güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

TRABZON HAVALİSİNDE YAŞAYANLAR ÖZ VE ÖZ TÜRKTÜR - 3

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:48
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:48

Bu bilgilerde gösterir ki Kuğuzade Süleyman Paşa Osmanlı merkezi otoritesini temsil eden son kuvvetli valilerden birisidir. Onun dönemi sonrasında ortaya çıkan Trabzon ve havalisindeki Karadeniz bölgesindeki Ayanlar etkinliklerini onun zamanından önce gösterme durumunda iken kendileri gibi Ayan kökenli olan hem merkezi otoriteyi hem Ayanları birleştirebilen etnik kökeni itibariyle onun döneminde etkinliklerini hızlandırıp ön plana çıkamamışlardır. Bunda Süleyman Paşa'nın tehlike teşkil eden Ayanları yanına çektiği Ayanlar vasıtasıyla etkisizleştirme, pasifize etme girişimlerinin payı büyüktür. Ancak aynı Süleyman Paşa merkezi hükümetin kendisine baskısı karşısında görevden almaları karşısında yerel Ayanlarla da ittifak yaparak yerine atananları bölgeden uzaklaştırma, bölgeden yerini koruma çalışmalarını, girişimlerini sergilediğini de görmekteyiz. Nitekim bölgenin en etkili Ayanlarından Tuzcuoğullarıyla bu yüzden bazen birleşik hareket etmiş onları hasımlarına karşı kullanmış bazen başka Ayanlarla birleşerek Tuzcuoğullarına karşı cephe almıştır. Kuğuzade Süleyman Paşa'yı sadece bir vali olarak ele alıp incelemek kanaatimce haksızlık olacaktır. Çünkü Süleyman Paşa Karadeniz bölgesinde özellikle Görele'nin Çavuşlu yerleşimi civarındaki köylerde ağırlıklı yaşayan Kuğuoğulları, Kuğuzade ler sülalesinin ünlenmesinde, itibar kazanmasında grup olarak belirginleşmesinde büyük rolü olan bir kişidir. Onun hayatına bakarak şunu sorgulayabiliriz. Kuğuzade Süleyman Paşa Kuğuoğulları yahut Kuğuzadeler denilen bir boyun içerisinden yetişip yükselmiş bir şahsiyet midir yoksa Kuğuzadeler denilen aile veya boy onun neslinden mi yetişmiştir, ortaya çıkmıştır. Buna cevap verebilmek için genel kaynaklara, internet bilgilerine baktığımızda şu meyanda bilgilere rastlamaktayız:

“Kuğu İbrahimağa; Maarif Nezareti Cellisenin Miladî 1878 Hicri 1249 aban tarihli ruhsatiyle Trabzon’da Ümran matbasında basılmış olan TRABZON isimli, Trabzonlu Şakir Şevket Efendinin eserinde (Cild 1 ve 2) 216 ncı sayfalarında Kuğu zade Süleyman Paşanın haltercemesinde aynen: Mumaileyh Paşa, mirmirandan olup, pederleri Kuğu İbrahim Ağa nam zat Kürdüstan’dan Görele kazasına nakil ile orada bir hayli ikamet etmiş ve Görele Voyvadahğmı (zamanın kaza amiri kaymakam, mütesellim ve mutasarrıfı) ile 15 sene kadar ifayı hizmet etmiş ve oraca kazandığı sıyt (iyilikte şöhret) ve şöhreti oğlu Süleyman paşayı deri Devlette (Devlet kapısı) tanıttıracak Bir raddeye getirmiştir,” denilmektedir.

2.Ayrıca Ankara'da 1954 yılında Kemal KARADENİZ isimli zat tarafından yayınlanan ve Trabzon Kalkınma cemiyeti neşriyatı No.S TRABZON TARİHİ (Gümüşhane. Rize. Giresun. Ordu, Samsun illerinden de dolayısıyla bahseder). O zamanlar Trabzon eyaleti içinde bulunan bu illerin toplamı yani Batum’un kuzeyindeki Çüruksu dan Sinop hududuna kadarolan sahayı kapsayan bölge olduğunu bilgi olarak bu satırlar araşma sıkıştırmayı faydalı buldum) denmekte ve yukarıda açıklanan Şakir Şevket efendinin Trabzon tarihinin, daha ziyade bugünkü dilimize çevrilmiş şekli olan bu eserin 90 inci sayfasında yine Süleyman paşanın tercemesi Halı bahsında aynen "Yüksek kumandanlardan olup, pederleri Kuğu Zade İbrahim Ağa namındaki zat Kürdüstan’dan Görele kazasına naklederek orada bir hayli ikamet ve her nasılsa Görele’nin Voyvadalığını tahsil (Kazanma) ile 15 sene kadar hizmet etmiş ve kazandığı iyi şöhreti, oğlu Süleyman Paşayı devlete tanıttıracak bir raddeye getirmiştir” denilmektedir.

Açıklamalarda görüldüğü gibi birbirinin hemen hemen aynı olan bu 2 Trabzon tarihi eserlerinin yazarları Kuğu İbrahim Ağanının 15 yıllık Görele Voyvadalığı görevinin yaptığı ve İyi bir şöhret kazanarak oğlu Süleyman paşanın da devletçe tanınmasına sebep olduğu anlaşılmaktadır.

