güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

Tarih Akışı İçerisinde Türk- Alman İlişkileri ve Kamen-Bandırma Dostluğu

Yazının Giriş Tarihi: 01.01.2022 00:04
Yazının Güncellenme Tarihi: 01.01.2022 00:04

Bu söz konusu anılar bana şu gerçeği de ispatlamıştır ki Türk insanının 1. Dünya harbi sırasındaki karakter yapısıyla bu günkü karakter yapısı arasında fazla bir fark yoktur. Çünkü nasıl o zaman ki insanımız Devletinin dost deyip anlaşmalarla bağlandığı devletin insanlarına dost gözüyle bakmaya çalışıyorsa bu günkü insanımızda aynı davranışı gösteriyor. Nitekim bu davranış icabı Osmanlı çağındaki Almanya’nın, Fransa’nın yerini bugün rahatlıkla ABD alabiliyor. Osmanlı çağında 2. Wilhelm Osmanlıyı ziyaret ettiğinde kurbanlar kesen Osmanlı halkı gibi bugün Türk halkından bazıları da ABD Başkanı Obama ülkemize geldiğinde bırakın gelmesini ülkesinde seçimi kazandığında kurbanlar kesebilmektedir.

 1.Dünya harbi sırasındaki nesilden bu günkü neslin tek farkı olarak söz konusu savaş gazisinin hatıralarını göz önünde tutarak şunu söyleyebiliriz: O zamanın nesli de kendi hakkına razı değildi. Başkalarının hakkını, arkadaşının hakkını yiyebiliyordu. Ama genel prensip olarak ben senden fazla yiyeyim, daha iyi giyineyim ama sen de ye, giy şeklinde oluştururken bu günkü neslin hayat felsefesi hepsini ben yiyeyim. En iyisini ben giyeyim, sen yeme, giyme öl olmuştur.         

Ne tuhaftır ki Versay Antlaşması ile öz be öz Alman topraklarını bırakan Alman ırkının bir kısmını yabancı ülkelerde azınlık durumuna terk eden Almanya’nın bu üzücü durumuna tepkisi 25 yıl sonra gerçekleşmiştir. Almanya’nın ve Almanların galip devletlere tepkisi yaklaşık 28 yıl sonra ortaya çıkarken bu savaşta onunla kader birliği eden Osmanlı devletinin yani Türklerin tepkisi çok daha çabuk görülmüştür. Diyebiliriz ki Türklerin tepkisi anında olmuştur. Osmanlı devleti Almanların Versay antlaşmasına tekabül eden itilaf devletleri ile Osmanlılar arasında gerçekleştirilen Mondros Mütarekesi ve Sevr Antlaşmalarıyla kendilerine reva görülen duruma razı olmamışlardır.

Vatanlarını parçalayan adeta kendilerine yaşam sahası olarak sadece Ankara dolaylarını bırakan Sevr Antlaşmasını milletçe anında tavır almış tepki göstermiş Mustafa Kemal önderliğinde giriştiği kurtuluş harbiyle Mondros ve Sevr’i uygulama dışı bıraktırmış 1. Dünya harbi galiplerini imzalamak zorunda bıraktığı Lozan Antlaşmasıyla bağımsızlığını tasdik ettirmiş ve ulusal sınırlarıyla bu günkü Türkiye Cumhuriyetini oluşturmuştur. Bu durum öz be öz Türklerle az veya çok Türklük karışmış Türklerle bir müddet beraber yaşamış milletlerin farkı olarak değerlendirilebilecek bir durumdur.

Daha açık söylemek gerekirse Atilla öncesi dönemde ve Atilla döneminde Türklerle iç içe yaşamış kökenlerine az da olsa Türklük karışmış, karışma ihtimali bulunan Almanlarla Türkler arasındaki bağımsızlık veya savaşçılık açısından farkı ortaya koyabilecek bu durum çok iyi değerlendirilmelidir. Bu iki ırk arasındaki farkı Almanların Versay Antlaşmasına 25 yıl sonra karşı çıkmasına onu etkisiz hale getirmesine karşılık Türklerin Sevr Antlaşmasına anında karşı çıkıp onu ortadan kaldırması iki ırk arasındaki farkı çok net olarak ortaya koymaktadır.

Bu arada bir tuhaflığa değinmeden geçemeyeceğim. 1. Dünya harbi galipleri arasında olmasına karşılık bu antlaşmaya imza atmayı reddeden ABD’nin bu reddedişi nedendir?  Acaba Almanların kendilerini bu antlaşmayla bağlanmış saymayacaklarını bildiğinden dolayı mıdır? Yoksa bu antlaşmayla Almanlar için Almanya üzerinde kendi amaçlarına ermedikleri için ileride kendilerini bu antlaşmayla bağlamayıp bu amaçları elde etme çabalarında serbest kalma istediklerinden midir? ABD’nin bu iki durumdan hangisi ile olursa olsun antlaşmayı imzalamayışı tehlikeli bir durumdur. İşin tuhafı Versay’da taraf olan Almanlar için geçmişte söz konusu olan bu tehlike bugün bizim için söz konusudur.

Çünkü ABD Cumhuriyetimizin varlığını sınırlarını, Milletimizin bağımsızlığını dünya milletlerine kabul ettirdiğimiz tasdik ettirdiğimiz uluslararası sahadaki en sağlam dayanağımız belgemiz olan Lozan Antlaşmasına da imza koymamıştır. İnsan gayri ihtiyari düşünmektedir. Acaba ABD’nin bizim ülkemiz üzerinde de gelecekte bir hesabı olması dolayısıyla mı kendini bağlamak istemeyip Lozan’ı imzalamamıştır. Versay’ı imzalamayan ABD’nin 2. Dünya harbinde Almanya’nın karşısına dikildiği düşünülürse ABD’nin gelecekte çıkabilecek çok uluslu bir savaşta veya karşılıklı çatışmalarda karşımıza dikilmesi büyük olasılıkla mümkündür dersek herhalde yanlış söylemiş olmayız. Savaş sonrası dönemde yani 1. Dünya Harbi sonrası dönemde Türkiye ile Almanya arsında münasebetlerin inkitaya uğradığını görmekteyiz. Devam edecek…    

 

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.