güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

TARİHİ KAYNAKLARDAN FATİH SULTAN MEHMED’İN HAYATI VE İSTANBUL’UN FETHİ

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:47
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:47

Değerli okurlarım daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi mayıs ayı Türk tarihinde pek çok zaferlere sahne olmuş bir aydır. Pek çok olayların yaşandığı bu zaman süresinde bu nedenle bir takım kutlama günleri bayramlarda söz konusu oluştur. Bu bayramların bazıları kutlama bulduktan bir müddet sonra kutlama dışı bırakılıp iptal edilebilmişlerdir. Bunun en açık örneği bir zamanlar kutlama bulan hürriyet ve ana yasa bayramı adıyla 27 Mayıslarda kutlanan bayramdır. Şüphesiz ki aynı şekilde bir zamanlar uzun süre kutlanan bahar bayramı da bu tür bayramlardan sayılabilir. Bugün kutlama bulan bazı ulusal günlerde gelecekte aynı duruma uğrayabileceklerdir. Osmanlı devrinden günümüze gelen 29 Mayıs İstanbul’un Fethini kutlaması bu duruma düşmeden kutlanmayı sürdürebilen ulusal günlerimizin başında gelmektedir. 29 Mayısta İstanbul ağırlıklı kutlama bulan bu günün kutlanma temeli Fatih Sultan Mehmed in İstanbul’u feth etmesinden kaynaklanmaktadır. Bu kutlanmayı yaratan fatih sultan mehmed’in ve İstanbul’un fethi yazılı kaynaklardan irdelenmesine geçtiğimizde şu bilgilere rastlarız:

Sultan II. Murat Edirne’yi zapt ettikten sonra payitahtı Bursa’dan Edirne’ye nakletmişti. Edirne sarayında 26 Recep 1431 günü sabahı ikinci Murat Han’ın karısı Hüma Hatun, nur topu gibi bir oğlan çocuğu dünyaya getirdi. Adını “Mehmet ” koydukları bu çocuğun yaşı ilerledikçe kartal bakışlı, kartal burunlu, azim ve irade sahibi bir hükümdar olacağını sezinleyen Murat Han, oğlunun iyi bir terbiye görmesi için Çandarlı Halil- ’i ve Zağanos Paşayı görevlendirdi. Beş yaşında tahsile başlayan veliaht Mehmet, devrin büyük astronomi ve fen bilimleri hocası Ali Kuşçu ve Hocazade’den dersler aldı. Genç yaşta Arapça, Farsça, Lutince, İtalyanca, Sırpça, İbranice ve Ana dili Türkçeye yakın dil olan Çağatayca’yı öğrenmişti. Çünkü Büyük İslâm Peygamberi (s. a) “Beşikten mezara kadar ilim tahsil ediniz” buyurmuş, bir hadisi şerifte: “Utlııbul ilme velev bi Çin. - Çin’de bile olsa ilme talip olunuz” buyurulmuştu.                Şehzade Mehmet, derslerinden sonra ağaç tan yaptığı ata binerek oynuyordu. Bu hali gören hocası Halil Paşa: "Bu çocuk ülkeler feth edecek bir intiba taşıyor.. ” diyerek onun savaşlara girmesinden ve şehit olmasından endişe duyuyordu. Zağanos Paşa ise Hazret i Peygamber’in yıllarca önce buyurduğu hadis-i kudsiyi Mehmed Han’a okuyordu: “İstanbul “Konstantiniyye” muhakkak feth olunacaktır. Ne mübarek komutandır o komutan, ne mübarek ordudur o, ordu.."- mealindeki hadisi nakliyor, Şehzade Mehmet’i, İslâm ve Arap ordularının bir çok kere kuşatıp, feth edemedikleri İstanbul- ’un fethine hazırlıyordu. Bir ara kendini tasavvufa ve İslâm felsefesine kaptıran veliaht Göynük (Bolu) da bulunan AKŞEMSEDDİN hazretlerine bir mektup yazarak müridi olmasını istediğini beyan etmişti. Bu haber alan Ak Şemseddin kendisi kalkıp Edirne’ye gelmiş, sultana edebiyat, tarih, matematik ve felsefe kelâm) dersleri vermeğe başlamıştı. 13 yaşında iken lalaları Şahabettin, Nişancı İbrahim ve Kasapzade Mahmut ile Molla Güranî’nin nezaretinde MANİSA SANCAĞINA Sancak Beyi olarak gönderildi. Ertesi yıl, Anadolu Beylerinin baskısı i- le, Sultan Murat Han Manisa’ya haber gönderip yaşlandığını ileri sürerek oğlu Sultan Mehmed Han’ın tahta geçmesini istedi.

“biz cırnık ihtiyarladık. Evlâdımızdan Mehmed han tahta dil fıs eyleyip devri saltanat icra eylesün.. ” diye ferman etti. Zağanos Paşanın rızası, Halil Paşanın karşı durmasına rağmen Mehmed Han E- dirne sarayında tahta geçti. Gençliğin verdiği şevk ve heyecanla “Avnî” mahlâsiyle şiirler kaleme alan Meh- med Han:

Sevdin o dilberi, söz dinlemedin vay gönül,
Eyledün kendözi-nü âleme rüşvay, gönül.
Sana cevreylemede kılmaz o pervay gönül
Çevre sabreyleyemezsin, ne diyem hay gönül
Gönül ey vay gönül, vay gönül ey vay gönül..

diyor ve maksadını, fetih emelini şöyle dile getiriyordu:

Kenarım dürr-i maksudum ile pürdür çünkim
Avnîya Gözüm yaşı akar derya gibi her dem kenarından.

diyordu. 1450 de Dulkadiroğlu Süleyman Beyin kızı Şilte ile Edirne’de evlenen Medmed Han, gönlünü İstanbul’a verdi.Edirne’de, Osmanlı Devleti’nin başına 13yaşında bir çocuğun padişah olarak oturduğunu haber alan Haçlılar bunu fırsat bilerek aralarına Venedik, Ceneviz gemilerini, Eflâk, Polonya, Erdel kuvvetlerini alarak Macar Ilıınyad komutasında 25 000 kişilik bir ordu ile Türkler’in üzerine saldırmağa karar vermişlerdi. Bu tehlikeyi sezen Zağnos, Halil ve Sanıca paşalar Sultan Murat Han’ın devletin ve ordunun başına geçmesini istediler. Devamı yarın…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.