güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

Tarih Akışı İçerisinde Türk- Alman İlişkileri ve Kamen-Bandırma Dostluğu

Yazının Giriş Tarihi: 05.01.2022 00:06
Yazının Güncellenme Tarihi: 05.01.2022 00:06

Bu konuda Almanlar ve Naziler hiçte zorluk çekmediler. Çünkü aradıkları en uygun müttefiklerden birisi hemen yanı başındaki 1. Dünya Harbi başlamadan önceki müttefiki, 1. Dünya Harbi sırasındaki hasmı İtalya onun ideallerine uygun bir müttefik olarak hazırdı ve yukarıdaki ortaklık için aranabilecek şartların hepsine uygundu. Uygundu çünkü İtalya Faşist diktatör Musolini idaresinde olduğu gibi 1. Dünya Harbi galibi olmasına karşılık zaferin nimetlerinden ortakları kadar istediği ölçüde faydalanamamıştır. Müttefiklerin 1. Dünya harbi sonunda geniş sömürge sahaları elde ederken yeni sömürgeler sahibi olurken onun payına hemen hemen bir şey düşmemişti. Gerçi İtalya görünürde krallık rejimini hala sürdürüyordu. Ama bütün yetkiler faşist diktatör Musolini’nin elindeydi. Bu haliyle Nazi Almanya’sı için ideal bir ortak ideal bir müttefikti.

Almanya müttefik olarak İtalya’yı yanında bulurken 2. müttefiki uzak doğudaki Japonya olmuştur. Uzak doğuda genişleme siyaseti peşinde olup, Çin bölgesinde ve Endonezya Çin Hindi bölgesinde toprak elde etme arzusunda olan, Çin savaşına katılan Japonya 1. Dünya galipleriyle ister istemez hasım durumuna düşmüştür. Çin sahasında ona dur diyen bu devletlerin karşısındaki Almanya yanında yer almak Japonya için kaçınılmaz olmuştur. Japonya’da bir nevi diktatörlük sayılabilecek totaliter bir idare ile yönetilebilmektedir. Japon imparatoru devletin her şeyidir. Bu üç devlet yani Almanya, İtalya, Japonya arasında ittifak oluşturduklarında bu oluşan ittifaka Mihver Devletleri denmiştir.

Almanya müttefikleri arasına Türkiye’yi de katmak istemiştir. Çünkü Türkiye ona müttefik olabilecek ideal özellikleri üzerinde taşıyan tipik bir ortaklık adayıdır. Bir kere Türkiye, Almanya gibi 1. Dünya savaşını kaybedip yenilen gruba dahildir. Yani 1. Dünya harbinin mağlupları arasındadır. Eski ittifak devletleri üyesi olup eski Almanya müttefikidir.

Türkiye de Versay anlaşmasıyla toprak kaybeden ve milletinin bir kısmı Almanya gibi azınlık durumuna düşürülen bir ülkedir. Türkiye savaş sonunda imzaladığı Sevr Antlaşması ile pek çok topraklarını kaybetmiş, giriştiği Mustafa Kemal önderliğindeki Kurtuluş harbini zaferle bitirip 1. Dünya harbi galiplerine Lozan Antlaşmasını imzalatıp bağımsızlığını tasdik etmiş olmasına karşılık bırakın eski topraklarını Misak-ı Milliyle belirlediği toprakların bile tamamını elde edememiş bir ülkedir. Yine söz konusu anlaşmalar neticesinde başka ülkelere bırakılan topraklarda hakikaten pek çok Türk azınlık olarak bırakılmıştır ki bunların en önemlileri Yunanistan da kalan Batı Trakya’daki Türklerle önce İngiliz Mandasındaki daha sonra bağımsız hale gelmiş olan Irak’taki Musul Kerkük Türkleridir.

Üstelik Türkiye’de her ne kadar Cumhuriyet idaresi söz konusu olsa da iş başında tek parti olan Cumhuriyet Halk Partisinin hakim olduğu ve onun başında bulunan bu nedenle Cumhurbaşkanlığı makamına oturabilen ve kendisine Milli Şef denilen İsmet İnönü’nün her yönüyle ağırlığının hissedildiği bir yönetim söz konusudur. Milli Şef İsmet İnönü tarihi şahsiyeti ve iktidardaki Halk Partinin desteğiyle Cumhuriyet idaresinin her sahasında tartışmasız söz sahibidir. İsmet İnönü’nün yönetimdeki ağırlığı CHP tek partili olarak ülke idaresini elinde bulundurması TC. İçin o dönemdeki idari sistemi açısından totaliter bir idare hatta diktatörce bir idare denilebilecek bir görüntü arz etmesidir. Gerek HP gerek İsmet İnönü halka karşı sert olmasalar da bazı uygulamalar nedeniyle totaliter yönetimlerde görülen bazı haksızlıklar ve yanlış davranışlar bu dönemde görülmüştür şeklinde ifadelerin olmasını doğurmuştur.

Türkiye’nin bütün bu özellikleri nedeniyle Nazi Almanya’sı için müttefik olmaması için görünüşte sebep yoktur. Bu özellikleri nedeniyle olsa gerektir ki Hitler Almanya’sının 1938 Martında Türkiye’ye ortak hareket için müracaat sayılabilecek bir öneride bulunduğunu görüyoruz. Almanya bu tarihte Türkiye hükümetine Almanya ile Türkiye arasındaki ticari ve ekonomik ilişkileri görüşmek üzere Berlin’e bir heyet gönderilmesi yolunda bir öneride bulunmuştur. Bu arada Almanya Avusturya’yı kendine katmıştır. Daha doğrusu Avusturya Almanya’ya katılmıştır.

Almanya’nın bu çağrısı bu önerisi üzerine Türk hükümeti Dış İşleri Bakanlığı Genel Sekreteri Numan Menemencioğlu’nu Berlin’e göndermiştir. Yapılan görüşmelerde Almanların Türkiye’ye 1. Dünya Savaşından sonra yapılan Barış Antlaşmalarıyla zarara uğramış devletlerin statükocu devletlere karşı iş birliği içinde olmaları ve revizyonist amaçlarını gerçekleştirmek için birleşmeleri gerektiğini işaret etmişlerdir.

Bu Almanya’nın Türkiye’ye bir müttefiklik önerisi ittifak için bir ön tekliftir. Ancak Türkiye Almanya ile iş birliği düşünmemektedir. Bu nedenle Numan Menemencioğlu bu teklife iki ülkenin ortak sınırı bulunmadığı için böyle bir ittifakın gerçekleşmesiyle tarafların fayda temin edemeyeceğini belirtmiş, teklifi reddetmiştir. Devam edecek...

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.