güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

TRABZON HAVALİSİNDE YAŞAYANLAR ÖZ VE ÖZ TÜRKTÜR - 4

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:48
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:48

TRABZON HAVALİSİNDE YAŞAYANLAR ÖZ VE ÖZ TÜRKTÜR - 4

Eldeki kaynaklara göre Hopa havalisinden gelen Tuzcuoğulları hakkındaki genel bilgilere baktığımızda ilk olarak şu bilgilere rastlarız:

Doğu Karadeniz’de Rize merkezli olarak ortaya çıkan âyan ailesi.

 

Atalarının Konya’dan geldiği rivayet edilir. Tarihte ilk defa XVIII. yüzyılın sonlarında Memiş Ağa ile tanınmıştır. Memiş Ağa’nın Hopa eşrafından Hamdi Bey’in oğlu ve Erzurum Valisi Ahmed Paşa’ nın yeğeni olduğu kaydedilmekle birlikte Tuzcuoğlu ailesiyle ilgili bugüne ulaşan en eski kayıt 1763 yılına aittir. Trabzon Şer‘iyye Sicili’ndeki bu kayıtta Rize sakinlerinden Tuzcuoğlu Ömer’in birçok kişiyi yanına toplayarak eşkıyalık yaptığından bahsedilir (Aygün, s. 50). Daha sonraki kayıtlarda ise Tuzcuoğlu Rize âyanı diye anılmaktadır. Bu durum, Tuzcuoğlu ailesinin rakiplerini bertaraf edip 1760’lardan itibaren Rize âyanlığını ele geçirdiğine işaret etmektedir. 

Tuzcuoğulları’nın adı belgelerde, Ruslar’ın 1789’da Anapa Kalesi ve ardından Faş Kalesi’ni almaları üzerine onlara karşı koymak için bölge âyanlarından asker istenmesi sırasında tekrar zikredilir (Tatar, I, 221-222). Devlet hizmetini üstlenmek yoluyla gittikçe güç kazanan Tuzcuoğulları merkezden uzak olmanın sağladığı avantajla bölgede askerî, malî, idarî ve adlî denetim kurmaya başladılar. Tuzcuoğlu Memiş Ağa yerel bir âyandan bölgesel büyüklükte bir âyan konumuna yükseldi (Meeker, s. 224-225). Bunda onun Rusya’ya karşı savunmada verdiği hizmetler önemli rol oynadı. Memiş Ağa 1806’da Faş Kalesi muhafızlığına tayin edildi (1806 tarihli bir belgede Faş Kalesi muhafızı olarak Dergâh-ı Muallâ kapıcıbaşılarından Tuzcuzâde Mehmed adı geçmektedir, BA, Trabzon Ahkâm Defteri, nr. 3, s. 78/4). 1809’da Faş Kalesi’nin Rus kuşatmasından kurtarılmasında büyük hizmetler yaptı. Bir süre güçlü mahallî âyandan Hazinedaroğlu Süleyman Ağa ile iş birliği içinde hareket etti. Kendisine kapıcıbaşılık rütbesi verildi; Rize âyanlığı dışında Batum Kalesi ve Batum sancağı da yönetimi altına girdi. 1810 tarihli bir fermanda Tuzcuoğlu ailesinden başka isimler de anılmaktadır. Buna göre Trabzon sancağında bulunan keten bezi damga vergisi mukātaası iltizamını açık arttırmayla “silâhşorân-ı hâssa”dan Tuzcuzâde Seyyid Osman ve oğulları Seyyid Tâhir Ömer, Seyyid Abdülhâlid, Seyyid Abdülaziz, Seyyid Abdülhamid, Seyyid Ahmed Reşid ve Seyyid Mikdat almıştır. Burada adı geçenlerin hepsi için “seyyid” kelimesinin kullanılması ailenin peygamber soyundan geldiğinin kabul edildiğine işaret etmektedir. Bunlar muhtemelen Tuzcuoğlu Memiş Ağa ile bağlantılı olan aile fertleridir. 

