güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

TARİHİMİZDE ROL OYNAMIŞ İZLER BIRAKMIŞ ÜNLÜ ASKERİ VE SİVİL GEMİLERİMİZ

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:47
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:47

Nitekim Çanakkale Savaşları Kara Savaşlarına döndüğü sıralarda İngiliz ve Fransızlar başta olmak üzere İtilaf Devletleri donanmaları ortak komutanlığı da yeni bir girişime başladı. 18 Marttaki girişimleri ve benzeri girişimleriyle su üstü gemileriyle boğazı geçemeyen İtilaf güçleri birleşik deniz komutanlığı kendilerine ait bazı denizaltıları Çanakkale Boğazından Marmara’ya sokarak bu iç denizimizdeki Osmanlı askeri deniz ikmal yollarını bunu sağlayan Osmanlı gemilerini batırmayı, vurmayı hedeflediğini görmekteyiz. Tabi bir yandan da kıyıdan sahip oldukları ateş güçleriyle kara askerine destek olmaya çalışan demirli Osmanlı zırhlılarını da batırmayı düşündüğü şüphesizdir. Bu girişimler neticesinde birkaç İngiliz ve birkaç Fransız Denizaltısı boğazdan gizlice geçerek Marmara’ya sızmayı başarmışlardır. Ki bu sızan İngiliz ve Fransız zırhlıları Osmanlı ve Fransız askeri gemilerine pek çok zarar vermiş, oldukça önemli sayıdaki gemimiz batırılmıştır. Fransız denizaltıları, İngiliz Denizaltıları kadar başarılı olamamış. 1-2 si batırılırken, birisi ele geçirilerek Türk donamasına kazandırılmıştır. Ama İngiliz Denizaltılarından AE11 ve AE2 gibi denizaltılar, Türk Gemilerine oldukça zayiat verdirmişlerdir. Nitekim bunlardan AE2 denizaltısı oldukça zarar veren en belli başlı denizaltı olmuştur. Bu denizaltının deniz üstünde ağılığı 730, deniz altında ağırlığı 825 tonaritodur. Aynı deniz altının hızı deniz üstünde 16 mil, daldığı zaman ki sürati ise 10 mildir. Silah olarak 4 adet 53cm’lik torpido kovanı ile 2 adet 76cm’lik seri ateşli topu vardır. Deniz altında 4 saat kalabilen bu deniz altı Marmara da faaliyete geçtiği anda Sultanhisar Torpido Botu Marmara Denizinde devriye görevi yapmakta, nakliye gemilerimize ve zırhlılarımıza refakat gerçekleştirmekteydi. Üslendiği görevini kendi türünden bir başka gemiye devreden Sultanhisar Torpido Botu İstanbul’a dönmek için harekete geçmişti. Sakin ve güzel bir havada seyrederken Sultanhisar Kaptanı Marmara Adalarının önlerine gelmişti. Bu adaların kıyılarını tarassut ederken ufukta bir teknenin görüntüsüyle karşılaşıldı. Zaten görevlerinden birisi olan düşmen deniz altılarını takip ve imha görevi nedeniyle tetikte olan Rıza Kaptan Sultanhisar’ın dümeni bu yöne kırdıran emri verdiğini görmekteyiz. Tekneye yaklaşılmaya başlanıldığında bu teknenin bir denizaltı olduğu anlaşılmıştı. Sultanhisar kaptanı Yüzbaşı Kaptanı mürettebatına derhal topbaşı emrini verdi. Sultanhisar savaşa hazırlanmaktaydı. Ancak Rıza Kaptan biliyordu ki kuvvetler arasında denge yoktu. Denizaltı kendisinden 8-9 misli büyük olduğu gibi top kudreti o oranda kendisinden fazlaydı. 30 kişilik tecrübeli İngiliz Mürettebatının karşısında bu teknik üstünlüklere sahip İngiliz Denizaltısına karşı bir mukayese yapmak, Rıza Kaptan başta olmak üzere Türk Denizcilerinin aklına bile gelmiyordu. Sultanhisar elindeki toplarının ateş menziline girdiği anda denizaltı Marmara’nın derinliklerine dalmıştı. Rıza Kaptan onun peşini bırakmak niyetinde değildi. Kendisi de, Sultanhisar Mürettebatı da pür dikkat kesilmişlerdi. Bir yandan denizaltı tarafında torpillenmemek için zikzak çizerek yol alıyor bir yandan da denizaltının periskopunu gözlüyorlardı. Nitekim gemi gözcüleri beklenen alarmı vermiş ve AE2’nin periskopunu görmüşlerdi. Geminin sancak tarafında 2500 m mesafede AE2’nin periskopu görüldüğünde Sultanhisar’ın sancak topunun başında nişancı Ömer Onbaşı’nın bulunduğunu görmekteyiz. Bu topun savurduğu 4 mermiden 2’si boşa gitmedi. Denizaltının periskopu isabet almıştı. Ancak periskop birden kayboldu. Gemi tekrar gözleme durumuna geçti.

