güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

Tarih Akışı İçerisinde Türk- Alman İlişkileri ve Kamen-Bandırma Dostluğu

Yazının Giriş Tarihi: 19.01.2022 00:06
Yazının Güncellenme Tarihi: 19.01.2022 00:06

Sade engellememekte kalmamakta kendi okullarında eğitime zorlayarak kendi kültürlerini aşılamakta kendi kültürlerine göre yetiştirmekte ve onları bir nevi asimileyse tabi tutmaktadır. Almanların kökeni geçmişe dayanan ve halkımız Alman Hastanesi dediği faaliyet gösteren sağlık kurumaları da ülkemizde mevcuttur. Bana tuhaf gelen bir durum Almanya birçok savaşlar geçirmesine bir sürü rejim değişikliklerine uğramasına bir sürü barış antlaşmaları imzalamasına rağmen Osmanlıyla olan münasebetlerine dayanan Alman Lisesi gibi bazı yabacı okul olarak Türkiye’de okul bulundurma hakkını muhafaza ederken neden biz Türkler buna benzer her hangi bir hakkı Osmanlının valisi Türkiye olarak onların ülkesinde kazanmış veya kullanıyor durumda olamıyoruz.

Almanya’nın Türkiye’nin Avrupa Birliği macerasına yahut mücadelesine hangi gözle baktığını belirtirken Almanların Kıbrıs sorununa bakışını da bu açıdan değerlendirdiklerini belirtmiştim. Evet, Almanya ve Almanlar Türkiye Cumhuriyeti ve Türklerin Kıbrıs’la ilgilenmesini oradaki Türklerin haklarını korumasını bir türlü anlamamaktadırlar ya da anlamak istememektedirler. Oysa Türklerin Kıbrıs Türkleriyle neden ilgilendiklerini yarıya bölümmüş bir Kıbrıs ve Lefkoşa ile karşı karşıya kalan Türkiye Cumhuriyetinin ve Türklerin ne hissettiklerini neler yaşadıklarını en iyi anlayabilecek millet Almanlardır. Yıllar önce 2. Dünya savaşı sonucunda yarıya bölümmüş bir Almanya yarıya bölünmüş bir Berlin karşısında Almanlar ne hissetmişse neler hissetmişse Berlinliler neler yaşamış neler hissetmişlerse bugün Kıbrıs Türkleri ve onların garantörü olan Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Milleti de aynı şeyleri hissetmekte aynı duyguları yaşamaktadır.

Almanlar Ermeni soykırım iddiaları karşısında da Ermenilere hak verir tavırlarıyla destekleyici davranışlarıyla yıllar önce kendilerinin başta Yahudiler olmak üzere Avrupa’daki bazı insan gruplarına uyguladıkları soykırım uygulamasına dünya kamuoyunda ikinci bir benzer suç sahibi olarak bizi görerek göstermek isteyerek yalnızlıktan kurtulmak istiyor olabilirler. Çünkü böyle bir iddianın gerçek olmadığını en iyi bilecek ve Türkleri ve suçlamadan arındırabilecek beyanlarda bulunabilecek tek Avrupalı Hıristiyan ırk Almanlardır. Çünkü Almanlar bizi suçladıkları ve olduğunu iddia ettikleri soykırımı iddialarına temel teşkil eden Ermeni tehciri icraatı sırasında müttefikimiz olarak yanımızdadırlar ve bu dönemde soykırımla suçlanan Türk milletinin ordularını çoğu yerlerde Alman subayları idare etmektedir.

Bütün bu bilgilerin ışığında sonuç olarak şunu söyleyebiliriz, geçmişte münasebetlerimizi yazı dizimizin başından beri dile getirmeye çalıştığım Almanya ve Almanlar ile münasebetlerimiz iyi ve kötü yönleriyle bugünde sürmektedir. Almaya ile aynı savunma patına yani NATO’ya dahil olmak; girmek istediğimiz onların tam üye bizim üye adayı olduğumuz Avrupa birliği teşkilatına dahil olmak nedeniyle; Avrupa parlamentosuna, Avrupa konseyine, birleşmiş milletlere birlikte üye olmamız nedeniyle müttefik ve görünüşte de olsa aynı saflarda olan dost iki ülke durumundayız. Ancak Almanlar biz Türklerle gerçekten dost mudur? Sorusuna cevap aradığımızda buna evet demek oldukça zordur.

Çünkü Almanlar millet olarak kendilerinden başka herhangi bir millet için bir hassa biz Türkler için iyi diyecek iyi ve iyilik düşünecek onları kendiliğinden kabul edecek bir yapıda değillerdir. Onlar için her şey Almanlar içindir. Almanya, Almanlarındır. Almanya’da yaşayacak ya da Almanlarla yaşayacak birey veya insan gruplarının onlarla bir arada uyum içinde yaşamayabilmeli için onlara hizmet etmesinin kalitesine göre değerlendirecektir. Kim veya kimler Almanlara daha iyi hizmet ediyorsa bu hizmeti sürdürebildiği sürece Almanya’da yahut Almanlarla yaşayabilir. Bu tip kimselerin Almanların müttefiki hatta dostu olan kendi ülkelerine zarar verip vermemeleri Almanlar için önemli değildir.

Bu nedenledir ki daha önce de söylediğim gibi Almanya’da yaşayan ayrımcılı Kürtlere, PKK’cılara, radikal dincilere, şeriatçılara, Hilafetçilere, Teröristlere, Hortumculara, suiistimalcilere Almanya’da yaşama imkanı ve serbestliği verildiği gibi bunlar maddi yönden de desteklenip Türkiye’nin iade talepleri dikkate alınmayabilir.

Nitekim pek çok PKK’lının aranmasına PKK’nın uluslararası terör örgütü olarak ilan edilmesine karşılık yakalanıp Türkiye’ye gönderilmediğine bakılırsa bu iddiamız hiçte yersiz değildir. Üstelik Almanya bizdeki teröristlerin hapishanelerde ve yargı kurumları karşısında insan haklarına göre muamele görüp görmediğini takip etmesine karşılık geçmişte kendi ülkesinde ortaya çıkan terör faillerini hapishanelerde izahı mümkün olmayan intiharlar sonucu ortadan kaldırdığı yolunda iddialar vardır.

Yani kendinde meydana gelen terör örgütlerini imha yoluna giden Almanya’nın ülkemizin terör örgütlerine kendince kol kanat germesi anlaşılmayacak, daha doğrusu Türk Alman dostluğuyla izah edilemeyecek bir davranıştır. Devam edecek…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.