güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

TRABZON HAVALİSİNDE YAŞAYANLAR ÖZ VE ÖZ TÜRKTÜR – 5

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:48
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:48

Bu bilgilerden sonra şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki yukarıda sözünü ettiğimiz Laz isyanı ve bastırılışı Doğu Karadeniz havalisinin özellikle Trabzon havalisinin sosyolojik yapısını ve görünüşünü, siyasal durum ve görünüşünü değiştirmiştir. Laz dediğimiz ırk tekrar Kafkaslara doğru ağırlıklı olarak çekilirken Anadolu içine de yayılmalar göstermeye başlamıştır. Ağır darbe yiyen bölge Ayanları güç kaybederken merkezi Osmanlı otoritesi yönetimi tekrar bölgede üstünlük kazanmaya, hakimiyet kurmaya başlamıştır. Ancak Osmanlı Merkezi yönetimi yönetimdeki ağırlığını yörede hissettirebilmek için bölgede gücünü kırdığı Ayanların yerine sildiği Ayanların yerine direk merkezden görevlendirdiği yahut bölgeden olmasına rağmen merkezin görev verdiği yeni yöneticiler oluşturmaya başlamıştır. Bu tip yeni görevlendirilen kişilerin tipik örneği olarak Hacı Yakupoğlu Memiş Ağa’yı zikretmek, göstermek mümkündür. Bu amaçla bu şahsiyetin hayatına, öz geçmişine baktığımızda şu bilgilerin karşımıza çıktığını görmekteyiz:

“Sürmene – Humurgân sahil bölgesinin son Osmanlı Tımarlı Sipahi Teşkilâtının Baş Tımar Ağası Hacı Yakup Ağadır. Hacı Yakup Ağa Osmanlı Padişahı Sultan İkinci Mahmut tarafından Tüm Osmanlı Toprak sistemi ve Askeri Teşkilatların ve Yeniçeri Ocağının lağvederek Asakir-i Mansure-i Muhammediyye adı ile Silâhlı Kuvvetler Teşkilâtını kurması ve bu Orduya devletten maaş bağlaması ile Yakup Ağanın Baş Tımar Ağalığı fiilen sona ermiş oldu.

Muhtarlık Teşkilâtının henüz kurulamamış olması, bu Ağalık Sisteminin son bulması üzerine meydana gelen boşluğu, Eşkıyanın doldurmasına; Kanun hakimiyetinin zayıflamasına neden olmuştur.

Baştımar Ağalığı fiilen sona eren Yakup Ağa; Çehrelioğulları ve Arsin – Yomra üzerinden bölgeye gelen Şakî’ler, Of kazası İvyan Kariyesi, Soğukpınar kıyı şeridi – İvyan Yalısı ve Güney uzantısı olan Yazlık Köyü üzerinden, Cansızoğulları tarafından ta’ciz edilerek Humurgân – Sürmene Civra Köyünden uzaklaşmasına; Çocuklarını ve Ailesini bırakarak İstanbula göçmesine neden oldular.

İstanbula göç eden Yakup Ağa Hac Farizasınıda yerine getirerek mâlüm eşkıya çeteleri ile herhangibir nüfuz mücadelesine kalkışmaya gerek duymadan İstanbul’dan Tuna’ya, Tuna nehri üzerinden Romanya topraklarına giderek uzun müddet burada ikamet etmiştir.

Babasını bilinen bu Eşkıya çetelerinin baskısına dayanamayarak Humurgan – Civra havalisini terk ettiğini öğrenen Hacı Yakup Ağanın oğlu Memiş 15 yaşında genç bir delikanlıdır. Hacı Yakup Ağanın üçüncü oğludur. Babasının Tüfeğini alır ve silâhlarını kuşanır. Baştimar Köyü; Kugulli (Kuleli), Kogoşli (Kuşluca), Hamandoz (Yeiay beldesi), Makrandoz (Kutlular), Srargona (Gökçesu), İvyan Kariyesi (Soğukpınar sahil şeridi ve Yazlık köyü)… vs. sahillerinde gece gündüz demeden dolaşarak çetelerle mücadele etmeye başlar. Kumru (Hamandoz) köyü ile Baştimar köyünü birbirinden ayıran Mum Irmağı denilen mevkide Çehrelioğulları ile muazzam bir silâhlı çatışmaya girerek çok sayıda kişiyi yaralar. Diğerlerini de oradan bir şekilde uzaklaştırır. Nâmı bütün sahil çevrelerinde duyulup yayılan genç delikanlının adı Memiş Ağa olur.

Namı bütün Karadeniz sahil çevrelerinde duyulup yayılan genç delikanlı Memiş Ağa kısa zamanda eşkıyadan bunalan halkın sevgisi ve desteğini kazanmıştır. Bir ileri tarihte de Yomra – Arsin üzerinden gelen gelerek Civra (Balıklı / Kastel Mevkii) Baştimar köyü civarı Kogoşli (Kuşluca), Kugulli (Kuleli) yönüne gelmeye yeltenen çetelerden birkaç Şaki’nin Humurgan İskele barınağında bekleşen Yelkenli’lerini gözleri önünde ateşe vererek kendilerine meydan okur. Tüm Eşkıya ve çetelere korku salan bir şahsiyet durumuna geldiğini gören çeteler bir daha Memiş Ağanın üzerine gelmeye ve yerli halkı Ta’ciz etmeye cesaret edemezler.

Durumdan haberdar olan Osmanlı hükumeti ve Padişah Sultan İkinci Mahmut Memiş Ağaya Hicri (Rûmi)1425 Mîlâdi 1829 Tarihinde bir Emirname / Ferman göndererek Yüzbaşı Rütbesi ile kendisini Mülki İdâre Âmiri olarak görevlendirdiğini bildirir. İleri Tarihlerde durumdan haberdar olan babası Hacı Yakup Ağa da kısa bir süre sonra bölgeye avdet eder. Ayan Ağalığına; Mülkî ve Askerî İdare Âmirliği görevi ile görevlendirilen Memiş Ağa Hicri (Rûmi) 1270, Mîlâdi 1854 Yılında Yüzbaşı Rütbesi ile Tam yetki sahibi kılınmıştır. İşte bu Tarihten kısa bir süre sonra Memiş Ağa için işlev itibari ileAskerî, İdâri ve Adli yargılama ihtiyacını karşılayacak bir yapıya; Bir Kaleyi andıracak Konağa, bir bina yapmaya gerek duymuştur. Bunun için Konağı İnşa etmeye karar vermiştir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.