güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

Tarih Akışı İçerisinde Türk- Alman İlişkileri ve Kamen-Bandırma Dostluğu

Yazının Giriş Tarihi: 29.12.2021 00:04
Yazının Güncellenme Tarihi: 29.12.2021 00:04

Ülkemizde sol ve komünizm dendiğinde gerek yandaşları gerek karşıtları tarafından ilk hatırlanan kişi şüphesiz nazım hikmettir. Nazım hikmetin etnik kökenine baktığımızda anne tarafından da olsa altında bir Almanlık vardır. Çünkü nazım hikmetin anneannesinin babası olan şahıs Osmanlı ismiyle Mehmet ali paşa aslında alman kökenli birisidir. Asıl adı Julius de Troid isimli bir alman dönmesidir. Bu zatın sülalesi hakkında şu bilgiyi vermek mümkündür. Mehmet Ali Paşa, Hügönot asıllı bir almandır daha doğrusu Protestan dininin kabul ettiği için Almanya’ya göçmüş Fransızların soyundandır. Kral de Trou ailesinden ve Mugdeburg’ludur. Mehmet Ali paşa rakipleri tarafından Rumeli’ye isyan bastırmaya gönderilmiş Berlin antlaşmasında Hıristiyan cemaatlere hak tanımak zorunda kaldığından (sizi gâvurlara bu adam sattı) diye Müslüman halk el altından kışkırtılmış Mehmet ali paşa 44 yaşında iken Arnavutlar tarafından linç edilmiştir.

Nazım Hikmet’in büyük dedesi Mehmet Ali Paşa’nın Alman kökenli olduğunu vurgulamaktan maksadımız dünyanın başına kominizim ve sosyalizm akımlarını bela olarak çıkaran Marlks ve Engels gibi Alman fikir adamları ile aynı kökenden bir neslin Türkiye’de de kominizim ve sosyalizmin en büyük temsilcisi olarak ortaya çıktığını vurgulamaktır. Gerçi Nazım Hikmet’in soyunda Almanlarla yakın ırk olan Polonyalıların da kanı vardır.

Çünkü Nazım’ın annesinin babası olan Mustafa Celalettin Paşa da Polonya kökenli bir zat olup Müslüman olmadan önceki adı Konstanty Borzecki’dir. Bu nedenle Nazım Hikmet’in büyük Türk şairi olarak tanıtılmasına her zaman şaşırmışımdır. Bu şaşkınlığımın sebebi biraz da Türkiye’deki tarihi şahsiyetler üzerinde yapılan milliyet spekülasyonlarıdır. Fatih Sultan Mehmet’in öz be öz Türk kızı olmasına karşılık onu devşirme gösterip Fatih’i Türklükten uzaklaştırmak Türk olmadığını ispatlamaya çalışanlar Sokullu Mehmet Paşa’nın Peçenek asıllı bir Türk olmasına karşılık onu Slav göstermeye çalışanlar ünlü Türk mimarı koca Sinan’ı öz be öz Türk olmasına karşılık Ermeni gösterip Türklükten uzaklaştırmaya çalışanlar bulunan Türkiye’de atalarının Alman Polonyalı olduğu açıkça belli olan hiç değilse bu kanların kanında mevcutluğu kendisi tarafından ikrah edilen Nazım Hikmet’i Türk görüp büyük Türk şairi olarak kabul edenlerle dolu olması tezattı insanı şaşırtmaz hatta acı acı güldürüp de düşündürmez de ne yapar?

Bu arada şunu da vurgulamak isterim ki Nazım severler onun mezarını naşını bir Türk olarak düşündüklerinden Moskova’da bırakmak istemezler ve hep ülkemize Anadolu’ya getirilmesi için çalışırlar. Burada da tuhaflık mevcuttur. Köken bakımından Alman Polonyalı kanı bulunan bir Nazım’ın mezarı ve naşı hakkında bu düşüncelere sahip Türk vatandaşları ülkemizde oldukça bir kitle oluştururken neden öz be öz Türk evladı Turgut Reis’in Tunus’taki naşını ülkemize getirmeyi düşünecek, bırakın kitlesel olarak çalışacak bireysel olarak bile çalışacak Türk evlatları çıkmaz.

Nazım Hikmet’in sevenlerince onun son isteği olarak belirtilen Anadolu’da büyük bir çınar altında yatmak(gömülmek) yolundaki isteği bana acaba ırksal olarak eski kökenlerine dönme arzusu mu ortaya çıkıyor diye düşündürmektedir. Malum ya daha yazımızın başlarında belirtmiştim Almanların ataları olan Keltler M.Ö. 278’lerde Galat adıyla İç Anadolu’dadır. İnsan gayrı ihtiyari Nazım İç Anadolu sevgisini büyük dedesinin kökeni olan Galatlardan mı almaktadır?

Bütün bunlar bir yana Almanların 1.Cihan Harbi sırasındaki askeri ittifak ve sözde dostlukları iş birlikleri bugün fikir hayatımızda, yakın geçmişteki fikir hayatımızda önemli etkilerde bulunmuş kominizim, sosyalizm, Turancılık, İslamcılık akımlarına az çok katkıda bulunmuş bir dönemdir.

Almanya 1. Dünya harbini kazanmak konusunda elinden geleni yaparken savaşın tarafsız devleti olan Amerika’yı da savaşa çekme konusunda etkili olmuştur. Denizaltılarla yapılan savaşlar nedeniyle Amerika ve diğer devletlerde bu savaştan zarara görmüşlerdir. Neticede savaş yayılmış Almanlar, Avusturyalılar, Bulgarlar ve Osmanlılardan oluşan ittifak güçleri hiçbir yerden yardım alamazken itilaf güçleri Amerika gibi devletlerden destek bulmuşlar güçlenmişlerdir. Böylece denizlerde hakimiyeti zaten elinde tutan itilaf devletleri yavaş yavaş karada da üstünlük sağlamaya başlamışlar, Almanlar güçlerinin son noktasına gelmişlerdir. Osmanlı da ittihat ve terakki hala Almanların kazanacağı inancındadır. Ama artık Osmanlı da gücünün sonuna gelmiştir.

Daha önceki bölümlerde belirttiğim gibi Türk subayını sevmeyen Türk Mehmetçiğine güvenmeyen Mehmetçiği cepheden kaçmakla itham eden bir ırkın subaylarının yönetiminde değişik cephelerde savaşan Türk evlatları büyük çapta can ve kan kaybetmelerine karşılık başarılı olamamışlar. Çanakkale Kütül Amare zaferleri gibi önemli zaferler kazanmalarına rağmen Osmanlı vatan topraklarının büyük çoğunluğunu yitirmişlerdir. Türk orduları neredeyse bugünkü Türkiye sınırlarına çekilme raddesine gelmişlerdir. Devam edecek…

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.