Bir müddet sonra periskop tekrar görülmüştü. Artık üstünlük bir oranda Sultanhisar torpidosuna geçmişti. Yüzbaşı Rıza Bey avının peşini bırakmak istemiyordu. Subaylar ve mürettebatın morali tamdı. AE2, 2 torpido savurmuştu. Birisi çok yakından geçmesine rağmen gemi manevraları sayesinde Sultanhisar bunlardan kurtulmuştu. Torpilin işe yaramadığını gören denizaltı süratle su yüzüne çıktı. Aradaki mesafe 500 metreye inmişti. Denizaltı üzerine top ve tüfek atışı başlamıştı. Düşman dalıp çıkıyor, savaş alanından uzaklaşmak istiyordu. Aradaki mesafe 1000m’ye çıkmış, buna rağmen kaptan kulesi isabet aldığından dalamıyordu. Sultanhisar küçük topları ile bu denizaltıyı batırmak imkânını zor elde edebilirdi. Kaptan Rıza Bey ani ve cüretli bir karar vermek zorundaydı. Ellerini açıp kısa bir dua eden Rıza Kaptan hasmını mahmuzlayarak batırmak için ani bir karar verdi. Ve hızını arttırdı, ileri atıldı. Denizaltında da son çare planları vardı. O da ani bir kararla dalıp Sultanhisar’ı altına girmeyi ve tekrar ani bir çıkışla Sultanhisar’ı devirip batırmayı düşünmekteydi. Mesafe çok yakındı. Ve Rıza Kaptan istediği manevraları yaparak denizaltının planını boşa çıkardı. Denizaltı 4. defa daldı. O da kendini Rıza Kaptan’ın planından kurtarmıştı. AE2 son manevrası sırasında tekrar su yüzeyine çıktığında Sultanhisar’ın topları ona çok yakından ateş ettiğinden denizaltının kurtulması imkânsızlaşmış, sonu gelmişti. Beyaz bayrak çekerek teslim işareti veren denizaltıdan filikalarını indiren Sultanhisar’a teslim olmak üzere 3’ü subay, 29’u er olmak üzere 32 mürettebat çıkarılmış ve teslim alınmıştır.

Yavaş yavaş batan AE2 daha önce kaderini çizdiği Türk Gemilerinin gömüldüğü Marmara sularına gömülüyordu. Teslim olan AE2 personeli Sultan hisar mürettebatın Kaptan Rıza Bey başta olmak üzere kutluyor, tebrik ediyorum. Bu arada şunu da vurgulamak isterim ki çoğu insanın İngiliz denizaltısı olarak bildiği AE2 aslında İngiliz Denizaltısı değil Avustralya Denizaltısı ancak Avustralya o dönemde İngiliz Devletler Topluluğuna dâhil bir durumda olduğu için Dominyon durumunda olduğundan çoğu kaynaklar bu denizaltıyı İngiliz Denizaltısı kabul etmektedirler. AE2 Denizaltısını batıran Sultanhisar torpidomuz bu başarısıyla Türk Deniz Tarihçiliğinde unutulmaz iz bırakan gemilerden biri olmayı layıkıyla hak etmiştir. Zaten devrin padişahı ve yöneticileri hem Sultanhisar Torpido botu mürettebatını hem de muavenet-i milliye mürettebatını takdirname ile ve maaş ödülü hediyelerle ödüllendirilerek onlara takdirlerini bildirmişlerdir. Ama şurası bir gerçektir ki mürettebatının ve Sultanhisar Torpido botunun en gerçek takdiri Türk Milletinin hatıralarında ve kalbinde bıraktığı unutulmaz iz ve tartışılmaz yerdir.  Devamı yarın…

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.