güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

TARİHİMİZDE ROL OYNAMIŞ İZLER BIRAKMIŞ ÜNLÜ ASKERİ VE SİVİL GEMİLERİMİZ

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:47
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:47

YADİGÂR-I MİLLET

Bu gemimizde donanma cemiyeti tarafında 1910 yılında Almanya’dan satın alınan 4 S 165 sınıfı 4 muhripten biridir. Aşağı yukarı Gayret-i Vataniye ile aynı teknik özelliklerini aynı silah donanımı özelliklerini taşıyan bu kardeş gemide Osmanlı hizmetine girdikten sonra onunla aynı görevleri gerçekleştirmiş ve aynı sahalarda hizmet gerçekleştirmiştir. Bu gemimiz ömür bakımından Gayret-i Vataniye ye oranla biraz daha uzun yaşama imkânı bulmuş ve 1917 yılına kadar görev yapabilmiştir. Batırılışı İstinye sularında gerçekleştirilmiş.9-10 Temmuz 1917 gecesi İstinye’ye saldıran İngiliz uçakları asıl hedefleri olan Yavuz Kruvazörünü batırmak amacı ile attıkları bombaları Yavuz a değil de Yadigâr-a Millete isabet ettirdiklerinden bu gemimiz batmış Yavuz kurtulurken bu gemimiz imha olmuştur. Haliyle bu gemimizde benzerleri gibi milletin kalbinde ve aklında tarihin ve Türk denizcilik tarihinin sayfalarındaki yerini hakkı ile almıştır.

YAR HİSAR MUHRİBİ

Bu gemimizde 2. Meşrutiyet Döneminde donanma cemiyeti tarafından alınmış bir gemidir. Bir farkla ki bu gemi Almanya’dan değil Fransa’dan satın alınacaktır. Bu gemimizin kızağa konulması 1906 denize indirilme tarihi 1907’dir.Bu gemimizi Osmanlı Donanmasına kazandıran donanma cemiyeti Fransa’dan 1907 tarihinde almış. 1908 tarihinde bu gemi Osmanlı hizmetine başlamıştır. Samsun sınıfı muhrip olan bu gemimizin deplasman ağırlığı 290 ton uzunluğu 58,02 mt, ışın boyu 2,06 m, çekiş boyu 2,08 m, hız 27 mil silah donanımı

1 adet 65 mm.lik top 6 adet 47 mm.lik top 2 torpido kovanı donanma cemiyetinin 1907 yılında Fransa’dan satın aldığı duran dal sınıfı 4 muhripten biri olan bu muhribimizin Osmanlı donanmasındaki adı Yar Hisar’dır. Alınmasından itibaren Osmanlı donanmasında çeşitli görevler yapan bu geminin de parlaması isminin Türk insanının Türk kamuoyunun beyinlerine yerleşmesi Çanakkale savaşları sırasındaki çaba ve gayretleri nedeniyledir. Zaten sonu da bu savaşlar sırasında gelmiş İngiliz Denizaltısı A E 11 tarafından Yalova açıklarında batırılmıştır. Yar Hisar gemisi de Çanakkale Savaşları sırasında nakliye gemilerine zırhlılara ve kruvazörlere refakat eden koruyuculuk yapan muhriplerden birisidir. Hatta benzerleri gibi yer yer nakliyede de görev aldığı görmüştür. Batışı da bu refakat ve devliye görevlerinden birini yaptığı sırada 3 Aralık 1915 tarihinde Yalova önlerinde İngiliz E 11 Denizaltısının torpillemesi neticesinde gerçekleşmiştir. Bu batış esnasında mürettebatından bir subay şehit olmuş, kalan mürettebatını kurtaran İngiliz Denizaltısı bu mürettebatı oradan geçen bir yelkenliye teslim ederek serbest bırakmıştır. Bu gemide Marmara sularına gömülürken ismi ve icraatları ile tarih sayfalarındaki yerini almış adı Türk insanının dilinde ve hayallerinde yaşamayı sürdürmüştür.

BASRA MUHRİBİ

 Bu gemimizde aynı Yar Hisar muhribi gibi donanma cemiyetinin 1907 yılında Fransa’dan aldığı Durandal sınıfı 4 muhripten birisidir. Kızağa konuş ve denize indiriliş tarihleri Osmanlı hizmetine giriş tarihleri Yar Hisar muhribi ile aynı olan bu geminin teknik özellikleri silah donanım özellikleri de bu kardeş gemi ile aynıdır. Osmanlı donanmasındaki ve daha sonraki Türkiye Cumhuriyeti donanmasındaki adı Basra olan bu geminin 1911’lerde adının Marmara Denizi olduğu şeklinde bilgiler mevcuttur. Osmanlı hizmetine girdikten sonra Yar Hisar ve benzerleri ile aşağı yukarı aynı görevleri yapan bu gemi Çanakkale savaşını ve 1. dünya savaşını yaşamış gazi gemilerden biri olarak hatta Mondros mütarekesi uyarınca işgal denetiminin güçlerine teslim edilmiş onların denetim ve esaretini yaşadıktan sonra Türkiye Cumhuriyeti Devletini de Basra adıyla hizmet vermiş bir gemidir. Onun Türk Donanmasından hizmet dışına çıkarılışı 1932 yılında olmuştur. Şüphesiz onun sonu da benzerleri ve Türk donanma gemileri gibi olmuş satılarak bir müddet sivilde hizmet görmüş ve daha sonra hurdacılara satılarak sökülüp jilet olmuştur. Gemi maddesel olarak bu acı sona uğrarken ismi ve icraatları ile Türk Denizcilik tarihindeki sayfalardaki yerini almış hatıraları da insanımızın hatıraları ile karışarak mevcudiyetini sürdürmüştür.

Yazımızda şu ana kadar dile getirdiğimiz zırhlı ve savaş gemilerimiz daha öncede belirttiğim gibi ya Sultan Azizin zamanında alınmış Ve Sultan Abdülhamid’in haliçte çürüttüğü savaş gemilerimizden arta kalanlardır yahut ta balkan savaşı sırasında Türk donanmasının yetersizliğinin ortaya çıkması üzerine Osmanlı vatandaşlarının topladığı paralarla ittihat ve terakki döneminde satın alıp Türk donanmasına bağışladığı savaş gemileridir. Şunu özellikle vurgulamak isterim ki Sultan Abdülaziz’in devrilmesinde Osmanlı deniz subaylarının daha faal olduğunun görülmesi üzerine 5. Muradın hastalığı nedeniyle Has bel kader tahta oturan 2. Abdülhamit ihtilalle devrilmek korkusundan Türk deniz subaylarını ve donanmayı ihmal etmiş bu yüzden gerek Trablusgarp harbi gerek balkan harbi gerekse 1. Dünya harbi sırasında Osmanlı donanması ve denizcileri görevlerini gereği gibi yapamamışlardır. Hamidiye kalavezörü gibi birkaç gemimiz hariç söz konusu savaşlarda faal olamamışlardır. Bunun bir istisnası Çanakkale savaşları sırasında şu ana kadar ismini zikrettiğimiz bazı gemilerimiz olmuştur. Ne yazık ki Abdülhamit’ten sonra da ülkemizde iktidar sahibi olanlar ya intikam amacıyla yahut ta korku nedeniyle denizcilere üvey evlat gibi bakmışlar özellikle mutlakiyetçi diktatörlük yanlı yöneticilerimiz karacılara nazaran daha müstakil yaşayan denizcilerimize pek ısınamamışlar onları baskı altında tutmayı tercih etmişlerdir. Devamı yarın…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.