Ancak, gerek Şakir Şevket efendi gerekse yukarıda açıklandığı gibi evvelkinin Osmanlıcadan bugünkü dilimize bir çevrilmesi olan Kemal Karadenizbeyin eserlerinde İbrahim Ağanın Görele’ye Kürdistan’dan geldiği gösterilmekte isede bu iddia hiçbir vesikaya dayatılmadan daha ziyade kulaktan dolma söylentilere isnat ettirilmiştir.

Halbuki bu söylenti ilerin aksine Kuğu İbrahim Ağa ve kabilesi Afşar veya Aşar Türkmenlerinden olduğu aşağıda açıklanan bilgilerden öğrenilecektir.

3.Rahmetli babam. Miralay (Albay) Ali Rıza Kuğu oğlu, babası Mehmet Emin bey merhumun bulunduğu Kütahyada büyümüş ve bu suretle annesi merhume Had Azime hanımın mensubu bulunduğu Kütahya Türkmen halkının örf ve adetlerim yakından tanımıştır. Kuğu İbrahim Ağa ve kabilesinin Afşar veya Avşar Tümıen kabilesinden olduğu ve Görele kazasına yerleştikten ve hc. 1160 MI.1147 yılına kadar Görele Voyvodalığı yapmış olan yerli hanedandan Bügünoğlu ailesiyle sıhriyet (Kız alıp verme) peyda ettikten sonra, Çavuşlu. Sadegöre (Bakımlı) Çanakçı, Çinide. Kaıekarakeş, Kuzcaköy, Derekuşçulu, (Çiftlik, Şahin veya Çorîluk, Boğçalı (Mehmet bey burnu), Elevi. kasaba ve köy mevkileri büyük konaklar yaptırmışlar, yazın büyük ağırlıklarını, ihtiyarlan ve konaklarda bırakarak, yaylaya çıkarlar ve "kışın avdet ederlermiş. Bu adetleri pek yazın zamanlara kadar beyleri sırmalı çuha cepken, tozluklu çuha şalvar ve "harmaniye giyerler, örtünürler yaylalarda cirit kargı (Mızrak) atarlar, kılıç kalkan bıçak ve sair idman takımları ve doğan, şahin, atmaca, zağar, tazı sürek avları yaparlar ve bu süretle Türkmen Afşar adetlerini muhafaza ve sürdüklerini notlarında belirmiştir.

Bu adetlerden başka Kuğu oğulları, zengin, fakir, büyük, küçük terbiye nezaket tevazu (alçak gönüllülük) ve mahviyyet (ziyade tevazu) ve hükümete karşı fartı sadakat (aşırı derecede "bağlılık) hazar ve seferde mal en ve bedenen vatana hizmet ve fedakarlı ki arıyla müftehir. İftihar eden ve mubahidirier (öğünürler). Rütbe alayişe (gösterişe) o kadar heves etmezler. ’Rençberlik ve iş güçleriyle sükunetle meşgul olurlar. Yalnız Türklüğün, vatan ve memleketin tarakkı ve taalisine (Yükselmesine) hizmet ve muaveneti (yardım) pek sever oldukları ve bu suretlede yine Türkmen hasletlerini (huy) güddüklerini. merhum babamın notlarından açıklanmadadır.

Hakikaten bugün dahi küçük, büyük bütün Kuğuoğulları, Türklere ve Türkmenlere has, yukarıda belirtilen hasletlerin bir kısmını muhafaza ettikleri ve esasen sert, kavgacı, isyancı ve hatta soygunculukla hiç alakaları görülmeyen ve yalnız kendi aralarındaki ufak tefek anlaşılamamaktan başka hiç kimse ile dava mahiyetinde vukuatları görülmediği mahkeme kuyudatiyle ispat edilebilir. Ve esasen fizyonomi bakımından da hiçbir benzerlikleri olmayan Kuğuoğullarını kürtlükle herhangi bir ilişkilerinin olmadığı, fiziki görünüşlerinden de anlaşılmaktadır. Uzunoğullarıyla, Hacı Haşan oğullarının, ağalık hususunda geçimsizlik  göstermeleri üzerine halkın huzur ve sükunetini temin için Süleyman Paşaya halkın yapmış olduğu müracaat üzerine evlatlarından Aldı beyi Şarlıya göndermiştir Bu suretle vazifeyle orada yerleşmiş olan Kuğu zade Aldı beyin ahfadından Süleyman beyin büyük oğlu 1900 yıllarına doğru ölmüş olan, merhum Kuğu zade Haşan bey Cuma günleri Cuma namazına, Alalan gibi sırmalı cepken ile sivri çedik (mest altına giyilen pabuç) giyerek 2 sıra olmuş halkın arasından geçer, camiye girer, namazını kıldığını ve bu süretle eski Türkmen usulü giyinişi devam ettirmiş olduğunu, Haşan beyin küçük kardeşi merhum Ahmet beyden duyduğunu rahmetli babamdan duymuş ve notlan nidan öğrenmişimdir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.