Memiş Ağa’nın savaştaki hizmetleri sebebiyle 1811’de âyanlık bölgesi Gönye sancağına kadar genişletildi ve Rize’den başlayarak Doğu Karadeniz’in en nüfuzlu âyanı haline geldi. Buna karşılık daha önce Gönye, Faş ve Anapa muhafızlığında bulunan Hazinedarzâde Süleyman Ağa’nın hizmetlerinden dolayı kapıcıbaşılıktan vezirliğe yükseltilip 1811’de Trabzon valiliğine tayin edilmesi Memiş Ağa ile aralarındaki dostluğun bozulmasına yol açtı ve ikisi arasında şiddetli bir nüfuz mücadelesi başladı. Her ne kadar sorun bir alacak verecek meselesi yüzünden çıkmış gibi görünse de bunun altında ekonomik güç rekabeti yatıyordu. Trabzon ve Rize limanları bu rekabetle öne çıkmıştı ve Trabzon’daki kargaşalıklar ticaretin Rize’ye kaymasına yol açmıştı (Meeker, s. 199-202). Tuzcuoğlu ailesi Rize ve doğusundaki sahil kasabalarını kontrol ederken Hazinedaroğlu Trabzon’da iç kalede hükmediyordu. İç kale dışında Trabzon şehrinde vali gücünü birbiriyle rekabet halinde olan Şatıroğlu ve Kalcıoğlu aileleriyle paylaşmak durumundaydı. Kalcıoğlu Osman Bey, Tuzcuoğlu Memiş Ağa’nın damadı idi. Bölgedeki diğer âyanlar da esasen iki kısma ayrılmıştı. Bir grup, başta dönem dönem Trabzon gümrüğü gelirlerini iltizamen alan Şatıroğlu olmak üzere valinin yanında yer alırken diğer grup, 1811’den itibaren bölgedeki nüfuzlarını kırmaya çalışan valiye karşı direnen âyanlardan meydana geliyordu. Bunlardan Tonya âyanı Hacısâlihoğlu Ali Ağa âyanlık bölgesini Maçka’ya genişletmiş, ancak merkezin bu durumu tanımamasına rağmen geri adım atmadığı için 1813 yılında idama mahkûm edilmişti. Ali Ağa gibi Of ve Sürmene ağaları da valiye karşı Tuzcuoğlu Memiş Ağa’yı destekliyordu. 

Nihayet vali Tuzcuoğlu Memiş Ağa’yı merkeze şikâyet ederek idamı için ferman aldı (Eylül 1815). Bunun üzerine Memiş Ağa ve müttefikleri kuvvetlerini birleştirip Trabzon’u kuşattı ve 18 Ağustos 1816’da şehri ele geçirdi. Valinin kaymakamı sıfatıyla buranın idaresini üstlenen Çeçenoğlu Hasan Ağa’yı bir gemiye bindirerek şehirden uzaklaştırdı. Tuzcuoğulları ve onunla beraber hareket eden âyanlar daha sonra hâkimiyet ve nüfuz alanlarını genişlettiler. Fakat Çeçenoğlu Hasan Ağa merkezin gönderdiği kuvvetler ve Samsun, Amasya, Tokat, Sivas dolaylarındaki âyanlardan toplanan askerlerle 1816 Kasım sonunda Trabzon’u geri aldı. Önce Rize’deki konağına çekilen Memiş Ağa oradan Of’a kaçtı. Burada Hazinedaroğlu ile ittifak halinde olan Şatıroğlu gibi âyanların desteğiyle kuşatılıp 26 Ekim 1817’de ele geçirildi ve hemen idam edilerek başı İstanbul’a gönderildi. Bu sırada oğlu Ahmed’in on dört yaşlarında olduğu göz önünde bulundurulursa Memiş Ağa’nın öldürüldüğünde yaşının 100’ü geçtiği iddiasını şüpheyle karşılamak gerekir. Memiş Ağa’nın türbesi Of’un Pazarönü (Alona/Alanomakod) köyündedir. İsyanın diğer liderlerinden Kalcıoğlu Trabzon’dan çıkarılarak Sürmene’ye, Hacısâlihoğlu da Tonya’dan çıkarılıp Trabzon’a yerleştirildi. Âyanların çıkarabileceği yeni bir isyanı engellemek için Hazinedarzâde Süleyman Paşa da Alâiye (Alanya) sancağına tayin edildi, fakat yolda hastalanarak öldü. Yeni gelen vali Kaptanıderyâ Koca Hüsrev Paşa eski valinin müttefiki Şatıroğlu Osman Bey’le iş birliği yapmaya başladı. Bunun üzerine Kalcıoğlu Osman Bey ve Hacısâlihoğlu Ali Ağa, Trabzon’un batısında bulunan sahil kasabalarındaki âyanlarla (Eynesil âyanı Dedeoğlu Süleyman Bey, Bahadıroğlu ve Hacıfettahoğlu) ittifak yaparak valiye karşı harekete geçti. Vali Hüsrev Paşa Ocak 1819’da âyanları geri püskürttü. 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.