güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

TRABZON HAVALİSİNDE YAŞAYANLAR ÖZ VE ÖZ TÜRKTÜR - 4

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:48
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:48

Bu bilgilerden sonra Kuğuzade Süleyman Paşa ve onun temsil ettiği Kuğuoğulları Kuğuzadeler denilen kitle hakkında şunu rahatlıkla söyleyebiliriz kanaatindeyim; Trabzon bölgesinde yaşayan aileler kitleler oluşturarak oluşturdukları bu soy kitlelerinin isimlerini aile secerelerinin ilk başlangıcı olan atalarının ismiyle adlandırmışlar, bu yüzden ülkemizin pek çok yerinde olduğu gibi u havalide de ailelerden oluşturulan kitleler en üst ortak atanın oğulları olarak adlandırılmışlardır. Bu nedenledir ki en üst ataları hangi lakabı taşıyorsa hangi adı taşıyorsa o ad veya lakap o kitlenin tanıtıcı grup adı olmuştur. Nitekim en üst ata Yakup’sa kitle Yakupoğulları, en üst ata Hasan’sa Hasanoğulları veya en üst atanın lakabı Çopursa kitle Çopuroğulları, en üst atanın lakabı Kuğu’ysa ondan türeyen kitlenin lakabı Kuğuoğulları olmuştur. Osmanlı Devleti’nde bazen oğulları yerine aynı anlama gelen Zade kelimesi kullanılarak kitleye Zadeler şeklinde, mesela Kuğuzadeler, Yakupzadeler gibi isimlendirmeler de yapılabilmiştir. Ancak ülkemizin pek çok yerinde kitlelere veya ailelere yapılan adlandırmalar bazen o kitlenin veya ailenin içinden ayrıldığı oba oymak veya aşiretin adına izafeten de yapılabilmiştir. Mesela Avşar boyundan gelen ailelere veya kitlelere Avşaroğulları, Avşarzadeler, Karakeçili oymağından gelen aile veya kitlelere Karakeçilioğulları yahut Karakeçilizadeler denilebilmiştir. Bu bilgilerden sonra şunu vurgulamak isterim ki Kuğuoğulları veya Kuğuzadeler denilen sülale veya kitle kendilerine verilen ismi dahil oldukları ve içinden ayrıldıkları herhangi bir boydan değil, kendilerinin en üst ortak atası olan kişinin lakabından almıştır, düşüncesindeyim. Bu fikrimin doğruluğunu değerlendirebilmek için genel kaynaklarda Kuğuzadelerin içinden gelebileceği Kuğu Boyu diye bir boyun olup olmadığına baktığımızda şu bilgileri görürüz;

“KUĞUOĞULLARI

   Giresun’un Görele ilçesi ve civarında yaşayan Kuğuoğulları, Oğuzların Avşar boyuna mensuptur. Aşiretin adını taşıdığı kuğu kuşu, eski Türklerde ongun olarak kabul edilen kuşlardandı.

   Eski Türklerde güzellik meleği kabul edilen Ayzıt’ın ongunu kuğu kuşu idi. Ayrıca Kuğular biçim değiştirmiş kutsal kızlar olarak kabul edilirdi[1]. Bazı Türk boyları da Kuğudan türediklerine inanırlardı. Kuğu kuşu Türklerde ayrıca kut ve beylik timsali olmuştur.

   Kuğu adıyla halen Orta Asya’da küçük bir Türk topluluğu yaşamaktadır. “Çalkandu” adıyla da tanınan Kuğular, Lebed nehri ve onun kolu olan Baygol çayı boyunda otururlar. Kuğu kelimesinin Rusçası Lebed olduğu için literatürde “Lebed Türkleri” olarak da bilinen topluluk kendilerine “Kuu-kişi” demektedir ve ongunları Kuğu kuşudur.

   İslami dönemde ise Kuğu kuşu, aydınlığın, beyazlığın, saf ve temizliğin, yaşlılığın simgesi olarak görülmüştür.

