güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

Tarih Akışı İçerisinde Türk- Alman İlişkileri ve Kamen-Bandırma Dostluğu

Yazının Giriş Tarihi: 18.01.2022 00:03
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.01.2022 00:03

Haliyle ülkemiz Avrupa birliği üyesi olduğunda bu birlik üyeliğinde mensup vatandaşlara tanınan serbest dolaşım hakkının Türk vatandaşlarınca kullanılmaya başlandığında ilk ve ağırlıklı gidilecek ülke Almanya olacaktır. Çünkü insan muhaceretlerinde göç eden insanların göç için tercih ettikleri yerler arasında 1. sırada kendi ırkından olan insanların bulundukları yerler olduğu bilinen bir gerçektir. Gerçi Avrupa’nın hemen hemen her ülkesinde Türk işçisi, Türk insanı vardır. Ama tam anlamıyla teşkilatlanmış, bulunduğu sahaya uyum sağlamış olanları ve en büyük çoğunlukta olanları Almanya’dadır. Bu nedenle Avrupa birliği üyesi olan bir Türkiye’den gelecek insan dalgalarının ilk en büyük durağı Avrupa açısından şüphesiz Almanya olacaktır. İşte Almanları bu korkutmaktadır. Bu nedenle Almanlar ve Almanya Türkiye’nin Avrupa birliği üyeliğine tereddütle bakmakta, bu kararı vermekte o yüzden ağır davranmaktadır.

Yoksa Almanların Türk insanıyla bireysel olarak bir sorunu tarihsel bir kini yoktur, tarih boyunca iki millet arasında büyük nefret uyandıracak tarihi olaylar mevcut değildir. Zaten şu andaki Almanya’da yerleşmiş durumda bulunan yahut geçici yerleşik durumda bulunan Türk vatandaşlarına Almanya Alman vatandaşlarına verilen hakların pek çoğunu tanımış durumdadır. Öyle ki Almanya’da pek çok Türk ticaret yapmakta, şirket kurmakta, emlak almakta, siyasi faaliyetler göstermekte, siyasi teşkilatlara üye olabilmekte hatta siyasi sahalarda görev alabilmektedirler. Yine aynı kitle etnik çalışmalarında ve dini çalışmalarında oldukça serbest hareket edebilmekte, istedikleri gibi teşkilatlanmakta, bizim ülkemizde yapamadıkları birçok faaliyeti orada yapabilmekte, Alman yönetiminin gerek yerel gerek ulusal açıdan nakdi ve maddi desteklerini bile alabilmektedirler. Nitekim Almanya’da bugün faal durumda bir sürü dernek pek çok cami mevcut bulunmaktadır. Hatta Türk vatandaşları sağlık sahasında hizmet vermek üzere işletmeler dahi açabilmektedirler. Bugün Almanya’da Türkler açısından olmayan tek şey okullardır. Sadece Alman devleti okul açısından buradaki Türk vatandaşlara Alman okullarında okumayı zorunlu kılmaktadır.

Almanya’nın buradaki Türk vatandaşlara sağladığı bu serbestlik bu özgür ortam görünüşte Türk insanı için çok iyi ve çok faydalı bir durumdur. Ancak geçen bir uygulamada bu serbestlik ülkemiz açısından kötü hatta zararlı neticeler vermektedir. Çünkü Almanya’daki bu serbest ortamda ülkemizden kaçan, ülkemizi bölme amaçlı, ülkemizdeki laik ve Kemalist medeni hukuk sistemine dayanan Cumhuriyet yönetimi sistemini yıkmayı amaçlayan insanlar da yararlanmaktadırlar. Bir yandan başta PKK olmak üzere bölücü Kürtler bazı sol dernekler buradaki vatandaşlarımızı aldatarak, zor kullanarak onlardan elde ettikleri paralarla önce buralarda dernekleşmekte, teşkilatlanmakta hatta ticarete atılarak kar elde etmekte, gerek dernekler vasıtasıyla buradaki Türk nüfustan topladıkları paralarla gerek kurdukları ticari kuruluşlardan elde ettikleri paralarla Türk ülkesindeki silahlı militanlarını desteklemekte silah ve cephane temin ederek Mehmetçiğe ölüm kusmaktadırlar.

Bu tür insanların 2. bir gelir kapısı da başta uyuşturucu kaçakçılığı olmak üzere kaçakçılığın her türlüsü hatta insan kaçakçılığı gibi kaçakçılık olmak üzere yer almakta, onlardan elde edilen paralar da yine aynı kötü emellere kullanılmaktadır. Başta ayrılıkçı Kürtler olmak üzere buna benzer etnik ayrılıkçı yahut siyasal amaçlı gruplar gibi Almanya’daki serbest ortamdan yararlanıp ülkemize zarar veren 2. grup ise ülkemizdeki laiklik ve cumhuriyet yönetiminin Kemalist sistemin düşmanları tarafından oluşturulmaktadır. Bunlar da Almanya’da oluşturdukları dernekler tarikat evleri, tarikat teşekkülleri vasıtasıyla yine Almanya’daki temiz kalpli Türk işçilerini aldatmakta, beyinlerini yıkayarak dinsel duygularını istismar ederek onlardan kandırdıkları kişilerin hem paralarını almakta hem de onları kendi amaçlarına hizmet edecek militan durumuna getirmektedirler. Hatta bu kitle bu faaliyetlerle de kalmamakta onlar da ticari teşekküller oluşturmakta buradaki kendilerine inanan vatandaşların paralarını alarak onlara sözde İslami kurallara göre faiz değil kar payı adıyla paralarına gelir temini vaatleri vererek aldıkları bu paraları kendi teşkilatları adına kullanmakta Almanya’da zenginleştirdikleri teşkilatlarının geliri olan bu büyük meblağların önemli bir kısmını ülkemize aktararak ülkemizde kalan yandaşlarının kendilerinin Almanya’da yaptığı çalışmalarının benzerlerini burada yapmalarını finanse ettiklerini görmekteyiz. Bütün bu tür bilgileri yakın zamana kadar ve hala medyamızdan öğrenmek her an bu tür yeni faaliyetleri görmek mümkündür. İşte bu nedenledir ki Almanların ülkelerinde Türklere sağladığı serbestlik bu tür kişileri de kapsadığından ülkemize zarar verebilmektedir.        

Almanya’nın kendi bünyesindeki vatandaşlarımıza Türk okulları açma hakkı tanımamasına karşılık ülkemizde Alman Lisesi gibi Alman kökenli yabancı okulların bulunup faaliyet yaptıkları bu faaliyetleri de 1800’lü yıllardan beri sürdürdüğünü hatırlatırım. Osmanlı döneminde onlara tanınan bu hak Lozan’la da devam ettirilmiş ve günümüzde de devam ettirilmiş. Onlar bu okullar vasıtasıyla bizim ülkemizde bizim vatandaşıma eğitim vererek vatandaşa kültürel ve fikri sahada teknik saha da biçim ve yön verirken kendi ülkelerinde yaşayan Türk işçilerine onların çocuklarına ait okullar açtırmayarak kendi vatandaşımızı bile fikri ve kültürel sahada yönlendirmemizi biçimlendirmemizi engellemektedirler. Devam edecek…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.