevzi defterlerinde isimleri yer almaktaydı. Ağalıklar irsî olarak intikal etmekte olup köy grupları ağanın sülalesinin adıyla, meselâ Şatırzâde semti, Gümrükçüzâde semti gibi isimlerle anılmaktaydı.

Ağalar görevlerine vali tarafından tayin edilmekte, valilerle kurdukları ilişkilere göre hâkimiyetlerindeki köylerin sayıları azalıp çoğalabilmekteydi. Tablo-2’de görüleceği üzere 7 Haziran 1834 tarihinde Makulzâde’nin ismi yer almadığı gibi Gümrükçüzâde köylerinde Şatırzâde lehine bazı azalma olduğu anlaşılmaktadır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.