   Kuğu-Oğulları’nın bilinen ilk dedesi 1698-1765 yılları arasında yaşamış olan Kuğu İbrahim Ağa’dır. Şakir Şevket, “Trabzon” adlı eserinde Kuğuoğlu Süleyman Paşa’nın hal tercümesinde “Mumaileyh Paşa, mir-i mirandan olup pederleri Kuğu İbrahim Ağa nam zat, Kürdistan’dan Görele kazasına nakil ile orada bir hayli ikamet etmiş ve her nasılsa Görele Voyvodalığını 15 sene kadar ifa-yı hizmet etmiş ve oraca kazandığı sıyt ve şöhreti, oğlu Süleyman Paşa’yı Der-i Devlet’te tanıttıracak bir raddeye getirmiştir” demektedir[5]. Kuğu-Oğlu İbrahim Ağa, Giresun'da sülaleler arasında çıkan bir olaya karışmış ve hakkında ölüm fermanı sadır olmuştur. Sonra Görele'ye gelerek, kaymakam Beşikdüzlü Külünkoğlu Mehmet'le hısım olmuş, 1748 yılında ise affedilerek Görele voyvodası olmuştur. İbrahim Ağa, şekavet (eşkıyalık) olaylarında çok tecrübeli idi. Voyvoda olunca bu tecrübesinden faydalanarak çevredeki bütün şakileri bastırdı. Halk derin ve rahat bir nefes aldı. Bu başarısından dolayı oğlu Süleyman Ağa'yı önce Şebinkarahisar, sonra da babasının yerine Görele voyvodası yaptılar. Süleyman Ağa, 1788-89’da mir-i miran rütbesiyle ordunun sağ kol sergerdeliğine getirildi. 1791 yılında ise Trabzon valiliğine atandı ve bu görevde iken vefat etti[6]. Süleyman Paşa’nın 15 Ağustos 1791-2 Mayıs 1792 arasında 8,5 ay görevde kaldığı anlaşılıyor[7]. Süleyman Ağa'dan sonra oğulları, Görele'nin muhtelif yerlerinde konaklar kurarak derebeylik yapmışlardır.

   Adına türküler yakılan Asiye de Kuğuoğlu Süleyman Paşa’nın kızıdır. Şu dizeleri bilmeyen yoktur:

Oy Asiye, Asiye

Tütün koydum kesiye

Anan seni veriyı da

Bir bağ pırasiye

   Kuğu-Oğlu Rıza Efendinin ufak oğlu Süleyman’ın notları oğlu Niyazi Kuğu tarafından muhafaza edilmektedir. Bu notlarda özetle “Kuğuoğullarının aslen Diyarbakır’ın Çermik ve Çüngüş ilçelerinde oturan Küpeli-Avşar Türkmenlerinden oldukları, Kuğu İbrahim Ağa’nın kabilesiyle birlikte Diyarbakır’dan göç ederek Görele kazasına yerleştiği, uzun yıllar Görele Voyvodalığı yapmış olduğu, yörede Çavuşlu, Sadegöre (Bakımlı), Çanakçı, Cimide, Karekarakeş, Kuzcaköy, Derekuşçulu, Çiftlik, Şahin veya Çortluk, Boğçalı (Mehmet bey burnu), Elevi (Görele) kasaba ve köy mevkilerine büyük konaklar yaptırmış oldukları, yazın yaylaya çıkıp kışın tekrar köylerine indikleri ve bu suretle Avşar adetlerini muhafaza edip sürdürdükleri” yazılıdır. Yine bu notlarda Kuğuoğullarının bir kısmının Diyarbakır’da kaldığı, Kuğulu Kazım Ağa ismindeki kabile şeyhinin Şeyh Sait isyanında İstiklal Mahkemesinde yargılanıp beraat ettiği, bir kısmının ise Mısır’da Kahire’de yaşadıkları bilgisi yer almaktadır.

   Rus işgalinde kalan Faş Kalesinin kurtarılması için Rize Ayanı Kapucubaşı Tuzcuoğlu Memiş Ağa’ya 1810 yılında yazılan emirnamede bölge halkının bu savaşa katılmalarının istenmekte, Trabzon’un önde gelen ağaları arasında Kuğuzade Emin Beyin de adı geçmektedir[9].

   Balkan savaşında görev yapmış, Teşkilat-ı Mahsusa’nın önemli elemanları arasında bulunan ve I. Dünya Savaşında Arap cephesinde ünlü casus Lawrance’ye karşı mücadele eden Miralay Ali Rıza, Kuruoğlularındandır.

   Türk futbol tarihinin önemli siması Süleyman Rıza da, bu sülaleye mensuptur. Süleyman Rıza, 1922 yılında ilk futbol kitaplarımızdan kabul edilen “Asosyeşın-Futbol” adlı eseri kaleme almıştır[10]. Bu kitap,  İstanbul dışında yayınlanan ilk futbol kitabı olma özelliğini de taşımaktadır. Ayrıca Süleyman Rıza, 1924 Paris Olimpiyatları’na da katılmıştır[11]. Futbolun İstanbul’da yeni oynanmaya başladığı dönemlerde, 1913 yılında Trabzonspor’un temeli olan “İdman Yurdu Spor Kulübü” kurulmuştu. Bu takımın kurucuları arasında Kuruoğlularından Mehmet Rıza da bulunmaktaydı.

   Osmanlı devrinde Giresun’un Görele ilçesinin hâkimleri olan Kuğuoğulları, günümüzde Görele ilçe merkezi ile Çavuşlu, Çiftlik ve Şahinyuva köylerinde; Bulancak’ın Ahmetli ve Burunucu köylerinde; Çanakçı ilçe merkezi ile Akköy ve Bakımlı (Sadegöre) köylerinde yaşamaktadırlar.”

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.