güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

Tarih Akışı İçerisinde Türk- Alman İlişkileri ve Kamen-Bandırma Dostluğu

Yazının Giriş Tarihi: 15.01.2022 00:07
Yazının Güncellenme Tarihi: 15.01.2022 00:07

Almaya sanayileşme yolunda ilerlerken bir yandan da komşularıyla aralarındaki sorunları ortadan kaldırmak Roma döneminde ve Roma Germen İmparatorluğu döneminde, Hunlar döneminde bir kısmıyla birlikte yaşadığı Avrupa devletleriyle, askeri müştereklerde birleşme çalışmalarına da girmiştir. Bunun için 1951’de bugünkü Avrupa Birliğinin kuruluş temellerini atan ülkeler arasında yer almıştır. Bu teşkilat ortak Pazar Avrupa Birliği isimleriyle bugünkü günlere gelecek kömür birliğinin sonucudur. Almanya bu çalışmaları sürdürürken ülkemizden sadece işçi almamıştır, Türkiye’den eğitim için Almanya’ya gidenler siyasal nedenlerle Almanya’ya kaçanlar da olmuştur. Öyle bir an gelmiştir ki Türkiye dışında en çok Türk’ün bulunduğu ülke Almanya olmuştur. Tabii bu söylediğimiz Türkiye vatandaşı olan Türkler açısındandır. Bu nedenledir ki yazımızın daha önceki bölümlerinde belirttiğimiz gibi 67 ilden ibaret olan ülkemizde Almanya için 68. il diye bahsedilmeye başlamıştır.

Daha önce de belirttiğim gibi Almanlar bu Türk vatandaşlarından rahatsız oldukları gibi onları bilhassa onlardan türeyen 2. ve 3. nesil Türkleri asimile etmeye yönelmiştir. Bunun için çıkardığı kanunlarla Almanca öğrenmeyi Alman okullarında eğitim görmeyi esas alırken ülkemizdeki Ata Erkil aile yerine Almanya’daki Türklerde çekirdek aileyi ön plana çıkarmakla kısmen de olsa asimilasyonda başarılı olmuştur. Bilhassa ülkemizdeki aile içinde baba ve annenin çocuklara baskı yapma fonksiyonunu terbiye için ceza fonksiyonunu oradaki Türk ailelerine uygulatmayarak uygulayanların elinden çocuklarını alma tehdidi veya alma uygulaması gerçekleştirerek Türk çocuklarını 1. nesilin milli etkilerinden uzaklaştırmış 2. nesil ve 3. nesil üzerindeki asimilasyonu kolaylaştırmıştır.

Almanların bu asimilasyon tehdidi Almanya’daki Türklerde dinsel teşkilatların güçlenmesini getirmiştir. Almanya’da yerleşen tarikat teşkilatları Almanların asimile çalışmalarına misyoner faaliyeti tipi çalışmalarla karşı koymuşlar, Almanların etkisini azaltmışlar hatta etkisini ortadan kaldırmışlardır. Ancak bu defa oradaki Türk nüfus için Araplaşma tehlikesi söz konusu olmaya başlamıştır. Zengin Suudi devletinin Vehabi tarikatının parasal desteğiyle organize olan Türklere yönelik bu tip teşkilatlar Almanya’daki Türk kitlelerini geniş çapta etkilemeye yönelmişlerdir. Bu arada Türkiye’deki laik sistemden kaçan Kemalist sistemden kaçan Osmanlı döneminin Hürriyet ve İtilafçılarının Sayit Mollaların, Şeyh Saitlerin, Derviş Mehmetlerin, Şeyh Vahdeddilerin, Seyit Rızaların, Mustafa Sabrilerin yeni göbek nesilleri Almanya’da toplanmışlar ve Türkiye’deki Cumhuriyet idaresi aleyhinde çalışmalara başlamışlardır. Hatta bu ülkede Anadolu İslam hilafeti teşkilatı gibi teşkilatlar oluşturmuşlar. Askeri eğitim verdikleri militanlar yetiştirmeye çalışmışlardır. Bu arada yine Türkiye’deki Cumhuriyet idaresini ve ülke bütünlüğünü tehdit eden PKK’lılar, ayrılıkçı Kürtler, komünist teşkilat üyeleri çoğu Almanya’ya kaçmıştır. Bu tür insanlar ve teşkilatları kısmen gönül rızasıyla kısmen baskıyla Türk işçilerin desteğini görmüşlerdir. Bu arada batı Almanya devlet sistemi de bu tür teşkilatlara göz yummuş hatta Türklerin gadrine uğradığını zulmüne uğradığını düşündüğü Kürtlere sahip çıkmış parasal destekler vermiştir. Ancak alman hükümeti Kürtler konusunda yanıldığını tarikatçılar konusunda yanıldığını daha sonraki dönemlerde bilhassa yakın dönemlerde anlayacaktır.

Batı Almanya 61 li yıllarda bizden işçi aldığı dönemlerde Türkiye de bazı ekonomik faaliyetlerde de bulunmuştur. Örneğin zirai sahalarda bazı örnek çiftlikler oluşturmuş. Bazı ürünlerin ekimini teşvik etmiştir. Nitekim bu tür çiftliklerden bir tanesi de bu gün komşu ilçemiz olan Gönen yakınındaki, halkın Tahir ova çiftliği olarak adlandırdığı ilk kuruluşundaki adıyla alman çiftliği bunlardan birisidir. Yine Almanya’da ki üniversitelerde eğitim gören bazı alman gençlerinin eğitim gördükleri sahalarla ilgili olarak ülkemize gelip belirli sürelerde işçi gibi çalıştıkları da görülen alman faaliyetlerindendir. Almanya ülkemizin belirli sahasındaki topraklarla turistik sahalarla da ilgilenmektedir. Bu tür sahaların başında Almanlara cazip gelen Antalya bölgesi vardır. Bu gün bu sahalara yerleşmiş genelde yazlık şeklinde ama enderde olsa yazlı kışlı kalan alman aileleri de mevcuttur. Almanlar ülkemizde toprak alana yabancı milletler arasında önemli sırada yer alan milletlerden biridir.

Almanlar ülkemizle ilgilenirken Almanya’ya gönderdiğimiz işçilerin ikinci ve üçüncü göbek nesilleri de Almanya’da yerleşmeye oralarda mesken ve iş yeri sahibi olmaya başlamışlardır. Almanya’nın Türk nüfusa sağladığı seçme ve seçilme hakkı dolayısıyla alman siyasi hayatına girmeye çalışan giren Türklerde mevcuttur. Bütün bu olumlu gelişmeler yanında yakın zamanlara kadar Almanlarda Türk düşmanı gruplarda artmıştır. Bilhassa S.S.C.B’nin dağılmasından sonra 1990’lı yıllarda 2 Almanya’nın birleşmesinden sonra Almanya’da ki Türk işçilerin durumunun zorlaştığını görmekteyiz. Çünkü batıyla birleşen doğu Almanya’nın getirdiği alman nüfusu işe ihtiyacı vardır. Onlara iş sahası yaratılabilmesi için Almanya’daki yabancıların devre dışı bırakılması gerekmektedir. Devam edecek…

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.